Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hikmet Işık CANKAT

“Şiiryum”Hasan Hüseyin Korkmazgil

Hikmet Işık CANKAT Yazar Hikmet Işık CANKAT
17 Şubat 2019
Hikmet Işık CANKAT
2
414
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Şiiryum “ Hasan Hüseyin Korkmazgil

1927 Gürün/Sivas doğumlu olan Hasan Hüseyin Korkmazgil,26 şubat 1984’de aramızdan ayrıldı..

Karlar altında nevbaharım ben”demiş A.Hamit Tarhan

Şair yazar Barış Erdoğan Bu dizenin Hasan Hüseyin’e ne kadar da yakıştığını düşünmüş ve  ‘’Karlar Altında BIÇKIN Bir Nevbahar başlığıyla MAYIS-2107’ de Şehir  dergisinde O’nu anlatan bir makale yayınlamış,oradan alıntılarla başlayalım anlatımımıza:

Halkın çocuğu Hasan Hüseyin’i, halkın şairini kelepçeleyip( “kelepçemin karasında bir ak güvercin” şiirini anımsayalım.) görevden uzaklaştırırlar. Niğde’den Adana’ya gittiğinde yoksul halkın ezildiğini görür, şiir kıvılcımının ilk çaktığı yer olarak Adana’yı beller. Adana’da yatılı okulda lise okumaktadır.Artık şiirlerinde ırgat pazarlarının içyüzü, pamuk işçilerinin sorunları, dokuma fabrikalarının felaketi, teneke mahalleler önemli yer tutar. 

 “bir bıçak bu sayın doktor, bir bıçak / kore’yi elma gibi / vietnam’ı elma gibi / ikiye bölen bıçak / dolaşıyor ortadoğu’nun şahdamarında / bu bıçağı tanırız biz” 

dizelerinde isteyen istediği kadar suç unsuru bulabilir (!)

Gürünlü delifişek Hasan Hüseyin, içten içe erimektense sesini yükseltir ancak yazdıkları başına iş açar ve Göksun’da görevdeyken tutuklanır ve memuriyetten uzaklaştırılır. 

“silâh ve şarkı / ben bütün karanlıkları bunlarla yendim / 

doğacak çocuğumun kanında esen / 

emekçi karımın dimdik bakışlarında / 

ve çetelerin sipsivri uykusuzluğu / 

silâh ve şarkı” 

dizeleri uzun sürecek davalarını başlatır.

Aile dostu, dava arkadaşı, avukatı Halit Çelenk, Kızılırmak şiiri hakkında açılan davaya itiraz eden, şairi savunan kişidir. …”Şiirde sembolik olarak kullanılan ‘Silah ve Şarkı/Ben bütün karanlıkları/Bunlarla yendim’ sözcüklerini ‘Zor kullanma yoluyla bir sınıfın egemenliğini kurmak isteme’ biçiminde değerlendiriyor ve böylece şairin tutuklanmasına ve 51 gün tutuklu kalmasına neden oluyor.”

Artık ekmek kavgası, hayat mücadelesi öğretmenlik mesleği dışında verilecektir. Şiir nasıl bir namus işiyse ekmek kazanmak da bir namus işidir. Arzuhalcilik, tabelacılık, dergicilik, düzeltmenlik ekmek kapısı olur.Hapishane denen zindanda edebiyatın büyük ustası Aziz Nesin’le tanışır, edebiyat dünyasının kapılarını onun da aracılığıyla bir bir açmaya başlar. Kader onu ressam Balaban dışında Sunullah Arısoy, Salim Şengil, Halit Çelenk, Şükran Kurdakul gibi edebiyat dünyasında yer alan kişilerle tanıştırır.

Ve 1970 sonrası bir şiir koşusu başlar

Peki şiir nedir Hasan Hüseyin için? Acılara Tutunmak’ın önsözünde şunları söylüyor: “Yıllardır yazar, çizer, söylerim: bilineni bilinmeze, görüneni görünmeze, duyulanı duyulmaza, kısacası somutu soyuta itmek değildir Şiir’in işi. Tam tersi: bilinmezi bilinir, görünmezi görünür, duyulmazı duyulur, duyumsanmazı duyumsanır, algılanamazı algılanabilir yapmaktır!.”

 en sevdiğim şiirlerinden birini okuyalım

ACIYI BAL EYLEDİK 

 

«pir sultan ölür dirilir» 

 

bak şu bebelerin güzelliğine 

kaşı destan 

gözü destan 

elleri kan içinde 

 

kör olasın demiyorum 

kör olma da  

gör beni 

 

damda birlikte yatmışız 

öküzü hoşça tutmuşuz 

koyun değil şu dağlarda 

san kendimizi gütmüşüz 

hor baktık mı karıncaya 

kırdık mı kanadını serçenin 

vurduk mu karacanın yavrulusunu 

ya nasıl kıyarız insana 

 

sen olmasan öldürmek ne 

çürümek ne zindanlarda 

özlem ne ayrılık ne 

yokluk ne yoksulluk ne 

ilenmek ne dilenmek ne 

işsiz güçsüz dolanmak ne 

gün gün ile barışmalı 

kardeş kardeş duruşmalı 

koklaşmalı söyleşmeli 

korka korka yaşamak ne 

 

kahrolasın demiyorum 

kahrolma da 

gör beni 

 

kanadık toprak olduk 

çekildik bayrak olduk 

döküldük yaprak olduk 

geldik bugüne 

 

ekmeği bol eyledik 

acıyı bal eyledik 

sıratı yol eyledik 

geldik bugüne 

 

ekilir ekin geliriz 

ezilir un geliriz 

bir gider bin geliriz 

beni vurmak kurtuluş mu 

 

kör olası demiyorum 

kör olma da 

gör beni 

Nif sanat dergisinden Rahim Sağ’ın ‘’toplumcu gerçekçi türk şiiri ve Hasan Hüseyin Korkmazgil’’ makalesinden alıntılar yapalım şimdi de: Hasan Hüseyin’in Toplumcu kimliği onun içinde yeşerdiği Anadolu toprağının doğasındaki lirizmi dizelerine yansıtmasına engel olmamıştır. Haziranda Ölmek Zor’daki “Ben Güzeli Zeynep’ledim” şiirinde bu durum buram buram Anadolu kokan dizelerde görülür:

Bir türküye vuruldum ben a dostlar 

Zeynep’le bir söğütlü bir

firaklı bir türküye 

Sevda geldi ince ince 

Donattı bedenimi 

ipek ipek tül tül beni …

En sevilen ve bilinen şiirlerinden biri olan “Acılara Tutunmaktaki dizelerde görülen de daha protest tavırlı lirik bir duruştur:

“aramakmış oysa sevmek 

Özlemekmiş oysa sevmek 

bulup bulup yitirmekmiş 

Düşsel bir oyuncağı 

Yalanmış hepsi yalan 

Sevmek diye bir şey vardı 

Sevmek diye bir şey yokmuş…

Hasan Hüseyin’in eserleri üzerine toplu bir analiz yapan Mehmet Aydın, şairin Filizkıran Fırtınası dışındaki tüm eserlerinde lirizmin nasıl öncelendiğini göstermesi bakımından yaptığı değerlendirme bu anlamda önemlidir. Aydın’a göre Hasan Hüseyin’in “Ağlasun Şafağında kendine özgü bir destan denemesine girişip Anadolu kadınına, doğru yorumlar getirir: Oğlak’ta umudu, Acıyı Bal Eylemekte acıyı ve hüznü verirken,Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin kitabında barışın önemine değinir. Koçero Vatan Şiiri ile Haziran’da Ölmek Zor adlı yapıtlarında insana ve sevgiye verdiği büyük değerleri dile getirir. Filizkıran Fırtınasında dünya genelindeki terör ve faşizmin kötülüklerini vurgular, Acılara Tutunmak ‘ta siyasal cinayetler in kapanmayan acıları ele alınır. Işıklarla Oynamayın ve Kandan Kına Yakılmaz ‘da birey dışlanmadan, yurt ve doğa güzellikleri yanında toplumsal mutluluğun özlem i çekilir. ”

Öyle ki, Hasan Hüseyin şiirinin, geçen zaman dilimi içerisinde artan bir oranda geniş bir okuyucu kitlesine seslenebilmesi ve şiiriyle bu geniş kitleyi kucaklayabilmesindeki sihir de onun dizelerinde sloganlaşan kuru anlatım yerine, eserine sinmiş bulunan bu lirizmdir. !

Tekrar şair yazar Barış Erdoğan’ın ‘’Karlar Altında BIÇKIN Bir Nevbahar başlığındaki makalesine dönelim 

Yaraları kabuk bağlamış SİVAS Gürünlü yiğit adam, insanlığa nasıl bir ışık taşıyıcıdır? “Alacakaranlıkta Kimlik” şiirinde şiir dünyasının ayak izlerini bulmaya başlarız: 

“gürün’de doğdum, / 

allahın bol / 

yoksulluğun kolgezdiği / /

babanın gurbet / 

ananın ağıt düzdüğü / 

ve öküzün örümcekle çiftleştiği yerlerin birinde doğdum /

arttı kaşık / bir eklendi / 

artmadı bulgur / …. / 

ey kitaplar / 

ey bilgeler / 

benim tepetakla öğütçülerim /

 ben bu yolun kangısına gideyim?

” Her ne kadar yoksullukla boğuşsa da bal toplayacağı çiçeği çoktur; bu nedenle çocukluğu gıpta edilecek denli güzeldir: “

…zengin bir doğanın kucağında, yoksul bir sosyal çevrede, renkli bir çocukluk geçirdim. Bütün oyuncaklarımı kendim yaptım. Çok masal, çok türkü dinledim…”der…

Hasan Hüseyin’in sözleriyle sağırların kulağı delinir, körlerin gözleri fal taşı gibi açılır. Onun ilk adımı diğer adımlarının adresidir.

Hayat hikâyesi bir şaire yakışacak zenginlikte geçer ki şiir yolunun sarp yamaçları, dikenleri ona “Kavel” olur,

Kavel, İstinye’deki Kavel kablo fabrikasındaki işçilerin direnişidir. İşçi sınıfı, haklarını ilk kez bu grev yoluyla aramıştır; bu direniş Türkiye’deki sosyalist harekete de yön vermiştir. Kitaptaki “Kokmuşlar Mezarlığı, Akşam Delisi, Eşkıya, Türkçe Uyanmak, Şafakta… ” gibi şiirler Hasan Hüseyin’in kavgacı, mücadeleci yönünü ortaya koyar.

1963’te okurunun karşısına bir şiir bildirisi hüviyetindeki “Kavel”le çıkar. Kavel, Hasan Hüseyin’in 1984’e kadar sürecek şiir serüveninin ilk basamağıdır: 

işime kavel dedim  

karıma kavel diyeceğim 

ve soluğum tükenmedikçe 

bu doyumsuz dünyada 

güneşe karışmadıkça etim 

kavel grevcilerinin türküsünü söyliyeceğim” 

1965’te yazdığı “Tutanak” adlı şiirinde, “

ey benim / 

başkaldıran bayraklara 

bayraklara / 

bayraklara bölünen yüreğim / 

ışıl ışıl öğretmenim / 

hırçın arım / 

kadınım” der

Döl Yorgunu”nda “

beni sevme sakın / 

ateşleri sev 

kıtlıkları sev yoksullukları sev 

        beni sevme sakın / beni hiç sevme / 

çünkü sevmek / 

karanlıkta gülüşüdür ölümün” diye haykırır.

Kavel, okurun dilinde, gönlünde demlenirken bir sonraki eseri Kızılırmak’a geçit olacak “Temmuz Bildirisi”ni yayımlar. 

“Masal Kokusu”nda “

ben bu kapıları bir bir açarım açmasına ama kırarım” der, 

“Kirlileri Yıkamak’ta “çok ölürsünüz / karanlığı az kullanın – çok ölürsünüz” der, 

“Ağustos Şiiri”nde “yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek” der, 

Azime’li Temmuz Bildirisi 1’de “

hiçkimse bilemiyecek yörüngede neden temmuzlar tutuştuğunu” der, 

hele ki “Bil ki Bu Sensin”deki 

“başımsın başeğmiyeceğim / 

gücümsün darmadağın / 

savaşıyorsam dişimle tırnağımla / 

bil ki bu sensin” dizeleri onun var olma kavgasında en ön safta yer aldığını gösterir. 

Kızılırmak’taki, “

Vurun kanatlarınızı kuşlarım, / 

geçin sıcak ırmakları kuşlarım, /

 kızılırmak kızılırmak akın kuşlarım.” dizelerini anmadan geçmemek gerekir aşk adamı Hasan Hüseyin’e..

Hasan Hüseyin uslanmaz bir aşıktır, Azime’nin ışığıdır, oğlu Temmuz’un güneşidir. Ağlasunlu Yörük kızı Azime’yle “Ağlasun Ayşafağı”nda parlayacaktır, tarihin derinliklerinde çağıl çağıl akacaktır

Azime Uşak’ta öğretmendir, ama Nazım sevdalısıdır, Nazım’ın ölümüyle kahrolur, Nazım sesli bir başka yiğidin sesini Ağustos Şiiri’nde duyar, o ses şair Hasan Hüseyin’dir. Kendisine, ‘yolumun üstünde bir top temmuz’ diyen Hasan Hüseyin’e varır. Hiç kimse Azime’ye olmaz demez. 1964’te evlenirler. Ağlasun uyuyan bir tarih devidir. Bu devin emzirdiği Azime de Ağlasun’da duru pınardır, aldı geldi koca çınarını Ağlasun’a.   

oda tv için/Ahmet özer le yaptığı söyleşide Azime KOcagil’in anlattıklarına kulak verelim şimdi:  

Ağlasun Ayşafağı’na adını veren tablo, bugünkü gibi gözlerimin önündedir: Bir akşam üzeri, ormanlık bir tepeye çıkmış, günbatımını izlemiş, nedense dönüş yolunu yitirmiş, bir pınarın başında gecelemeye karar vermiştik.bir mermerin üzerine oturduk…

Kayanın üzerinde, yokladıkça, ellerimizin birtakım kabartmaları izlediğini ayrımsadık. Bir yandan gece ilerliyor, ürperten sesleriyle vahşi doğa koyulaşıyordu. Ne kadar zaman geçti, belki bileklerimizde saat bile yoktu! Sıradan biçim verilmiş bir granit sandığımız şeyin üzerine tünemiş, yönümüzü doğuya vermiştik. Aşk içinde, mırıltıyla söyleşiyor, karanlıkta uçuşan yaratıkları izliyor, neyi dinlediğimizi bilmeden, arasıra susuyorduk. Yoksa uyumuş muyduk? Aynı anda kendimize geldik: Bizi dürtülmüş gibi uyandıran, elle tutulacak kadar koyulmuş bir sessizlikti! Sanki ansızın, her şey susmuştu! Elimizde olmadan, Akdağ’ın sol eteğindeki ardıç koruluğunun çevren çizgisinde, ışığa benzemeyen, gene de ışık olabilecek, belli belirsiz bir sarartıya dikmiştik gözlerimizi. Bir şey bizi oraya bakmaya sanki zorluyordu. Saniyeler mi geçti; dakika olamaz: Tanımı güç bir gerilimle gördüğümüz şey, bir bıçağın ucu gibi, parıldayan bir şeydi. En eski Ay’ın en sivri ucu belirmişti!

Ay şafağı! diye çığlık attı Hasan Hüseyin. 

Aynı anda, gecenin tüm sesleri, yeniden başladı.

Arkamıza son kez  baktık; hiç unutamadığımız bir şey yatıyordu, bizim üzerinde gecelediğimiz o ağır mermerde: Birbirine sarılmış, bir kadınla bir erkek kabartması; meme uçları ve başka sivri noktaları insan eliyle  bir bir kırılmıştı; güzel olan ne varsa, sanki hepsinden öç alınırcasına…  birlikteliğimizde, ilk kez o zaman korktuk! Bilisizlikten, bilinmezlikten, bağnazlıktan…

Gün doğmadan indik o tepeden. Unutulmaz keskin sınırlanmışlığıyla, incecik Eskiay, biz yürüdükçe yol aldı, gözlerimize dola dola: …

…öldük/ mermer de ölür/ ey şarkılar/ alın bizi!

BARIŞ ERDOĞAN denemesinde Yard. Doç Dr. Hatem Türk’ten şu bölümünü  almış:

 Hasan Hüseyin, 1940 kuşağı toplumcu gerçekçi şiirin yürekli şairlerindendir. Diliyle, inancıyla, Yunus yürekli seslenişiyle ön saflarda. Bin yıllık Türk şiir geleneğinin kapılarını bir bir çalar, Türk halk şiirinin özsuyunu içer, Divan şiirinin inceliğini nakış nakış işler, Milli Edebiyat dönemi şiirinin yalınlığında bilenir, Nazım şiirinde gövenir, Pir Sultan’da dirilir, anonim şiirin meyvelerini devşirir. 

AkAğarmış saçlarının altında, yaşamak için direnen bir şair yüreği vardır, bu yüzden Hasan Hüseyin, “karlar altında bir nevbahar”dır. A. Hamit Tarhan kullanır “karlar altı” sözünü. Hasan Hüseyin’e yakışır aslında bu söz. Ağarmış saçlarının hikâyesine gelince derin derin inler: 

“O zaman yirmi üçtü yaşım. Kimsesizdim. Avukatım bile yoktu. Anamı bile göstermediler bana. Bir gecede ağardı saçlarım. Neyini anlatayım? Her türlü namussuzluğu gördük. Neyini anlatayım? Bir başka yıldıza atılmış gibi yalnızdım. Neyini anlatayım? Yıllarca işsizlik ve vatansızlık yaşadım. Neyini anlatayım? Karayollarına ‘’amele’’ yazıldım, üç gün sonra kovdular. Neyini anlatayım?” O, “Neyi anlatayım?” dese de, “Şiir, bende, dağın ardından gelen bir silâh sesidir. Silâhın cinsini ve patlamanın amacını  saptamak, sesi duyanı ilgilendirir.” demekten geri kalmaz. 

Hasan Hüseyin’i ele veren bir sözle bitirelim:  “Her gerçek şairin bir  şiiri vardır; şair, yaşamı boyunca boğuşup durur bu şiirle; ondan koparabildiğini, parçalar halinde atar ortaya. Gerçek şair, radyum gibi, uranyum gibi şiiryumdur.” 

Paylaş
Önceki Yazı

Muhasebe Bilirkişiliği, Defterlerin Ana Hesap Bazında Yazılması!-4

Sonraki Yazı

Okuma Alışkanlığı Sendromu (!)

Hikmet Işık CANKAT

Hikmet Işık CANKAT

İlişkili Yazılar

Edebiyat

Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor

18 Nisan 2022
5.1k
Edebiyat & Sanat

İstanbul Sabah Kokardı

31 Ocak 2022
5k
Hikmet Işık CANKAT

İlklerin Kadını ”Şair Nigar Hanım”

18 Nisan 2019
5.4k
Hikmet Işık CANKAT

Korkma!

14 Mart 2019
5k
Sonraki Yazı

Okuma Alışkanlığı Sendromu (!)

Yorumlar 2

  1. Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY says:
    7 yıl önce

    Büyük şairlerimizdendir. Işıklar içinde olsun.

  2. Hikmet Işık CANKAT says:
    7 yıl önce

    rahmetle saygıyla anıyoruz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap