Dikkat: Özünde konu yerel değil geneldir…
Yasalar, kurumlara ve o kurumların başındakilere belli haklar ve görevler vermiştir.
Hukuk kurumu kendi ilkeleriyle, belli işlemler ve aşamalar çerçevesinde, haklıyı haksızdan ayırt etmek görevini üstlenmiştir.
Hükmünü güce göre değil, haklılığa göre koyacaktır ortaya. Hukuk devleti olmanın da gereği budur.
Bu işlevini yerine getirebilmesi için de hukukun başına görevli bir hakim koymuştur. Ona bu yetkiyi verirken, yargı kurumu yargılama kurallarını baştan belirlemiş, bu yetkiyi hakimin kendi insiyatifine bırakmamıştır.
Verilen bu örnek gösteriyor ki, tüm kurumların işlevleri yasalarla belirlenmiştir. Uygulamalar, uygulayıcıların keyfine bırakılmamıştır. Yasalar bunun dışına çıkmayı cezai yaptırımlara bağlamıştır. Buna da yerine göre görevi ihmal”, yerine göre “görevi kötüye kullanma” yerine göre de “çıkar sağlama adına suistimal ” demiştir.
Kısaca; “demokrasiler kurallar rejimidir, keyfiyet rejimi değil” demek istiyoruz.
*
Belediyeler de resmi kurumlardır. Bu ülkenin vazgeçilmez kurumlarından birisidir.
Belediye başkanları da bu kurumların görev ve yetkilerini bir süreliğine yürütmek adına seçilip o makama oturtulmuşlardır.
Yasaların, belediyelere belli görevler ve sorumluluklar yanında hak ve yetkiler tanımış olmasından daha doğal bir durum olamaz. Demokrasilern gereğidir bu.
Belediyenin hak ve yetkilerini gözetmek, görevlerini takip etmek adına da belediye başkanlarına yine yasalar çerçevesinde hak ve yetkiler verilmiş olması da doğaldır.
Bu da demokrasinin mutlak gereğidir. Uygulayıcı ve hüküm verici olarak nasıl hukukun başına hakim getirilmişse, belediyelerin başına da uygulayıcı olarak belediye başkanı konulmuştur.
Hakimin kendi kuralını koyamayacağı ilkesini belediye başkanları için de getirmiştir yasalar.
Yani yine. “demokrasiler kurallar rejimidir, keyfiyet rejimi değil” demek istiyoruz.
*
Gelelim meramımıza….
Aylardır, Denizli’nin her köşesinin, bilbordların, otobüs duraklarının, özel imalat 40 – 50 metrekare panoların yüzlercesinin….(belki de binlerce) güya belediye hizmetlerini duyurmak adına Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zolan’ın resim ve afişleriyle donatıldığını görüyoruz.
Bunda ne mi var!?…. Bakın ne var, neler var!…
a) Yasalar; belediyelere kendi hizmetlerini tanıtma duyurma yetkisi vermişse; belediye başkanına (duyurulmak istenen) hizmetin boyutundan büyük fotoğrafını koyma yetkisi vermiş midir?
Kaldı ki; yasalar, belediyelerin rutin olmayan (zaten yapmakla yükümlü olmadığı) işleriyle şehirlerini tanıtma hakkı tanımıştır. Bireysel reklam yapma hakkını değil…
b) Bu duyurular, üç beş pano ile (fotoğrafsız olarak) yapılabilecekken her köşe başında yüzlerce yerde vatandaşın gözüne sokarcasına yapma hakkı ve yetkisi yasaların tanıdığı bir hak mıdır? Soru cevap bulmadıkça, yasalar çiğneniyor demektir.
c) Belediyelerin kendi işlevi içinde olması gereken işlerin bir özel hizmet – bir lütuf gibi sunulması, hem de bunun vatandaşın verdiği paralarla yapılıyor olması reva mıdır hak mıdır,,,!? “Büyükşehir çalışıyor” afişini her gördüğümde, “yuh olsun bize ki yatma hakkınızı elinizden almışız!” diye geçiriyorum içimden. Yiyin, için, yatın!..
d) Şu anda görevde olmakla yasaların tanımadığı hakkın her gün, her hafta tekrar tekrar kullanılması – üstelik de belediyelerin rutin işlerinin “olağanüstü hizmet” gibi sunulması- haksız rekabet yaratma değilse nedir? Bu hak hangi yasadan alınmıştır? Eğer yasalar böyle bir hak tanımamışsa, bu yasa çiğnemek, görevi kötüye kullanmak değilse nedir?
e) İşte çağrımız: Her makam, korkmadan, yılmadan, sinmeden ve de ihmal etmeden görevini yapmalıdır.
f) Yasaları çiğnemenin, kurallara uymamanın, mahkemeleri kendisine mülk saymanın yiğitlik olmadığını hatırlatarak bir an önce biryerlerden başlamak gerektiğini söylüyoruz.
O afişlerin bir an önce kaldırılmasını, yenilerine engel olunmasını, haksız rekabete neden olan ve kişisel reklama yönelik kamu kaynaklarının uğradığı zararın-ilgili kişilerden tazmin edilmesini arz ve talep ediyoruz.
Ek olarak şikayetimizin takipçisi olacağımızın da bilinmesini isteriz.
Yasal dayanağımız mı…?
Alın size yasal iki önemli dayanak!…: Daha çok vardı nasıl olsa!… Gerisini de siz bulun!…
• İçişler Bakanlığı, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün 09 . 02 . 2012 gün ve2012/9 sayılı belediyelerin “Belediyelerin Tanıtım Ve Kutlama Harcamaları” konulu genelgesi…
• Aynı konuda, (bir başka ilin Belediye Başkanı içn) Reklam Panosu ile ilgili Danıştay’ın 01. 11. 2012 tarihli örnek – emsal kararı…
Önemli notlar:
1- Sayın Başkan Zolan’ın da yasal dayanakları varsa, açıklar biz de susarız…
2- Yasal belgelere ulaşamayanlara bu belgeleri ulaştırabileceğimizi de hatırlatırız.
3- Dileriz Cumhuriyetin bir savcısı çıkar, bu yazımızı ihbar sayar… Bizler de yasalar işliyormuş deriz.
Mehmet Halil ARIK
Emekli eğitimci
