Sıcak bir gündü, mutfağın penceresinden gözü sokağa ilişti. Perdeyi iyice çekti ve çevreye baktı. “Zamlı etiket” diye bağıran, uzun boylu, dik kafalı, saçları yukarı doğru çekilmiş ve beyazlamış genç, çevresinde dönüyor ve bağırıyordu.
Etiketi anladı, fakat ilk kelimeyi net duyamadı. Pazara doğru yürüyen gence rastlama şansı vardı. Çünkü hanımıyla o da pazarın yolunu tutacaktı.
“Pazarı ziyaret” diyordu. Her hafta pazara gidişine. Gidiyordu her hafta, çünkü sebze ve meyvelerin rengini ve kimliklerini unutmamak için. Üzülüyordu lezzetlerini unuttuğuna, üzülüyordu.
Geçen hafta pazarcıya tezgâhın fotoğrafını benim için çek demişti. Büyütür salona asarım, böylece unutma olasılığını ortadan kaldırmış olacağım, demişti. Onun için pazara fotoğrafı almaya gidiyordu.
Kiraz, üzüm ve incirin lezzetini kaybettik, adresini ve kimliğini unutmasaydık. Önceden şeftali ve zerdali vardı şekillerini ve görüntüsünü unuttuk. Pazarcıya tembih edeceğim ve haftaya görmelik için de olsa getirsin.
Pazarcı, biz de unuttuk, çoğunu işte unutmamak için getiriyoruz. Gözümüzün önüne yerleştiriyoruz, istenince üzülüyoruz. Üzülüyoruz satmaya, üzülüyoruz bakıp geçenlere. Onun için çoğunu tezgâhın altına gizliyoruz. Kilo yerine tane hesabına döndük de eriğin tanesini hesap bile edemedik.
Uzun boylu dik saçlı genci gördüm. Çığırtkan sesiyle, “Zamlı fiyatlar. Balık diye bağırana cevap veriyor. Müsilajlı, yenmez. Müsilajlı balıklar. Fiyatlar da müsilajlı dedi. Kafanıza göre fiyatlara müsilaj ekliyorsunuz, Allah’tan korkun.
Pazarcı bağırıyor, “domates bahçe,” Uzun genç, “atma din kardeşiyiz,” diyor.
Peynirciye sesleniyor, geçen hafta 45, bu hafta ise 65 diyorsun sen ne nane yiyorsun almıyorum. Fakat bağırması, pazarı allak bullak ediyor.
GDO denilen genetiği değişmiş ürün, ilaçlı ekmek, sebze ve meyve fiyatlar müsilajlı obezite almayacağım, diye avazı çıktığı kadar bağırıyor.
Meyvelere baktık, sebzelere dikkat ettik ve özellikle karnabaharın fotoğrafını çektik ve pazardan çıktık. Sebze ve meyvelerin fotoğraflarını kaydettiğim için artık haftaya gelmeye gerek yoktu. GDO denilen yabancıdan gelme, küreselci ürünlere baktım. Masum göründüler gözüme, acıdan öteye kanserojen değillermiş gibi insanlar el atıp almaya çalışıyor. Al da öl, formüllü sebzeler.
GDO birçok organik molekülü eksiktir. Çünkü genler değişime uğramıştır. Besinlerin yokluğu vücuda zarar verecektir. Böylece insan dengeli beslenmemiş olacaktır. Eksik besini tamamlamak için, yemekle eksiği gideremeyecek ve fiyatlar gibi kişi dev gibi büyüyecektir.
Eksik besini gidermek için daha çok besin alacak fakat eksiklik hiçbir zaman gitmeyecektir. Gitmediği için de obezite tutsaklığına yakalanacaktır.
Ziyaretimiz bittiğinde meyve ve sebzeleri kendi başlarına bırakıp geri döndük.