Hiç öğretmen vurulur mu?
Hangi zihniyet öğretmeni katletmişse,
asla iflah olmamıştır.
Ben öğretmen biliyorum,
yarın derste neyi nasıl anlatsam da
o çocukları daha iyi öğretebilirim?
Daha yatmadan bunları hayal eder.
– Oğlum okuyunca ne olacaksın?
– Doktor, mühendis, öğretmen…
– Ya sen Hasan.
– Ben çoban olacağım öğretmenim.
– Niçin?
– Çünkü koyunları seviyorum.
Baharın, kuzuların melemesine bayılıyorum.
Daha çok nasıl süt alırım.
Onları, soğuğa, sıcağa karşı nasıl korurum.
Sayılarını nasıl çoğaltabilirim.
– O zaman büyük bir mandıra yapacaksın.
İlacından tut da yemine kadar her şeyi bir düzen içinde olacak.
Hem memleketimizin et, süt, yün ihtiyacını karşılarsın.
Hem de dışarıya ihraç edip döviz kaynaklarımıza katkıda bulunacaksın.
– Ya öğretmenim ben bunları hiç düşünmemiştim.
Her meslek önemlidir.
İşte öğretmen- bu çağda öğrencilerin beynine böyle güzel idealler ekiyor- sonra çocuğun ruhunda bunlar yeşerip gelişiyor.
Rüyalarına giriyor.
Yarın o çocuk okuyarak çobanlık hayalleriyle büyük bir ihracatçı oluyor.
Her ülkü için, varılması gereken her hedef için öğretmenin kafasında bir proje vardır.Her öğrenciye kendi kabiliyetine sunulmak üzere.
Ben öğretmen bilirim.Sabah ezanıyla uyanıp okulu süpüren,sobaları yakan. Andımızı hep beraber okuduktan sonra çocukların başını okşayarak tek tek sınıflara alan.
Anne sevgisiyle, baba şefkatiyle, sabah güneşinin ışıkları gibi gözlerinin içine bakıp gülümseyerek ders anlatan öğretmen.
Yazımın başlığını Necmettin Öğretmen koydum.
O da bu hayallerle oraya gitmişti.
Onu yetiştiren öğretmen de bu amaçla yetişmişti.
O bir öğretmendi.
Bunları öğretecekti.
Daha yirmi üç yaşında,
Önünde uzun ömrü olan, bu öğretmenden
Ne istediniz?
Necmettin öğretmeni öldürmekle,
Sadece onu değil,
İnsanlığı, haysiyeti ,şerefi de katlettiniz.
Dünyada çok kahpe örgütler gördük.
Ama hiç biri sizin gibi bir öğretmeni öldürüp,
Derenin suyuna atmadı.
Siz o kadar adisiniz.
Sizi o yüce dağların,
Davasını güttünü zannettiğiniz
İlencine bırakıyorum.
O karlı dağlara yakışmayan,
Kara, kapkara, korkak ve şerefsiz
Ruhunuzu, havale ediyorum;
Necmettin öğretmenin kalem tutan ellerine.
Işık saçıp sizin çocuklarınızı
Aydınlatacağını engellediğiniz
O güneşten gözlerine.
Gidin cehennemin dibine.
Öğretmenim:
Gittiğin her yerde,
Bayrak bayrak dalgalanırsın.
Hüzünlü duygularla
Yürekleri dağlarsın.
Bunca zahmet bunca çile,
Zalimin elinde pençe.
Bekler pusuda kalleşçe.
Vurur seni arkadan kahpece.
Sanma şehidim seni unutacağımı…
Her bayram sabahında kuşlar uyurken,
Ellerimi uzatıp Mevla’ya
Dua edeceğim ruhuna.