Patates, soğan ve aynı anlamda algılanan militanlar.
Militan yiyeceklerin alternatifi de yok. Her ikisi de besin deposu ve her ikisi de militan. Bu özelliklerini besin deposu olmalarından mı almıştır kanıtlanmamıştır. Fakat kimseyi de dinlemiyorlar.
Sessiz ve sakin bir şekilde, pazar tezgahlarında yerini alırlar. Zaten tezgâhtan kısa sürede tencerede veya ızgara üzerinde kendini bulurlar.
Taşıdıkları değerler çoktur. Patates haşlanıp da yenirse, sindirimin dolayısıyla vücudun dostudur. Üzerindeki kahverengi kabuğun altındaki yeşil renkli tabakada bol miktarda “C” vitamini vardır. Kızartılmayı kendisi de istemez, ne kadar kızartılırsa vücuda o derece zararlıdır. “Kızartıp da vitaminimi öldürmeyin,” Der.
Pazardan mutfağa ve mutfağın olmazsa olmazlarından soğanın da çok önemli özellikleri vardır. Pazarlarda gövde gösterisine girdiği için militanlaşır.
Soğan inanın her derde devadır. Yemeklere bol miktarda soğan koyarsanız, lezzeti çok iyi olur. Ayrıca bol vitaminlidir. Vitaminden daha önemli vücudun çalışması için ara ürünlerin çok olduğu soğan harika bir besin maddesidir.
Her durumda soğan yemeye çalışın kokarmış, varsın koksun. Dikkat ediniz soğan piştikten sonra kokmaz çünkü o kokuyu veren maddeler önemli olan ara ürünlerdir. Adam soğanı çiğ olarak ayağının altına sarıyor ağrıları gidiyor. Anadolu köylüsü “Soğan ekmek” boşuna demez.
Patates ve soğan depolara girdiğinde militanlaşır. Başka nerede saklanacaktır. Çünkü çok tüketiliyor. Halkın tüketimine sunulan patates ve soğan ikilisi için o kadar doğru ve güzel bilgiler yazılıyor ki, insan hayret ediyor.
Patates ihraç etmemiz gerekirken, ithal etmemiz içler acısıdır. Burada tembel insanlar olduğumuzu da kabullenmemiz lazım. Kendi adıma konuşuyorum.
Patates ve soğan değerini hiçbir zaman yitirmeyecektir. Yalnız tohumunu İsrail’den alanlar olduğu sürece bağımlılığımız devam edecektir.
Yerli tohumun yasak olması hayret verici bir durumdur.





















