Yılda ortalama 600 milyon kere gittiğimiz hastanelere randevu alabilmek, bazen bir ayı, MR vs. çekimleri ise ayları bulmaktadır. Ancak, 61 TL. gibi cüzi bir rakamı yatırdığınızda, MR gibi randevularınızı bir aya kadar öne çekebiliyorsunuz!
Bitti mi?
Yıllar önce, daha doğrusu AKP’nin ilk yıllarında Özel Hastanelerde muayene girişleri düşük ücret, hatta tahlillere de vatandaş öylesine fark vermiyordu. Şu anda fiyatlar pazardaki meyve-sebze gibi el yakıyor! Tabelalarında yazıyor, (Tahlil ücretlerinden yüzde yüz hatta yüzde elli fark alabilirlermiş!) Hastane personeliyle tahlil fiyat pazarlığı yapmayan yok! Malum muayene, katı payı da 60 TL.’ye kadar ulaşabiliyor. Tahlilleri hiç söylemeyelim, zira üzülür, daha çok hasta olursunuz! Hal böyle olunca, Devlet Hastanelerinin koridorları tribünler gibi kalabalık şu sıralar!
Bitti mi?
Durun öyle, hemen eve gitmek yok! Eczaneye gidiyorsunuz, cüzdanınızı ikinci kez çıkarmadan olmaz! Eczacı, bilgisayarına T.C. Numaranızı girdiğinizde, size söylenen farkla, cüzdanınıza bakıp, dudaklarınız ( … bip bip! ) kıpırdamaya başlayınca, eczacı haklı olarak hemen topu SGK’ ya atıveriyor! Bu arada “Devlet bizi veznedar yaptı!” diye de sızlanıyor!
Bitti mi?
Televizyonda izledim. Bir kadın, hastanede kendi doğum yapıyor! Hem de Kurban Bayramı gününde…
Sonuç,
Kadın ölüyor, bebek sakat doğmuş!
Belli ki doktorlar, kurbanı cerrahlamaya gitmiş!
Neyse ki, şehir hastanelerimiz, ihalecilere tıpkı köprülerde olduğu gibi hasta garantili olarak inşaatlarına devam ediyor!
Bu arada Finlandiya, ülke vatandaşlarının dişlerine verdiği önemden dolayı, Diş Fakülteleri’ den bazılarını kapatmış…
Bizde, neden çok hastane ve hasta var, dersiniz?
Acaba bu sorunun yanıtı,
- Asgari ücrete ve bankalara borca mahkûm edilenlerin, sağlıksız beslenmeleri,
- Hayat pahalılığından insanların tam olarak beslenememeleri ve tatile gidememeleri,
- Hükumetin gıdaları tam anlamıyla denetleyememesinden sağlıksız gıdaya mahkûm olmamız,
- Savaş, terör, borç, gelecek kaygısı ile siyasi gerginliğin, halk üzerindeki psikolojik baskısı,
- Devlet Kurumlarımız başta olmak üzere, her yere sızan FETO’nün yarattığı durum ve akabinde, adaletsizlikteki belirsizlik!
- Gençlerimizin üniversitelerini bitirmelerine rağmen, duyduğu gelecek kaygısı, gibi daha birçok neden, olabilir mi?
Hükumetlerin birinci görevi, toplumdaki bireylerin daha sağlıklı olarak yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olmaktır. Böyle olunca, zaten ne hastanelere, ne de sağlık giderlerine gereksinim olacaktır.
Ne dersiniz?
Bu arada, her seçim döneminde “Kılıçdaroğlu SSK’yı batırdı.” diyerek oy toplayan AKP’in SGK’si, 2015 yılında 11 milyar TL zarar etmiş! Şu an yanımda hesap makinası yok! 2002-2017 arası toplam zararı da siz hesaplarsınız!
Atalarımız ne demiş? “İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.” ama, siyaset bu… Yersen!

















