Fikir mücadelesi yerine iktidar gücünü kendisinde “laf sokma” hakkı olarak gören kirli siyasete daha çok sözüm var diyecek!… Ahlaksızlık kirlilik ise,adaletsizlik farklı bi-şey midir?.
Mutlak olarak, iyi olduğu düşünülen veya erdemli bir yaşam anlayışından kaynaklanan davranış kuralları bütünü, ahlak olarak tanımlanıyorsa; ahlaksız siyaset nasıl olur da toplumda itibar görür?… Bir toplum nasıl bu hale gelebilir?
Toplu olarak yaşayan bireylerin uymak zorunda oldukları eylem ve davranış kuralları ve yasaları ahlakın genel tanımı içinde yer alıyorsa; nasıl olur da bazıları kendisini bunun dışında görme cesaretini kendisinde bulabilir?
Ahlak; doğru söylemeyi, dürüst davranmayı ve daha birçok erdemli davranışı kutsayıp, yalanı, hasedi, israfı, gıybeti, kini, garezi, kötüleyip, hırsızlığı, rüşveti, talanı ve daha birçok erdemsiz davranışları da yasaklıyor ise, nasıl olur da adalet bu ahlaksızlıkları görmezlikten gelir?
Ahlak, toplum içinde bireylerin;
*kötü hal ve hareketlerden, bireysel ihtiraslardan, arınmayı öngörüyorsa,
*kul hakkı yememeyi, hoşgörülü olup, öfkeden uzak durmayı temel ilke kabul ediyorsa,
Yönetim gücünü kullanıp öc ve intikam peşinde koşmayı ahlaksızlık sayıyorsa,,
*kendisinden olmayana haddini bildirmekten söz etmek ahlaksızlıktır diyorsa,,,
*insanları, inançları ve kutsal değerleri üzerinden kullanarak aldatmayı da ahlaksızlık çemberine dahil etmişse, yani kısaca,
saptırılmamış din ile ahlak ve saptırılmamış hukuk ile ahlak arasında çok sıkı bağlar ve bağlantıların varlığı ahlakın özü ise,”
Ahlakın şekillenmesinde dinin, hukukun şekillenmesinde ahlakın yeri ve öneminin büyüklüğü siyaseten de mutlak olarak kabul görmeli değil midir?. Peki de, bu hükmü anlaşılmaz kılan nedir ki de, toplumda bunca ahlaksız davranış alkış alır hale gelmiştir!?…
*
Hukuku, ahlaka uygun olarak şekillendirme görevi siyasetindir. Öyle ise, niye siyaset bu denli güvensiz, ve kirlidir!…
Toplumsal işlevini ihmal ediyor olduğundan olmasın?
(BÖLÜM 3 GELECEK)
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ




















