Lütfen, zaman ayırın, zaman bulun, yaratın, sevdiklerinizle birkaç günlüğüne de olsa beraber olun!..Ben öyle yaptım… 46 yıl öncesi öğrencilerimle biraraya geldim. Tazelendim. Artık 73’ünde bir ihtiyar değilim… 23’ünde onlara öğretmen olduğum yaştayım. Tazeleniyor insan. Kan buluyor, can buluyor. Şekerim bi 3 gün boyunca bayram etti de 120’yibile vurmadı… Hepsi bu değil… Yazının devamında diyeceklerim… Hepsine, hepsine, hepsine…. ayrı ayrı ayrı, binlerce kez teşekkür ederim. “Anılardan DAMLALAR – ESKİŞEHİR KOLEJİ” kitabımla o üçgünlük beraberliğin kaçınılmaz ayrılığından sonra da birliktelik sürsün istedim…
not: O güzel günlerin anısı adına hazırlanmış -anı dolu- bu armağan kitabımızdan edinmek isteyenlere de kitabı ulaştırabiliriz.
DEDİM YA DİYECEKLERİM, YAZININ DEVAMINDA….
***
SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM…
BİNLERCE… BİNLERCE KEZ TEŞEKKÜR EDERİM!..
Siz yarım asır öncesini, bir kez olsun yeniden yaşadınız mı hiç!?…
Ben yaşadım!
O sıcacık tutuşların parmak uçlarınızdan
Yüreğinize ılgıt ılgıt aktığını tattınız mı hiç!?…
Ben tattım!..
İşte sevgi!… İşte sevgi!… naraları attınız mı hiç!…
Ben attım!…
Üç gün, üç ay, üç yıl sürdüler önüme… ömrüme, ömür katayım diye…
Verdiklerime (güya) karşılık olsun dediler…
Oysa… bilemediler…
Ben onlara bir verip onlardan beş alırken hile yapmıştım!.…
Yine öyle yaptım!.
Yetinmedim verdikleriyle…
Yetmişimin baharında…
Hem de, aynen, o günlerin tadında!
Ömrüme üç asır kattım!..
O günlerin yaşında…
23’lük delikanlı edasıyla… seviç ve umut naraları attım!…
Nazım Oldum!… H a y k ı r d ı m !…
İşte… “mutluluğun resmi!”.. işte mutluluğun resmi!…
Eyyy benim sevgili öğrencilerim!….
Hepinize binlerce… onbinlerce teşekkür ederim!…
Hepinize… mutlu… sağlıklı… aydınlık… uzuuun ömürler dilerim!…
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ




















