Şiirle yaşamak adına, mısralarla beyaz sayfadaydı. Her mısrada acı ve tatlı veriler şifrelenirken, yaşantıya kattığı heyecanı, eksik olmuyordu. Kelimeler saygı değerdi. Anlamı, şiirin berraklığıydı.
Şiirle yaşıyor ve doğrulardan ayrılmıyordu. İçten bir anlayışla, sözlerini değerlendiriyordu.
Şiirin konusu; “hayat güzeldir,” diyerek özetlenebilirdi.
Mısralarında yaşamın değerini vurgularken, gönlünce sevmeyi ve iyiliği öne çıkarmayı kabullenirdi.
Anılarında da şiirle, topluma hitap ediyordu. Sıkıntılı günlerine rağmen, gururla yazmaya, devam etmesi, duygusal bilinci etkilemeye yönelikti.
Şiiri okudukça, ahlak ölçüsü şekillenecekti.
Dalgalarla diyaloğu şiirdi. Şiirdi belleğini meşgul eden. Onlardı beyaz sayfayı saygın hale getiren. Sayfalarda hayal ürünü yerine, kelimelerdi, o saf ve temiz ruhu öne çıkaran.
Seherde; ilk mısralarla şiir bütünlüğü oluşurdu. Burada manevi gücün zaferi gizliydi. Onun için tekrar okunduğunda karşımıza, farklı olgular çıkardı.
Şiirinde kelimenin yeri belliydi. Bu yeri değer olarak bilir ve belleğe yerleştirirdi. İlk mısra genelde, tüm lezzeti kapsıyordu. Bu lezzet kâğıda güzel sırlar şeklinde geçerdi. Kaynak suyun doğallığı gibi.
Şiirle yaşamak, sağlam bir irade, sezgi gücü, azimle bıkmadan ve usanmadan yazmaktır. En zinde saatlerini satırların çizgilerinde gezerek harcar ve tarihi mesajını verirdi. Böylece kurulacak yakınlığı alkışlayanlar çoğunlukta olacaktı.
Şiirin, gizi sanat, manevi yeri de kalbiydi.
Şiirle yaşamak, arzularının yerine gelmesi adına, hayallerin peşine koşmaya niyet etmektir.
Şiirle yaşamak, bir semboldür. Sembol ruhun parmak uçlarından satırlara özlemini not etmektir.
Şiirle yaşamak onurlu ve soylu bir duruşunda, içinden geldiği gibi yazmaktır.
Şiirle yaşayan, Yusuf kardeşime sağlık ve mutluluklar.
Hasan TANRIVERDİ























