Semtine göre, “otobüs durağı” ifadesini kullanıyorum. Durak toplu taşıma aracının yolcu almaya başladığı yerin adıdır. Otobüs durağı deyip geçmeyeceksin, durak, yolcunun “umut durağıdır.” Çünkü otobüsün ilk durağında binecek ve oturarak, görev yerine rahatlıkla gidebilecektir.
Otobüsün ilk durağı, yolculara büyük umuttur. Çünkü rahat bir yolculuk yapabilecektir. Yolcular arasında, rahatsız, engelli ve yaşlı olanlar da vardı. Bunlar için ilk durak, umut pınarına olan, sevgiydi. Bu sevgi, olaylar karşısında, umutlu olmasına örnekti.
Durakta oturmak, rahatça yolculuk yapmak gibi umudunu yitirmişlere ne demeliyiz. Bir daha ki sefere mi diyeceğiz. Rahatsız olan, sıkıntı içerisinde iş yerine ulaşmaya çalışan kişinin umudu kalmayacak ve gün boyu rahatsızlığıyla baş başadır.
Durakla birlikte, insanlar umudunun başladığı ve moral bulduğu yer olarak, kendini değerli hissettiği bir günü yaşayacaktır. Düşünebiliyor musunuz? Yönetimin vatandaşına verdiği değerin karşılığını her yerde gösterdiğini.
Durağın umut olmadığı durumda, yolcu için rahatsızlık demektir. İş yerine zor şartlarda ulaşsa, çalışma saati bitmeyecektir. İkili ilişkilerde, kırıcı olacaktır. Yolcu güvenli ve rahat bir şekilde iş yerine ulaşabilirse, iletişimi, rahat olacaktır. Başarıyı umut durağıyla düşünürsek, iç dünyamızın, genişlediğini fark edersiniz.
Yerleşim yerine göre, durak adına toplu taşıma vasıtalarının sayısını artırır ve kalkış aralığını da kısaltırsak, yolcular mutlu olacak ve başarı artacaktır.
Durağın mantığında, rehber olacak yöneticiler iş bilir olmalıdır. Toplum psikolojisini ve sosyal yapıyı iyi tahlil etmelidir. Böylece çalışanın yeteneklerini artırmalıdır. Bu durumda çalışan, kendini başarıya odaklarken, kurumda üretimin yükseldiği görülecektir.
Üretimin artması, Ülke çapında liyakatin esas alınmasına neden olacaktır.
Bunların aksine, hareket eden kurumlarda, negatif bir atmosfer gözlüyoruz. Neşe ve sevginin olmadığı bir çerçevede karşı olma duygusu ve hisleriyle, başarıyı baltalamak doğal kabul görecektir. Hiç kimse yöneticinin söylemlerine kulak asmayacaktır. Örnek alacak kişi toplumda yücelmemiş ve kaybolup gitmiştir.
Umutsuz ve gelecekten habersiz gençlik böyle yaratılmış olacaktır.
Burada gözden kaçan olayı bir örnekle açıklayayım. Durak, anlayışı toplumda yer etmiştir. İnsanımız bu yapıyı doğal olarak algılar. Toplu taşımada, insanımızın hepsi oturabilse, Durak anlayışı olmayacaktır.
Şehirleşmenin bu kadar kötü olduğu Ülkemizde durak anlayışının, kalkması mümkün değildir.
Konunun sosyolojik açıdan incelenmesi, doğruları da ortaya koyacaktır.
Hasan TANRIVERDİ























