Emekli memur, kendini “sitenin efesi” olarak ilan etmişti. Türkülerle insanları neşeye boğardı. Türkülerle Anadolu’nun, sitedeki temsilcisiydi. Taklit ve tenkit kabiliyeti oldukça gelişmişti. Gülmek hiç değilse gülümsemek O’nun nizamı ve intizamıydı.
Sitenin efesini, görmezden gelen, selamlaşma ve konuşmayanın vay geldi başına. Onları taklit eder, alaya alır ve site sakinlerini güldürür, arada “köpeğim,” derdi.
Efe sitede yöneticilik yapardı. Normal boylu, zayıf ve kumral saçlıydı. Kolları değnek gibiydi. Gözlerini çevirir ve sizleri görmek istemiyorum diye şaka yapardı. Efeye göre herkes gülecekti. Bu kadar sıkıntı çekilmez, gülelim oynayalım, gam alalım dünyadan, derdi.
Efenin omuzunda heybesi, heybesinde meyvesi, ile gezgindi. Meyveleri çocuklara dağıtırdı. Sulu elmalarım, ayvaların ve narım, diyordu. Neşesinden bir şey kaybetmezdi. Sevgi, yaşama bilincimiz olsun, derdi.
Efe heybem boş da olsa keyfim yerinde. Yarın da bugünden, derdi.
Efenin toplumsal olaylara bakışı farklıydı. Sosyal ve kültürel tarihi severdi. Tarih içerisinde sosyal yapıyı inceleyen tez yazıyorum, diyordu. İnsanların kökeni önemli değildir. Bulunduğu konumdaki insani ilişkileridir, derdi.
Anadolu tarihi karmaşık, fakat insanların birbiriyle uyumunun başarılı olduğunu, örneklerle açıklardı. Birbirleriyle iyi geçinmeyi ve uyumu, cumhuriyete borçlu olduğumuzu söylerdi.
Şehirleşmenin köylerin boşaltılarak yapılmasını yanlış buluyordu. Bu durumda sistem, olayı ırkçılığa götürür, derdi.
Çalışanı severdi. Pazarda ürününü satanlar hoşuna giderdi.
İnsanları güldürmek için pazara terlikleriyle gelirdi. Koşar ve terlikler ayağından çıkardı. Geri döner, terlikle kavga eder ve sonra giyerdi. Spor ayakkabı giymeyi sevmezdi.
Sitenin efesi, ürettiği sebzelerden getirir ve herkese dağıtırdı. Özellikle domatesi ihmal etmezdi. Bahçedeki eriğini de dağıttırdı.
Sabahları yürüyüş yapardı. Soranlara kendime bbakıyorum. Kimseyle yarışmıyorum yavaş da yürüsem vitamin alıyorum, derdi.
Spor bedenin, beynin ve ruhun zinde tutulmasıdır, derdi.
Tarihi ikiye ayırırdı. Birincisi insanın, ikincisi ise Ülkenin tarihi derdi. Kendi tarihinde, ailesinden devlet işlerinde çalışanları sayardı. Ülke tarihinden ise, ailesinden devletin üst kademelerinde çalışanları sayardı.
Sitenin Efesine en büyük devlet memuru kimdir? Diye sorduklarında ise verdiği cevap enteresandı. En büyük memur; Muhtardır, derdi.
Dünyanın gelmiş geçmiş yapılan en büyük hatanın ise savaşların olduğunu söylerdi. Savaşların Devlet başkanları arasında olduğunu söylerdi. Diğer katılanların yardımcılarıdır, derdi.
İnsanın en büyük hatası da gülmemesidir, derdi.
Hasan TANRIVERDİ
























