Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Umarım uyandığınızda ve bu yazıyı okuduğunuzda güzel bir güne başlamışsınızdır, her ne kadar sabah güneşini karşılarken sizlerin yanında değilsem de yüreğim ve dualarım sizlerleydi.
SEVGİ
“Sevgi, doğanın ikinci güneşidir” demiş G. Chapman. Ben birinci Güneşi karşılamayı selamlamayı kaçırdım ama ikinci güneşim olan sevgiyle sizleri yürekten selamlıyorum ve Oscar Wilde’nin şu sözleriyle başlıyor kalemim yine, yeniden ve bıkmadan sevgiyi anlatmaya;
“Sevgiyi yüreğinden eksik etme. Sevgisiz yaşam, bütün çiçeklerinin ölmüş olduğu güneş olmayan bir bahçe gibidir. “
Belki unuttunuz ben de sizin gibi Mevlana’nın torunuyum. Caminin hoparlöründen Rabbimin çağrısı duyulunca yeniden hatırlarım O nun hamurumu yoğururken içine kattığı bir cimdik emanet sevgiyi ve alelacele çevreme dağıtma telaşına katılırım.
Çünkü onu emridir, ‘ver ki çoğalasın’ dememiş midir, ‘sev ki sevilesin’ dememiş midir?..
Dinleyin ezanın çağrısında ki sevgiyi, anlayacaksınız o zaman kırdığınız kalplerin acısını, kırılınca o kalbin sevgiden nasıl korktuğunu, bir daha ki sefere sevgi kapısını çaldığında ona tereddütle kapı aralığından neden baktığını…
Çünkü kırılınca onun sevgi kapısı kapanmıştır. Size düşen nedir bilir misiniz?..
Gidin dostlar; o kırdığınız kalbin kırıklarına bıraktığınız cam kırıklarını alın, can kırıkları bırakın. İnanın sizi affedecektir. Sevgi her şeye kadirdir. İnsan olmanın özelliğidir. İnsan, yalnızca sevdiği zaman kötülük etmez. Kendine karşı sevgi, başkalarını sevebilme yetisine sahip olanlarda görülür.
Sevgi, dostlara saygılı olmakla güçlenir.
Sevgi her zaman kolların açık duruşudur, sevgi için kollarınızı kaparsanız, kendiniz dışında tutacak hiçbir şey kalmadığını görürsünüz.
Her şey para değil dostlar… Ben param olmadan da çok şey satın aldım.
Edep aldım, gönül aldım, öğüt aldım, ibret aldım ve SEVGİ aldım.
Hayatı yaşamaya değer kılan şey dostluktur…
“SEVGİ…” ise ne büyük, ne yüce bir meşakkattir. Ne mutlu onu verebilene ve dahi alabilene…
Geçenlerde okuduğum bir makalede yazar;
“Sevgi” dedikleri bu mu?.
Bakınca, hayata tutunamayan ve bundan umudunu kesen insanların birbirlerine tutunmaya çalışmaları mı?..
Toplumca kabul görmüş şehvet ve şefkat alışverişi mi?..
“Sevgi ”dedikleri bu mu?..
Umutsuz fakat pişkin bir mızmızlık sanki!..
Hayır! “Sevgi” bu olamaz!.. Diyordu…
Oysa Şeyh Sadi ne güzel söylemiş. “Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar.
Sonra yayılarak devam eder. “
Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.
Sevdiği göğsünde olanla, kapıya göz dikip bekleyen kimse arasında fark vardır…
Kalbinizde temiz, gerçek olmayan her ne varsa, önünde sonunda sevginin doğal akışını engelleyen bir duvara dönüşecektir. Hayatında sevgi olmadığını söyleyenler bu duvarla engellenmişlerdir.
Aslında sevgi vardır, ama onlar sadece kabul edememektedirler.
Bunun en görünür örneği “Ego” dur.
Ego, alıp vermekte olduğunuz sevginin yerini koşullarla doldurarak, sevgi akışını kısıtlar.
Ego, kendi ihtiyaç ve arzularını gerçekleştirmek için sevgiyi kullanır; aldatıcı, sadece geçici memnuniyet veren bir sevgi üretir.
Ego, gerçek sevgiyi deneyimlemenize ve onu paylaşmanıza izin vermez.
Gerçekte, ego sevgiyi hissetme kabiliyetinizi tahrip eder…
En büyük varlığımız, para, mal ve mülk değil, sevgimiz ve bilgimizdir.
Para, mal ve mülk, eğer yerine, konacak kaynaklar yoksa harcandığında yok olacaktır.
Ama sevgi ve bilgi, ne kadar verirseniz verin, hep sizde kalacaktır!..
SEVMEK… Büyük, ağdalı, abartılı sözler değil, küçük, basit ve içten gelen ifadelerdir…
Örneğin : “Bir kahve içer misin”?.. “Yorgun musun”?..
“Senin için yapabileceğim” bir şey var mı?.. Gibi…
Bu bir telefonla arama, bir mektup, küçük bir sürpriz, içtenlikle yapılan bir davet, yakınınızda ise birlikte yürüyüşe gitmek olabilir… Oturup bir yerde bir çay, bir kahve içmek…
Bu diğerleri için karşılıksız bir şeyler yapabilmektir…
Bu diğerini olduğu gibi kabul etmek, onu can kulağı ile dinlemek, sıkıştırmamaktır…
Bu aynı zamanda diğerine içten bakışlar fırlatmak ve tatlı tatlı bakmaktır.
Sözler yalan olabilir, ama gözler asla yalan söylemez…
SEVMEK… Orada sadece mevcudiyeti İle değil tüm benliği ile olmaktır…
Örneğin: “Seni seviyorum”.
Bunu birine söyleyebilmek için, mutlaka onun ölmesini mi beklemek gerekir?..
SEVMEK… Yargılamamak, tenkit etmemek, kınamamaktır.
Bu : “Senin yerinde olsaydım daha iyisini yapamazdım” diyebilmektir.
Bu yine, beğenmeseniz bile: “Yaptığın şey çok güzel olmuş” diyebilmektir.
SEVMEK… Aynı zamanda çok kolay bir şeydir. Asla karmaşık değildir.
Ancak içimizde sevgi yoksa yaşam boyu hep ona özlem duyarız…
Sevmeye ve sevilmeye öncelik verenler çok güzel bir yaşam sürerler. Bu onların içini aydınlatır.
Ve… Gözlerine parlaklık verir… Dostları, aileyi ve sonuçta herkesi sevmek “SEVGİ “dir.
UNUTMAYALIM Kİ…
-Sevgisiz zekâ, bizi küstah yapar.// Sevgisiz adalet, bizi dizginsiz yapar.
-Sevgisiz diplomasi, bizi ikiyüzlü yapar.// Sevgisiz başarı, bizi kibirli yapar.
-Sevgisiz zenginlik, bizi haris yapar.// Sevgisiz uysallık, bizi hizmetkâr yapar.
-Sevgisiz yoksulluk, bizi mağrur, aksi yapar.// Sevgisiz güzellik, bizi gülünç yapar.
-Sevgisiz kudret, bizi zorba, despot yapar.// Sevgisiz çalışma, bizi köle yapar.
-Sevgisiz sadelik, bizi değersiz yapar.// Sevgisiz yasa, kural, bizi tutsak yapar.
-Sevgisiz siyaset, bizi bencil yapar.//Sevgisiz inanç, bizi bağnaz yapar.
-SEVGİSİZ HAYAT, ANLAMSIZDIR…
“Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..
Eğer söylenecek sözünüz yoksa sadece sözleri okuyun…
Okumaya da zamanım yok diyorsanız… O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur…”
Aşk ile sevmek güzeldir karşılığı varsa ama karşılıksız da sevilir karşında ki VATANSA…
Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım acılarımızı, sevinçlerimizi ve sevgimizi bir lokma ekmek gibi…
Sevgi ve dostluk adına bu günü ve gelecek günlerinizi öyle güzel yaşayın ki mutluluk adına, ömür kitabında ki en güzel öykü olsun. Ve nice güzel öyküler sizin olsun..
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız her bir anı sevgi dolu günler dilerim. Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbet olsun… Güzelliklerle dolu bir hafta sonu geçirişiniz inşallah…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#























