Yılları tam anımsamıyorum, tahmini 2003-2004 olmalı.
2002 krizinin sert etkileri sürerken Hükümet ekonomiye kaynak sağlamak adına bir karar almıştı. Devlete ait lojman ve sosyal tesislerin satışına başladılar.
Özellikle turistik tesisler biraz da içler acıyarak satıldı. Tesislerin satılmaması için savaşanlar, alıcı çıkmaması için uğraşanlar oldu.
Krizin etkileri silindikçe, lojmanlar, sosyal tesislerin satışı azaldı ve bu tasarruf unutuldu gitti.
Kamuya ait 158 bin araç ve 240 bin lojman ile sosyal tesis bulunuyor. Kamuya ait taşıt sayısı Japonya da 10 bin, Almanya’da 11 bin, İngiltere’de ise 12 bin. Kamuda bu israfın önüne nasıl geçilebilir diye yıllardır yazılıp çiziliyor ve görülüyor ki zor….
Şimdi İzmir’de ise farklı bir örnek olacak. Uzun yıllar lokal olarak kullanılan geçmişteki adıyla ‘SSK’ bugünkü Sosyal Güvenlik Kurumu ’nun (SGK) Kordon’da muhteşem bir binası var.
Burası yıllardır atıl kalıyor, doğru dürüst kullanılmıyordu.
Kriz dönemlerinde direnen ve bu binayı satmayan SGK şimdi burayı 90 yataklı otel olarak tefriş ediyor. Kamu personeline öncelik tanınacak otel halka açılacak.
SGK son yıllarda, klasik, insana kasvet veren görünümü ve işlevini değiştirmek için önemli atılımlar yaptı. En azından İzmir’de buna tanık olduk. Şimdi son olarak beş yıldızlı olabilecek nitelikte içinde restoranı, barı, kondisyon merkezi, toplantı salonları da olan bir oteli hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Kurumun anlayışında değişim bu noktaya kadar vardı.
90 yataklı otelin Eylül ayı sonunda hizmete açılması planlanıyor. Tadilat bitti, iç tefrişat ve personelle ilgili düzenleme sürüyor. SGK İzmir İl Müdürlüğü’ne Vekaleten yeni atanan Ahmet Gül, bu binayı boş tutmayacaklarını, gelir sağlamak amacıyla halka açmaya karar verdiklerini söylüyor. Oda fiyatlarının uygun tutulacağını vurguluyor.
Yer Kordon, manzara mükemmel. Böyle bir otelde kamu personeli öncelikli olacağına göre halka ne kadar oda kalır, bundan kim nasıl yararlanır, kamu bu işten zarar eder mi, zaman gösterecek.
Son zamanlarda devlet protokolü, İzmir’e hayli ilgi göstermeye başladı.
Burası onların yeni makamları veya torpilli olanların mekanı haline gelmezse, kamuda lojman ve sosyal tesislerin işletilmesinin yeni bir örneği İzmir’de ortaya çıkacak…
İzmir bu ‘Engel’i aşmalı…
Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de ilk kez “Uluslararası Engellilerin Kentsel Sorunları ve Çözümleri” kongresini düzenliyor. Dün Başkan Aziz Kocaoğlu projeyi ilk kez bizlere, basına açıkladı.
Bence İzmir son yıllardaki en güzel projelerden birine hazırlanıyor. Kongre önemli ama daha önemlisi kongreyle birlikte Türkiye’nin ilk “Engelli Stratejik Planı”nın da hazırlanacak olması.
Ve eğer İzmir bu stratejik planı uygulayabilirse, İzmir engelliler açısından örnek bir kent haline gelecek.
Projenin içerisinde “Engelli Konukevi, engelliler düşünülerek planlanan yapılar için “maii bayrak benzeri” uygulamalar var.
Ayrıca engelli vatandaşların bu kentte nasıl rahat edebileceğinin bir rotası çıkarılacak ve kaldırımlardan, yollara, özel alanlara kadar onlar için dizayn edilecek. Bunların hepsi özünde bir ‘kent kuralı’ haline getirilecek.
Şu an kent içinde sağlıklı insanların bile doğru düzgün yürüyecekleri yol bulamazken böyle bir düzenin, anlayışın kente getirilmesi kolay değil.
Ancak bir yerden başlamak gerekiyordu ve Başkan Aziz Kocaoğlu bu konuda çok kararlı görünüyor. İzmir kamuoyunun da yakından tanıdığı Doç. Dr. Levent Köstem’in işin başında olması da önemli. Köstem’i ilgilendiği işleri başarmasıyla tanıyoruz.
Umarız başarırlar. Engellilerin engellerini azaltmak da, bugüne kadar çok engeli aşan Medeniyet kenti İzmir’e yakışır.
