Özel filtre sistemiyle, koruma ve güvence altına girmeye karar verdim. Öyle bir sistemin güvencesine ihtiyacım olduğunu anladım.
Her zamanki gülümseyen hâliyle, müdürümüzü fark ettim. Samimi, sevecen tavırları, neşeli hâli ve hoşgörülüğüyle ayak üstü biraz sohbet ettik. Dertlerini birbirine ekledi ve peşindeki de onları bırakmıyor, dedi.
Bunun üzerine, yaşantımıza giren ve olumsuzluk yaratan, olaylara karşı, kendimizi bu tür etkilerden arındırmamız gerekir, dedim. Keşke hayatımıza giren olumsuzlukları, deneyimlerimizle ayrıştırıp bir yerlere depolamasaydık, dedi. Yıllar önce dalgalarla boğuşmak gibi bir yıkımla ilgili problemi önüme süren yakınıma; “Olayı beynimin bir köşesine ittim. Çıkartmayı da düşünmüyorum,” dedim. Gözlerindeki parlaklığın sönmeye başladığını gördüm.
Müdür beye gülümsedim ve “Nerede kalmıştık olayını bırak. Hayat, tekrarlara prim vermez. Yaşanacak güzelliklerden nasibini almalısın,” dedim.
Vücudun yapısını ve işlevini sağlıklı çalıştırmalıyız. Onun için; sağlığı bozacak her türlü etkiye karşı “Özel filtre sistemi” geliştirdim. Bu sistemi uygulamaya koymalıyız. Müdür bey, nasıl uygulamaya konacak? Diye sordu. Bunun üzerine, geliştirdiğim sistemi müdür beye açıkladım.
“Üzerinizde uygulamak istiyorum,” dedim. Karşılaştığımızda olumsuz ve küçültücü ifadelerle bana kötülük yapsanız. Hemen filtre sistemim devreye girecek. Şöyle ki, filtrelerim beni güldürecek ve sözlerinizi duymayacağım. Hiçbir hareketinizi algılamayacağım. Bu durum filtrelerin otomatik olarak devreye girmekle sağlanacaktır.
İkincisi, filtrelerim şöyle de çalışacaktı. Sizi gördüğümde, güleceğim ve yüzünüze karşı benliğinizi okşayacak beğeneceğiniz sözler söyleyeceğim. Sizin de eliniz ayağınız kesilecek ve içinizden, “Severim öğretmenimi, ince duygulu ve hoş insan,” diyeceksiniz.
Filtrelerim görevini bırakmadan, ayrılıp gideceğim. Duygusallığı bırakıp kendinize geldiğinizde ise bir çift sözünüz bana yetecek ama gözden kaybolmuş olacağım.
Müdür bey, sistemi öncelikle; duyu organları, beyin, omurilik ve fizyolojik sistemler için kurdum. Örnek, güzel güzel haber dinlerken, sahneye çıkan, bir konuşmacıya gülüyorum. Karda kızak kaymayı ve karatavuk avlamayı anlatmaya başlıyorum.
Kardeşime haberde ne vardı bile sormuyorum. Kardeşim, filtren varsın süzmesin. Süzmesin havayı, mazotu ve süzmesin sevgiyi saygıyı ahlakı süzmesin. Zaten içini boşaltılar, diyor.
Güvence altındayım, börek ve tatlı konusu olduğunda, en kralı da olsa yemem diyorum. Hiç mi yemezsin dediklerinde filtremden dolayı, diyorum.
Adam çıkmış konuşuyor, atıp tutuyor. Filtre sistemim sayesinde kalkıp çıkıyorum. Konuşana teşekkür ediyorum. Yola çıktığımda “Allah zulmünüzden korusun,” diyorum.
Filtre sistemim bazen de ters köşe de çalışıyor. Örnek, arkadaş, meyil atmış. Meylinde enflasyon, faiz ve zamlar sıfırlanacak, yakında diye açıklamada bulundu. Dış güçleri bir “Bay” uyduruyor diye yazdı. Normal olarak meyli okumamam gerekiyordu.
Filtrem cevap verirken devreye girdi. Meylimde arkadaşa;
“Ellerinin titrediğini fark ettim. Acilen bir psikoloğa görünmelisin,” diye yazdım.