Bir ağabey anlatıyor:
Yıl 1957 İzmir’de askerim. Fahri Özdilek paşanın makam şoförüyüm. Bir telgraf gelmiş. “Acele Amerikan konsolosunu al hemen Ankara’ya NATO toplantısına gel.” Uçak yok, mecbur karadan gidilecek. Fahri Paşa beni çağırdı,
– Saat altıda hazır ol, Ankara ya gideceğiz. Yolda konsolosu da alacağız.
Konsolos az Türkçesiyle biraz da ukala konuşuyor.
Tam Afyona doğru gidiyoruz, konsolos bana Atatürk’ün Kocatepe’de ki i ihtişamlı büstünü göstererek,
Bu kim?
Buradan emir vererek, puştları denize dökün emrini veren adam.
Konsolos biraz anlar gibi oldu ses çıkarmadı.
Paşa konsolosa dönerek:
– Bir sigara yak, şoföre ver.
– Komutanım ben sigara içmem.
Konsolos:
– Sen hangi şehirdensin ?
– Trabzon.
– Ha şu tarlaya tuz eken!
– Hayır biz gübre yerine hamsi ekeriz. Tuzun Florida da ekildiğini duymuştum!
Konsolos bozulur. Fahri paşa tebessüm eder.
Ankara da arabadan inince konsolos bana bakar.
– Soracağım, eğer Florida da tarlaya tuz ekilmiyorsa külahları değişiriz.
Hatırladıkça, Fahri paşanın kahkahaları hala kulaklarımda çınlıyor!..
Yusuf Yılmaz





















