Laf sokmayı, fikir mücadelesi zannedenn siyaset cambazlarına ithafım olsun)
Doğru siyaset, “toplumu çağdaş niteliklerle donatma ve demokrasinin koşullarına göre şekillendirme bilimi” olarak tanımlanacaksa, “siyasi ahlak” ön planda tutulmalıdır.
Toplumun gereksinimlerine göre değil de, bireysel ikbal ve çıkarlara göre “ben yaptım oldu” üzerinden şekillendirilen siyaset, ahlaka da hukuka da uygun olamayacağı için kirlidir.
Bugün, hukuki ve siyasi pek çok sorunla boğuşuyorsak, çözümlenemeyen sorunlarımızın kaynağı, çok daha derinlerde, çok başka yerlerde aranmalıdır.
Sorunları “Siyasi Ahlak” yasası çözer mi dersiniz?
Ya bunca ben yaptım odlularla atı çalanlara Üsküdar’ı geçme fırsatı verildiği ortamda “siyasi ahlak” yasası adı altında uygulamaya konulacak yasalar;
• Yine parmakla hırsıza, rüşvete parmakla aklama olanağı getirecekse,
• Muhalefetin sesini kesme adına, parlamentoyu yine devre dışa bırakma olanağı sağlayacaksa,
• Üç oy fazla alabilmek adına, dini bile istismar ederek kullanmaya yasallak kazandıracaksa,
• Ayrıştırıcı, dışlayıcı, galiz söylemlerle hakaret etmeyi siyaset dili sayıp hoşgörürken, özgürlük, demokrasi, adalet talepleri üzerinden suç ve suçlu aramaya yasallık kazandıracaksa,
• Güç sahibi olmayı “mülkün sahibi ve mahkemeye kadı olma” ile eş tutacaksa,
• Temiz siyaset özlemi yerine, daha çok kirliliğe çanak tutacaksa….
Gelin de, bugünkü koşullarda haydi medet umun “siyasi ahlak” yasasından. Zira yasa insanların kalplerinde yazılıdır. Kötücül kalbe iyi yasa ne yazar?
İyi ahlak için iyi yasalar gereklidir ama, yasalar da iyi ahlak olmadan korunamaz. Zira devletler kanunla değil, ahlakla daha iyi yönetilir.
“Ahlak, nasıl mutlu olabileceğimizi değil, mutluluğa nasıl müstehak olabileceğimizi
gösteren bir doktrindir” diyor Immanuel Kant
Blaise Pascal da, “Yasama güçsüzleşince, ahlak dejenere olur” diye düşüyor son notunu.
Mehmet Halil Arık,
Emekli eğitimci – DENİZLİ;
mehmethalilarik@gmail.com,
535 202 11 61




















