Gelmişsin 30 yaşına…
Büyümüşsün…
Serpilmişsin…
30 yaşında sen neredeydin?
Kahvehanede…
Ne yapıyordun?
Dilinle ülke kurtarıp, egonu okşuyordun…
O neredeydi?
Tobruk”ta… Derne”de…
Ne yapıyordu?
Vatan toprağına göz dikmiş, İtalyan”ın ensesindeydi…
34 yaşına geldiğinde, miskin miskin evinde çekirdek çitliyordun…
Bir yandan çocuklarının zırıltısı, bir yandan hanımının dırdırı derken geçiriyordun zamanını…
Peki o senin yaşında neredeydi?
Çanakkale”de…
Ne yapıyordu?
Siperde, vatan toprağını bekleyen askerlerine, İngiliz gavuruna karşı, ””ÖLMEYİ EMREDİYORDU!””
36 yaşında ise, yalakalığı öğrendin. Şakşakçılıkla geçimini kazanmak kolay geldi sana…
Aykırı ne varsa, öğrenmeden, dinlemeden kendi askerine saldırmayı marifet saydın…
Peki o senin yaşındayken ne yapıyordu?
Filistin Cephesinde 40 derece sıcak altında, askerleriyle beraber, yine İngiliz siperlerine cenk ediyordu…
38 . yaşın hayırlı, uğurlu olsun!
İyi de ne kattın vatana, millete?
Hiç…
Peki o ne kattı?
Düşman işgalindeki İstanbul”dan kaçarak, Samsun”a çıkıp,üzerine ölü yorganı atılmış millete direnmeyi hatırlattı!
40 yaşında ,
Kasımpaşa zihniyetinin yılmaz bekçiliğini üstlenerek,kahvehane sohbetlerine tam gaz devam…
Peki o senin yaşında ne yapıyordu?
Sakarya önlerinde Yunan askerini kovalıyordu…
Kısacası daha bu uzar… gider…
Ey benim düşünmekten aciz, anca ezbere bilgilerle konuşturulan, Atatürk”e ve Cumhuriyet”e dil uzatan insancığım!
Sen hayat denen bu yolculuğunda,insanlığa, milletine ve vatanına hiçbir şey kat(a)mamışken…
O , senin gibi ucubelerinde yaşayacağı bir toprağı, tüm ömrünü heba ederek bizlere miras bıraktı…
Hemde ne gençliğini, gençlik, ne yaşlılığını, yaşlılık o kadar yaşamamışken…
Yani kısacası, ampül kafalı zat-ı muhterem…
Ağzından salyalar akıtarak demokratçılık oynamak kolaydır…
Mühim olan…
İnandığın değerler uğruna ömrünün ne kadarını hiç ettiğindir…
Ne dersin?
Varmısın samimiyet yarışına!
Sevgili Ali Rauf,
Kalemıne saglık.Ellerın ve yuregın dert gormesın.
Körden değil Nankörden , Yüzsüzden değil 2 Yüzlüden, tipi bozuktan degil; Sütü bozuktan kork!
Bunların kac yasına geldiginin onemı varmı?
Alacakaranlığı sevmem ya gece durmalı ya gündüz olmalı, kurşun ya derinden vurmalı ya da namlusunda kalmalı, ya tam sevmeli ya da arkasına bakmadan çekip gitmeli…Kasımpasalı zıhnıyetı gıdecek.
Gunesı gormek ıcın ampullerı sondurmek lazım.
Oy Ali Rauf oy sizin gibi arkadaslarım varken bu ulkenın sırtı yere gelirmi hic?
Ankara dan sevgıler…
Yorumunuz için,çok teşekkür ederim Fazilet Hanım…İnanın bana gerçekten güzel bir motivasyon oldu.
Dünya’ya kuşbakışı bir yerden
Sevgiler… (Uçaktayımda!)