Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Behçet GÜLENAY

Şiir Olmadan Düşüncenin Duruşu Eksik Kalır

Behçet GÜLENAY Yazar Behçet GÜLENAY
04 Ağustos 2010
Behçet GÜLENAY
9
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Şiir ki içimizde nice açılmadık kapıları açar… Sönen ruhlar, paslanmış, ye’se kapılmış azap ateşinde kıvranan gönüller şiirle yeniden hayat bulur. Mükemmel olanın parıltısıdır şiir. Bazen munis bir sevgilidir insanı ışıklandıran, çiçeklendiren… Bazen bir çocuğun annesinin tatlı tokadından ürkerek yine annesinin sinesine sığındığı hâldir. Şiir edepte olgunlaşma ve kemâle ermedir. Şiir ki kalplere pencere… Her duygu uçmaya hazır bir kuş! Ve o şiir ki aydınlanma kalelerimizin tuğlaları…

Bu kale ki yükseldikçe yıkılma tehlikesi de artıyor!(?) Günümüzde çok yazılmasına rağmen, şiirin az okunuyor olması, kolay harcanması neden? Neden çok yazılma ihtiyacı duyulduğu halde okunmuyor şiir? Neden müşterisi olmayan bir şey bu kadar arz-ı endam ediliyor? Şiir olmadan edebiyat denilen olgu icra edilebilir mi? Şiir olmadan dil ne kadar gelişir? O dil ne kadar yaşayan diller arasında varlığını sürdürebilir? Bu kadar çok yazılan şiir içerisinde kaç şiir anlaşılabiliyor? O şiirlerin kaçında insana dair kelimeler nehir nehir coşuyor? Günümüz şairlerinin kaçının isminden önce şiirleri akılda tutulabiliyor? Bunu irdelemek gerekir. …

Kim ne derse desin günümüz şiirinde şifrelenmiş duygusal zaafiyet var. Şiirin az okunmasının nedeni, anlaşılmama üzerine kurgulanması ve insansız şiire yöneliştir. Kodlar üzerine inşa edilmiş ve çoğu zaman şairinin bile anlayamadığı/anlamlandıramadığı, tat alamadığı bir dil türetildi. Şiir ırmağında gönülden gönüle yürümek kolay mı? Hal böyle olunca duygu ile düşünce arasındaki köprüler ayaksız kaldı.

Maalesef zihinlerimizdeki parçalanmışlık, bölünmüşlük öylesine etkin ki, kullanılan sözcükleri bile sağcı, solcu ve muhafazakâr diye yaftaladık. Hâl böyle olunca edebiyatın boynuna astığımız taşın, edebiyatımıza topal görünümü verdiğini unuttuk. Zihniyet bütüncül değil de bölünme üzerine inşa edildiği sürece şiirimiz bize yabancılaşacaktır. Şiiri zihinsel ve fiziksel zincirlerimizden kurtarmadıkça özgürleştirmiş olmayız. Ne zaman şiiri yaşamın her alanına; okula, sokağa, kahveye, camiye sokabildik; işte o zaman gerçekten aydınlanma kalelerimiz yıkılmaz olacak. Dil kimliğinin üstün ve onurlu olması, yaşam alanına girmesi için bunu yapmak gerekir. Yoksa şiir olmadan düşüncenin duruşu eksik kalır…

Ne şairler, ne yazarlar var bu ülkede; birbirlerinin çıkardıkları dergilerden, kitaplardan bîhaber… Antoloji hazırlarken, düzenlenen şenlik ve panellerde de durum hep farksız. Oysa aynı dilde edebiyatı icra ediyorlar. Tabiî ki farklılıklar zenginliktir, farklılıklar güzeldir. Fakat birbirimizi farklılıklarımızla kabul etmek asıl zenginlik olsa gerek. Allah aşkına bu şekilde icra edilen bir edebiyatın hasta olmadığına kim beni ikna edecek? Edebiyatçılarımız da siyasetçilerimizden farklı değiller. Hâlbuki bir şair bütün sulara yelken açabilmeli, şiir meyvesini verebilmek için; bütün topraklara köklerini salıp toprağını besleyebilmelidir.

Beğenmeyebilirsin. Beğenmek(beğenmemek) ayrı, kabul etmek ayrıdır. Kaç defa farklı düşüncedeki bir yazarın başarısı bir başka minval üzere olan bir dergiye konu oldu ya da birileri tarafından kabul gördü bugüne kadar. Var mı? Ben rastlamadım! Oysa edebiyat vitrini tıpkı tabiat gibi olmalıdır, her rengi içinde barındıran. Hangi yayın evine bakarsanız bakın bu çok renklilikten uzak, hep tek renklilik mevcut. Bir edebiyat dergisini elime aldığımda her sesten ses işitmeliyim. Hani dergiler bu işin okuluydu. O zaman bu yapılan hesaplar neyin hesabı? Anlayamıyorum. Ortak derdimiz, ortak sevincimiz, ortak değerlerimiz olmayacak mı? Belki de şiir bundan ucuzladı. Çünkü her kesimin değerlerinden sayıp sahipleneceği kadar bütüncül değil. Dağınık, birbirine yabancılaşan ve gittikçe okurlarına yabancılaşan kalemler çoğalıyor. Anlaşılıyor ki edebiyatımızdaki gürültü şiirin kavgası değil, şairin kavgasıdır… Bir cüzamlıdan kaçar gibi birbirlerinden kaçıyor şairler. Edebî nezaket ebedî olarak yok olmaya koşuyor.

Bundandır şiirdeki tatsızlık, haşinlik, kalınlık, pıtraklık, yersizlik… Şiir mahzunlaştı şairden umut yok. Gerek okurun, gerekse yazarın altında bulunduğu çatının dışındaki yazarı ve yayını okumanın ayıp sayıldığı, dışlandığı herkesçe aşikâr. Edebiyat güzel olan demekse; bizim elimizde vücut bulmayan güzel olanı neden kötü görüp dışlar olduk. Birbirimizin üzerindeki blokajı kaldırmalıyız. Kaldırmadıkça; bizim olmayan kelimeler, bizim olmayan şiirler diye, dili de kendi dar dünyamıza hapseder olduk.

Evet, günümüzde edebiyata dolayısıyla şiire gereken ehemmiyet verilmemektedir. Gün geçtikçe görsel objelerin de etkisiyle “Edebiyata karnım tok.” diyenler artmaktadır. Edebiyatın karın doyurmadığı değişmez bir gerçektir. Ama zihni ve ruhu da doyurduğu inkâr edilmez bir hakikattir. Çoğu zaman bir şiirdeki gücü kalın ciltli psikoloji kitaplarında bulmak mümkün değil. Bir halkı tanımak, anlamak mı istiyoruz? Şiirine bakmalı, şiirini irdelemeli…

Mustafa Özçelik’in deyimiyle “İnsanı anlamak için kalın ciltli psikoloji kitapları yerine şiir kitaplarına bakmak gerekir.” Şiir; sosyal gerçekleri bir türküden, bir gazete haberinden, hatta bir sosyoloji kitabından daha iyi gösterebiliyor bize. Yeri gelir; birkaç mısra, pedagoji kitaplarından daha öğretici ve faydalı olabiliyor. Şiirdeki tezin gücünü edebiyat faaliyeti içerisinde olanlar ancak tahayyül edebilirler.

Edebiyat sözle vücut bulmuş bir gezegendir. Şiir de bu gezegenin kalbidir. Bu kalbin düzgün çalışıp çalışmaması ise elbette ki şairin duruşuna bağlıdır. Ama şairin damarlarındaki bu aşkı besleyen ise okur denilen sevgilidir. Bu sevgili ki karşılık vermese aşkına şairin, şiirin ömrü kısa kalır.

Bir okur, dizelerin sahibini kafasında ve gönlünde en güzel, en eşref haliyle konuk ediyor. Ama bir şair başka bir şaire karşı aynı zarafeti göstermiyor, onu küçümsüyor çoğu zaman, onu yok sayıyor. Bunun için şair; her yaşın, her seviyenin duyargalarını harekete geçirecek tatta ve renkte duygu ve düşünceyi okurun sofrasına koymakla yükümlüdür. Kendisi için özel olarak hazırlanan sofraya oturup oturmama hakkı okurun kendisindedir. Sofraya dilediği gibi oturup dilediği gibi kalkar.

Şair kapalı olan gözleri uyaran bir ışıktır. İnen göz kapaklarını bir güneş gibi aralayıp su gibi hayat veremiyorsa bir çift gözün sahibine o şair ki gözlerin üzerine gölge yapıyordur. Lakin okurun da şairini aldatmaya, gözlerini kapatıp inatla güneşi görmezlikten gelme hakkı yoktur. Böyle yaparsa kendine karanlık eder. Gönül ve zihin toprağımıza düşecek tohumun filize, fidana, ağaca, yaprağa, çiçeğe, meyveye dönüşmesi için meyvedeki tohumu idrak gücüne sahip olmalıyız okur olarak. Şeyh Galip’in “ Zannetme ki şöyle böyle bir söz, gel sen dahi söyle böyle bir söz.” tespiti şiirin kolay yazılmadığını ne güzel anlatıyor. Onun için şiir kolay harcanmamalı… Unutulmamalı ki şair vahyi getiren değil, şiiri de vahiy değil. O şiir ki zihin ve gönül kapılarımızı vahye açan anahtardır sadece. Vahye açılan kapıya yönelip yönelmemek aklî ve hissî melekelerimize kalmıştır.

Paylaş
Etiketler: düşünceedebiyatokumakşairşiir
Önceki Yazı

Kalsiyum Hapları Kalp Krizine Yol Açıyor

Sonraki Yazı

Hoş Bir Seda, Hoş Bir Veda!..

Behçet GÜLENAY

Behçet GÜLENAY

Batman’ın Gercüş ilçesi, Düzmeşe köyünde doğdu. Dicle Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden 2002’de mezun oldu. O gün bugündür başladığı meslek hayatında öğrencileriyle birlikte öğrenmeye devam ediyor. Ömrünün son nefesine kadar talebe olarak kalmaya niyetli. Halen MEB’e bağlı bir eğitim kurumunda bir şeyler öğrenmenin gayreti içerisinde. Şiirleri ve yazıları; Akdeniz Edebiyat, Aykırısanat, Ay Vakti, Berceste, Deliler Teknesi, Edebiyat Ortamı, Esmer, Gerçek Hayat, Hayal Bilgisi, İkindi Yağmuru, Kaçak Yayın, Kültür Ajanda, Mahalle Mektebi, Nüktedan, Patika, Sebîllürreşad, Şair Çıkmazı, Şehir Defteri, Şiiri Özlüyorum, Teferrüc, Temmuz, Türk Dili, Uzak Ülke, Yolcu ve daha birçok dergide yayınlandı. Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Radyoda şiir programı sundu. Şiir başta olmak üzere deneme ve hikâye alanında çeşitli ödüller aldı. 2018 yılında Sakarya, Taraklı Belediyesi tarafından “Yılın En İyi Çocuk Edebiyatçısı” ödülü ile ödüllendirildi. 2017-2018 yıllarında Batman’daki okur-yazar buluşmalarına öncülük yaptı. Batman’da kitap fuarının düzenlenmesi için çeşitli girişimlerde bulundu. Ülkemizde okuma kültürünün yaygınlaşması için 2 yıl boyunca (2017-2019) kendisinin başlattığı “Her Güne Bir Kitap” kampanyası ile Türkiye’nin her yerine ve isteyen herkese her gün kitap hediye ederek 7’den 70’e insanları kitap okumaya teşvik etti. Bu sosyal sorumluluk projesini ülkemizde okuma kültürünün geliştirilmesi için, “Her Güne Bir Kitap” adıyla önerdi. Proje; 2018 Türkiye Okuma Kültürü Çalıştayına kabul edildi ve 2018 Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Çalıştayı Sonuç Raporu’nda yer aldı. 2019 yılında bölgede bir ilk olan Batman Düşünce ve Yazarlık Atölyesi’ni kurdu. Kurduğu atölye bünyesinde verdiği eğitimlerin yanında Medeniyet Sohbetleri gerçekleştirdi. 2021 yılında Köy Çocuklarının Yüreğine Kitap D’okuyalım projesi kapsamında 100’ün üzerinde köy okulunun bütün öğrenci ve öğretmenlerine kitap hediye edip onlarla buluştu. Çalışmaları bir dönem Behçet Yani imzası ile yayınlandı.   Yayınlanmış Eserleri Hikâye: Dünyanın En Mutlu Çocukları Bilim Öncüleri (Portre Hikâye): Ömer’le Bir Kutu Macera-Mağribî, Ömer’le Bir Kutu Macera-İbrahim Hakkı, Mizah: Gülmek Bedava Masal: Çiçek Ülkesini Arılar Yönetiyor, A’kıl Gözüme Kaçtı Roman: Suda Yanan Ayetler, Elma Isırığı, Asım Haluk’un Ellerinden Tuttu Deneme: Söyle Sen Aşk mısın?, İkra ile Uyanmak Şiir: Aşk Ağusu, Siyah Zamanlar

İlişkili Yazılar

Tokat’ta Açan Şiir Zambakları
Behçet GÜLENAY

Tokat’ta Açan Şiir Zambakları

06 Haziran 2025
5.1k
Behçet GÜLENAY

Müslüman’ın Kalbi Siyonizm’in Başkenti Olamaz

11 Ocak 2018
5k
Behçet GÜLENAY

Suda Yanan Ayetler/İbrişim Kitap Tanıtım Bülteni

13 Temmuz 2017
5k
Behçet GÜLENAY

Aile Edebiyatı

11 Nisan 2017
5k
Sonraki Yazı

Hoş Bir Seda, Hoş Bir Veda!..

Yorumlar 9

  1. Çapar Kanat says:
    15 yıl önce

    Duygusal düşüncenin duruşu da eksik kalır
    Çapar Kanat
    Çiftçi-Çiğ Süt üreticisi

  2. Yusuf says:
    15 yıl önce

    Günümüz şiir ve şairine dair yerinde tespitler… Behçet Bey, bu okuduğum iki yazınıza da şapka çıkarıyorum…

  3. Aysel says:
    15 yıl önce

    merhaba
    harika anlatımınız için çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim..

  4. Aysel says:
    15 yıl önce

    bu güzel yazınızın herkesçe okunmasını çok isterim teşekkür ederim harika anlatımınız için.

  5. Behçet Yani says:
    15 yıl önce

    Teveccühünüz Aysel Hanım,
    Asıl ben teşekkür ederim. İyilik ve kolaylıklar diliyorum.

  6. Asuman SOYDAN ATASAYAR says:
    15 yıl önce

    “Bir okur, dizelerin sahibini kafasında ve gönlünde en güzel, en eşref haliyle konuk ediyor. Ama bir şair başka bir şaire karşı aynı zarafeti göstermiyor, onu küçümsüyor çoğu zaman, onu yok sayıyor.” çok haklısınız..
    her cümlesi benimsediğim sözlerle doluydu yazınızın..tebrik ediyorum.selamlar

  7. Behçet Yani says:
    15 yıl önce

    Teşekkür ederim Asuman Hanım,
    Saygı ve hürmetler

  8. ahmet fidan says:
    15 yıl önce

    Kaleminizin inceliği ve nezakezi her sözcüğe yansımış.
    Tebrik ederim.
    Birharf.net te girmiş olduğun derece için ayrıca tebrik ederim.

  9. Behçet Yani says:
    15 yıl önce

    Çok teşekkür ederim saygıdeğer Hocam.Teveccühünüz… “Güzellik bakanın gözlerindedir” selamlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap