Eksik olmasınlar, Birleşik Krallık’ taki Bath Üniversitesi‘ nden 9 bilim adamı sabah kahvesinin glukoz toleransına ve insülin duyarlığına olan tesirlerini incelemişler.
“British Journal of Nutrition” dergisinde yayımlanan araştırmalarında uyku bozukluğunun değil ama aç karına kahve içmenin glukoz metabolizmasını bozabileceği neticesine varmışlar.
Diyorlar ki: “Bunu engellemek için kötü bir uykunun ardından ilk olarak kahvaltı etmek gerekiyor. Daha sonra eğer ihtiyaç duyulursa kahve içilebilir.”
Onlara önce “Good morning upper supper” diyelim.
Ey mübarekler, bu, yeni bir keşif veya icat değil, yüzyıllardır bilinen bir hakikat!
Atalarımız zamanında “aç karına kahve içmenin” sağlık için doğru bir şey olmadığını gözlemleyip bunu “kahvaltı” mefhumu ile tüm dünyaya ilan etmişler.
Kahvaltı, kahveden önce altlık olarak bir şeyler yenmesi anlamına geliyor.
Gelelim neticeye
BİR: Şu bilim adamı denen ve cümle âlemin de hayranlık duyduğu kişilerin aklına şaşıyorum.
Araştırma yapmadan önce Türkler bu mevzuda ne yapmışlar, ne etmişler, ne diyorlar diye bir “google araştırması” yapsalar, bu kadar yorulmalarına gerek kalmayacak. “Watsaptan” bana da sorabilirler.
İKİ: Hep söylüyorum beslenmenin, yemenin içmenin araştırması olmaz diye. Atalarımız asırlardır neleri, nasıl yemiş içmişler buna bakmak ve bunları uygulamak kâfi.
ÜÇ: Bu bilim adamlarına bir de tavsiyem var: Sabah kahvaltısı yerine “çorba içmenin” etkilerini araştırın. Şimdiden söyleyeyim, çok şaşıracaksınız.
DÖRT: “Gelenekten” ayrılanı “bilim” kapar!
***
İndependent Türkçe‘ nin haberi:
Birleşik Krallık’taki Bath Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, sabah aç karna kahve içmenin vücuda etkilerini ele aldı. “British Journal of Nutrition” dergisinde yayımlanan sonuçlara göre, öncesinde kahvaltı etmek gerekiyor.
Profesör James Betts, başında olduğu araştırmayla ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında, kötü bir uykunun ardından hiçbir şey yemeden kahve içmenin kan şekeri kontrolünü önemli ölçüde zayıflattığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Neredeyse yarımız sabah uyanıp, hiçbir şey yapmadan önce kahve içiyor. Ne kadar yorgunsak, kahve de o kadar sert oluyor. Ancak bugüne kadar bu davranışın vücudumuza, özellikle de metabolizmaya ve kan şekeri kontrolüne etkisi konusunda kısıtlı bilgimiz vardı.
Bunu engellemek için kötü bir uykunun ardından ilk olarak kahvaltı etmek gerekiyor. Daha sonra eğer ihtiyaç duyulursa kahve içilebilir.
Çalışmaya katılan 29 kişi farklı gece uykularına tabi tutuldu. İlk deneyde gece 11’le sabah 7 arasında düzgün bir şekilde uyuyan bu kişilere, sabah kahvaltıda alınacak kaloriye eş enerji içeren şekerli içecek verildi.
İkinci deneyde saat başı uyandırılarak iyi uyku çekmeleri engellenen katılımcılara sabah yine aynı şekerli içecek verildi.
Bir önceki deneyde olduğu gibi, üçüncü deneyde de katılımcıların kötü bir şekilde uyumaları sağlandı. Fakat bu sefer sabah önce koyu şekersiz kahve, yarım saat sonra da şekerli içecek verildi. Ardından bu kişilerin kan şekerleri ölçüldü.
İyi ya da kötü uykunun deneklerin kan şekeri üzerinde çok az fark yarattığı saptanırken, kötü uykunun ardından kahve içmenin metabolizma üzerinde olumsuz etkisi olduğu ve vücudun kan şekerini işleme yeteneğini yüzde 50 azalttığı belirlendi.
Profesör James Betts, deneyde verdikleri şekerli içeceğin ortalama bir kahvaltı kadar karbonhidrat içerdiğini hatırlatarak, “Çoğu kahvaltı karbonhidrat bakımından zengin. Diğer kahvaltılarda da benzer etkiler gözlemek mümkün. Ancak daha az şeker ve karbonhidrat içeren bir kahvaltı yaptıysanız, bu kahvaltıdan sonra sizin kan şekerinizde meydana gelen fırlamayı kesinlikle azaltacaktır” ifadelerini de kullandı.
Deneyde kullandıkları kahvenin sütsüz olduğunu belirten Betts, süt koysalardı da sonuçlarda çok büyük bir değişiklik olmayacağını ifade etti.
