Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren, düşüren veya ortadan kaldıran bir etkiye sahip olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın talep edilmesini engelleyen, borçluya bu borcu ödemekten kaçınma hakkı tanıyan bir savunma aracıdır.Bu bakımdan zamanaşımı, borcu eksik bir borç haline getirmektedir. Yani borç devam etmekte ancak talep edilemeyen bir alacak haline getirmektedir. Zamanaşımı defini ileri sürmediği takdirde borçlu ödemek zorunda kalabilecek, bunu ileri sürdüğü takdirde ise ödemekle yükümlü olmayacaktır. Bu nedenle, zamanaşımına uğramış bir borç tam anlamıyla ortadan kalkmış bir borç değildir. Bu borcun ortadan kalkabilmesi için borçlunun zamanaşımı defini ileri sürmesi gerekmektedir. Bu da ancak, dava sürecinde ortaya çıkacak bir husustur. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 161’inci maddesine göre, zamanaşımı defi ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliğinden göz önüne alamayacaktır. Dolayısıyla zamanaşımına uğramış bir alacağı “tahsili imkânsız” bir alacak, VUK m. 322 anlamında “değersiz” bir alacak kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Türkiye Bankalar Birliği’ne verdiği 02.11.2009 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.29/2978-322-68 Sayılı Genel Yazısında: “… Zamanaşımının, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmadığı ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracı olduğu, ayrıca, alacağın zamanaşımına uğraması durumunun ancak alacaklının borçluyu ısrarla takip etmemesi neticesinde mümkün olması nedeniyle, ısrarla takip edilmeyen alacakların zamanaşımına uğraması halinde bunların değersiz alacak olarak kaydedilemeyeceği” görüşü bildirilmiştir. Şu halde, zamanaşımına uğramış alacak VUK m. 322 uyarınca değersiz alacak sayılamayacaktır.
TTK m. 814’e göre, çeklerden dolayı üç yıllık zamanaşımı süresi içerisinde hamil sıfatıyla şirketin talep hakkı mevcuttur. Bu süreye ilave olarak TTK m. 818/1 (m) uyarınca TTK m. 732’ye göre, bir yıl daha çekten dolayı sebepsiz zenginleşme davası açma hakkı mevcuttur. Şu halde, çeklerden dolayı toplam dört yıllık takip hakkı olan alacaklının, sürenin son günü bile bu hakkını yasal yolla kullanabilme imkanına sahip iken, bu alacağın, keyfi olarak ve hukuki dayanaktan yoksun bir yorumla sıfır kabul edilmesi mümkün olmayacaktır. Kambiyo taahhüdü kural olarak ifa uğruna edim niteliği taşıdığından18, bir borcun ödenmesi amacıyla çek düzenlendiği takdirde birisi kambiyo taahhüdünden, diğeri ise temel ilişkiden doğan olmak üzere ortada birbiri ile yarışan iki alacak-borç ilişkisi ortaya çıkmış olmaktadır. Çekte tecessüm eden alacak zamanaşımına uğramış olsa bile temel ilişkiden dolayı alacağın zamanaşımı süresi henüz dolmamış olabilir. Bu halde alacaklının alacağını zamanaşımı def’ine maruz kalmaksızın talep etme hakkı olacaktır. Kaldı ki alacağın zamanaşımına uğramış olması borcu ortadan kaldırmamakta, takip ve dava konusu edilmesine engel oluşturmamaktadır. Borçlu zamanaşımına uğramış alacağı öderse geçerli bir ödeme olur; geri talep edemez. Aynı şekilde, TTK m. 778/1 (h) atfıyla TK m. 749’a göre şirketlerin senet borçlusuna üç yıllık zamanaşımı süresi içerisinde senetten doğan alacağını talep etme hakkı olduğuna; bu süreyi kaçırsa bile TTK m. 778/1 (d) atfıyla TTK m. 732’e göre ilave olarak belli şartlar altında bir yıl daha sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak senet bedelini talebe hakkı olduğuna göre, bu süre de kaçırılırsa temel ilişkinin zamanaşımı süresi içerisinde alacağı talep etme hakkı olduğuna göre, alacağın kendiliğinden sıfırlanması mümkün değildir. Bu nedenle, ilgili hukuki dayanakları dikkate alınmaksızın, çek ve senede bağlı alacakların sıfır kabul edilmesi hukuken mümkün değildir.
– Diğer Alacaklar, Tahsil edilebilirlik düzeyi ve gerçek bir borç niteliğinde olup olmamaları açısından değerlendirilerek kayda alınmalıdır. Yargıtay 19. HD. 12.5.2005, 3626 E, 5418 K. sayılı ilamında, “… ortaklardan olan alacakların aktifte neden gösterilmediğini açıklamayan, binaların değeri ve amortisman yönünden yeterli açıklık içermeyen, mali durumun nasıl iyileştirileceği konusunda denetime elverişli olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır” ifadelerine yer vererek ortaklardan alacakların bile bilançoda aktifler arasında gösterilmesi gerektiğini açıklamıştır.
– Stoklarda detaylı bir envanter işlemi yapılır ve stokların satılabilirlik dereceleri tespit edilir. Bu envanter işlemi sırasında konsinye olarak elde tutulan stoklar kayda alınmaz. Konsinye olarak başka işletmelerde bulunan stoklar ise envantere dahil edilir. Yarı mamüller ise bilanço kalemine alınmadan önce yarı mamül olarak satılabilirliklerinin veya mamül haline getirilebilirliklerinin değerlendirilmesi ve satılacak durumda olmayan malların bilanço kalemlerinde gösterilmemesi gerekmektedir. Ayrıca değer düşüklüğü karşılıklarına borca batıklık bilançosunda yer verilmez.
Stoklar şirketin satmaya devam ettiği ürünler olduğundan, rayiç bedelinin tespiti bakımından geçmiş yıllarda elde edilmiş olan brüt karlılık oranı dikkate alınarak rayiç satış bedeli tespit edilirek bilançoya geçirilir,
– verilen sipariş avansları, likit varlıklardan oluştuğundan ve verilen avans tutarı bir değere sahip olduğundan rayiç değer bilançosunun tanziminde hesabın nominal(kaydi)değeri alınmalıdır.
– Gel. Ayl. ait gid. ve gelir tahakkukları borca batık hesabında dikkate alınmaz, vergisel açıdan gider niteliğinde, Doktrinsel olarak da bu söz konusu hesap grubu 170’li grup gibi” dönem ayırıcı hesaplardan” olduğu için likit değer taşımamaktadır. Gelir tahakkukları hesabı ise bilanço gününde tespit edilen değeri üzerinden yani alacak niteliği taşıyan unsurlar tespit edildikten sonra bu tutar üzerinden bilançoda yer verilmelidir. Ayrıca tespit edilen bu tutara ilişkin bilginin de bilanço dipnotlarında açıklanması gerekmektedir.
– Yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesinde “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işlerinden kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkûr yıl beyannamesinde gösterilir. İşin ilgili giderleri bu hesapta takip edilir, Bu nedenle borca batık hesabında dikkate alınmaz, vergisel açıdan gider niteliğinde, Doktrinsel olarak da bu söz konusu hesap grubu ”dönem ayırıcı hesaplardan” olduğu için paraya çevrilme, nakde dönüşme durumuna göre likit değer taşımamaktadır. Ancak satılabilir, imalata girmemiş 150 li hesap grubunda olması gereken demir, kum, çimento vb. gibi kayıtlar düzeltilmelidir.
– Diğer Dönen Varlıklar, Devreden KDV ve İndirilecek KDV kayıtlı defter değerleri ile borca batıklık bilançosunda yer alır. İş avansları ve personel avansları kayıtlı değerleri üzerinden borca batıklık bilançosunda gösterilir. Sayım ve Tesellüm Noksanları hesabı ise geçici hesap niteliğinde olduğu için borca batıklık bilançosunda yer almaz. Diğer çeşitli dönen varlıklar ise kayıtlı değerleri ile yer alırken, diğer dönen varlıklar karşılığı hesabına gerçek bir borç niteliği taşımadığı için yer verilmez.
– Mali Duran Varlıklar, Ortaklığımızın bulunduğu işletmelere bilançomuzda yer verirken varsa borsa rayiç bedelleri ile borsa da işlem görmüyorlar ise de bilirkişiler tarafından tespit edilecek olan değerlerle bilançoya aktarılır. Sermaye taahhütleri hesapları ise işletmenin borcu olarak gözüktüğü için bilançoda kayıtlı değerleri ile yer alır.
– Maddi duran varlıklar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar ve birikmiş amortisman hesaplarından oluşmaktadır, rayiç değerleri, bilirkişiler tarafından tespit edilecek olan satış bedelleri üzerinden gösterilir, Yapılmakta olan yatırımlar hesabı rayiç bedelleri ile verilen avanslar kayıtlı değerleriyle borca batıklık bilançosunda yer alır.
– Maddi olmayan duran varlıklar, Haklar hesabında, Patent ve marka gibi varlıkların kullanım hakkı ‘tescil’ ile olabileceğinden bu tür varlıklardan tescil belgeleri bulunanlar borca batıktık bilançosunda yer alır. Ayrıca maddi olmayan duran varlıklar grubu altındaki şerefiye, kuruluş ve örgütlenme gideri, araştırma ve geliştirme gideri, özel maliyetler, haklar hesabında yer alan finansal kiralamaya konu olan varlıklar ve birikmiş amortismanlar da tek başına satılmaları mümkün olmamaları ve gerçek gider niteliği taşımadıklarından dolayı borca batıklık bilançosunda yer almaz. Yine bu hesap grubu altındaki verilen avanslar kayıtlı değerleri ile diğer maddi olmayan duran varlıklar ise içeriği dipnotlarda açıklanarak bilirkişilerce tespit edilen piyasa değerleriyle borca batıktık bilançosunda yer verilir
Borca batık hesabında amortismanlarda yer almaz, Yargıtay 23.hukuk dairesinin E:2014/173,2014/4380 sayılı kararında “Davacının borca batıklığının değerlendirilmesinde varlıkların rayiç değerlerinin tespiti dışında bir varlık unsuru sayılamayacak amortismanların da hesaba katıldığı ve bu suretle borca batık bilançosunun doğru sonuç vermediği görülmektedir. Zira finansal kiralama konusu malların hukuki mülkiyeti finansal şirketlerine ait olup bunların kira bedelleri tamamen ödenmeden yasa ve sözleşme uyarınca mülkiyetinin davacıya geçtiğinin kabul edilmesi ve bunların aktif kısımda gösterilmesi doğru değildir.” şeklinde kararı mevcuttur.
– Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar, Verilen avanslar kayıtlı değerleriyle borca batıklık bilançosunda yer alır. arama giderleri, hazırlık ve geliştirme giderleri, diğer özel tükenmeye tabi varlıklar ve birikmiş tükenme payları hesapları borca batıklık bilançosunda yer almaz.
– Mali Borçlar , Finansal kiralama işlemlerinden borçlar hesabı kayıtlı değeriyle, ertelenmiş finansal kiralama borçlanma maliyetleri hesabı ise gerekli hesaplamalar yapıldıktan sonraki bulunan değeriyle bilançoda yer alır. Mali borçlar grubu altında yer alan uzun vadeli kredilerin anapara ve faizleri, tahvil anapara ve borç taksit faizleri, çıkarılmış bonolar ve senetler, çıkarılmış diğer menkul kıymetler ve diğer mali borçlar hesapları borca batıklık bilançosunda gösterilirken kayıtlı değerleriyle gösterilirler. Ayrıca menkul kıymet ihraç farkları hesabı ise borca batıklık bilançosunda yer almamalıdır.
Yargıtay 23.hukuk dairesinin E:2016/3354,2017/694 sayılı kararında Finansal kiralamaya konu mallar, kira bedellerinin tamamı ödenmemesi halinde henüz şirketin mülkiyetine geçmediğinden aktif de gösterilmemesi doğrudur. Bununla beraber kiracı şirket kira borçlarını ödemede temerrüde düşmüş ise kiralayanın işlemiş kiraları talep hakkı bulunduğundan geçmiş kira borçlarının şirketin pasifinde gösterilmesi gerekir” denilmiştir.
– Ticari Borçlar, Satıcılar, Borç Senetleri, Alınan Depozito ve Teminatlar ve Diğer Ticari borçlar hesap kalemleri işletmenin gerçek borç niteliği taşıdığından borca batıklık bilançosuna aktarılırken kayıtlı değerleri ile aktarılırlar. Borç Senetlerine reeskont hesaplanır ve bilançoda yer alır
– Diğer Borçlar, Ortaklara Borçlar, İştiraklere Borçlar, Bağlı Ortaklıklara Borçlar, Personele Borçlar ve Diğer Çeşitli Borçlar hesapları ise borca batıklık bilançosuna kayıtlı değerleriyle aktarılır
– Yıllara yaygın inşaat ve onarım hakkediş bedelleri; 350-358.Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakkediş Bedelleri Hesabı, İşletmenin inşaat ve onarım işlerinin tamamlandıkları kısımları için düzenlenen hakkediş bedellerinin izlendiği hesaplardır. Bu hesaplar dönen varlıklardaki 170-178 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetleri hesaplarına göre düzenlenir.
Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşleri ile ilgili olarak düzenlenen ve işveren tarafından onaylanan hakkediş bedelleri bu hesaplara alacak olarak kaydedilir. İşin geçici kabulü yapıldığında bu hesaplardaki tutarlar ilgili satış hesaplarının alacağına karşılık bu hesaplara borç kaydedilir. borç unsuru olmadığından Dönem ayıracı olarak kullanılan ve işin bittiği yıl kapanacak bu hesaplar borca batık hesabında dikkate alınmaz.
– Borç ve Gider Karşılıkları, Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükler Karşılıkları ve Dönem Karının Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri hesapları borca batıklık bilançosuna kayıtlı değerleriyle aktarılır. Kıdem Tazminatı Karşılığı, Maliyet Giderleri Karşılığı ve Diğer Borç ve Gider Karşılıkları hesapları ise hesaplamaları yapılarak dipnotlarda açıklandıktan sonra belirlenen tutarlarla borca batıklık bilançosuna aktarılır. Ayrıca uzun vadeli yabancı kaynaklar altında yer alan borç ve gider karşılıkları hesap grubu altındaki hesaplar ise borca batıklık bilançosuna kayıtlı değerleriyle aktarılır.
– Gelecek Aylara Ait Gelirler ve Gider Tahakkukları, Gelecek aylara/yıllara ait gelirler hesabı borca batıklık bilançosunda yer almazlar. Yine kısa vadeli yabancı kaynaklarda ve uzun vadeli yabancı kaynaklarda yer alan gider tahakkukları hesapları ise kayıtlı değerleri üzerinden borca batıklık bilançosunda yer alır.
– Diğer Kısa/Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar,Sayım ve tesellüm fazlalığı hesapları borç niteliği taşımadıkları için borca batıklık bilançosunda yer almaz. Diğer kalemler ise kayıtlı değerleriyle bilançoda yer alır. Diğer uzun vadeli yabancı kaynaklar hesap grubunda yer alan hesaplar ise kayıtlı değerleriyle borca batıklık bilançosunda yer alır.