Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Milli Eğitimin Kurtarıcıları

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
14 Nisan 2012
Selami Saygın
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

TBMM’de 29 Mart 2012’de zorunlu eğitimin 12 yıla (4+4+4 şeklinde) çıkarılması ile birlikte, zorunlu eğitimin ikinci ve üçüncü kademesinde,

seçmeli ders olarak Kur’an ve Hz. Peygamber’in Hayatı (Siret) kanunlaştırıldı. Son yıllarda TBMM’nin aldığı en önemli kararlardan birisi bu olmalıdır. Karar 81 red oyuna karşılık 305 oyla kabul edildi. Tevhid-i Tedrisat Kanunundan 88 yıl sonra aynı TBMM’den böyle bir kararın çıkması sevindiricidir.

Hatırlanmalıdır ki Tanzimat döneminde Avrupa’daki okullar esas alınarak kurulan Nizami mekteplerin yanında geleneksel Medreseler de varlığını sürdürmüştür. Tanzimat sadece eğitim de değil hukuk alanında da ikili bir düzen tesis etmişti: Bir yanda geleneksel şeri hukuk ve şeri mahkemeler diğer yanda da nizami hukuk ve nizami mahkemeler varlığını 1924’e kadar sürdürmüştür. Bu nizami ve medreseli (ikili) eğitimin müfredatı ve amaçları oldukça farklıydı. Biri birini tamamlayıcı mahiyette değildi. Kurum olarak da biri diğerini gereksiz görmekten hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Yani bu ikili eğitim düzeni aynı zamanda ciddi bir mücadelenin de varlığına sebep olmuştur.

Ne var ki Cumhuriyet ile birlikte bu ikili eğitim birisinin (medresenin) ortadan kaldırılması ile sonuçlandı. Medreselerde aslında temel olarak dini-islami eğitim verilmekteydi. Ama medreselerin tümü resmi değildi. Hayır sahipleri, vakıflar tarafından ihtiyaçları karşılanan özel mahiyette de medreseler vardı. Medreselerin kapatılması ile birlikte, Tavhid-i Tedrisat yasası din eğitimini devlet tekeline almış oldu. Hiçbir özel kuruluş artık din eğitimi veremez oldu. Üstelik bir süre sonra, devlet din eğitimi alanında kendi tekelini kurmuş olmasına rağmen, kısa bir süre de din eğitimi devlet okullarının müfredatından da çıkmış oldu. İyi niyetli pek çok kimsenin kendi çabasıyla ve hiçbir dünyalık beklentisi olmaksızın Kur’an öğretme çabası da “Kaçak Kur’an Kursu” diye nitelendirilmesine ve acımasızca cezalandırılmalarına neden oldu. Cumhuriyet dönemi, böylece Kaçak Kur’an Kursu gibi ibretlik deyimlerin de ortaya çıkmasına yol açtı.

Tevhid-i tedrisat yasası ile birlikte Şeriye ve Vakıflar Bakanlığı da kaldırıldı. Devlet vakıfların bütün mal varlığına el koymuş oldu. Varlığına el konulan vakıfların önemli bir kısmı zaten medreselerin ihtiyaçlarını karşılamaktaydı. Cumhuriyet idaresi medreseleri kapattığı gibi onların mali ihtiyaçlarının kaynağı olan vakıf mallarına da el koymuş oldu. Bir yıl sonra (1925) Tekke ve Zaviyelerin de kapatılması ile din eğitimindeki devlet tekeli bütünüyle tamamlanmış oldu. 1950’den beri ekonomide devlet tekelinin kaldırılması çabaları büyük mesafeler almış ve uygulanmışken, din eğitimindeki devlet tekeline şimdiye kadar hiçbir iktidar müdahale edememiş oldu.

Din eğitimindeki özgürleşme her şeyden önce bu alandaki devlet tekelinin kaldırılması ile mümkün olacaktır. Devlet zoruyla el konulmuş olan vakıf mallarını asli sahiplerine iade edilmesi ile tamamlanacaktır. Ne var ki AKP doğrudan böyle bir düzenleme yapmak yerine, madem ki din eğitimini devlet bütünüyle (tevhidi tedrisat yasası ile) üstüne almıştır vatandaşta din eğitiminin bütün okullarda yapılmasını istemektedir; o halde zorunlu eğitim kapsamında bu konu da hak ettiği ölçüde yerini almalı diyerek, Kur’an ve Siret derslerini seçmeli ders olarak kanunlaştırmıştır. AKP’nin attığı bu adımın son derece hayırlı, faydalı ve ileri bir adım olduğu teslim edilmelidir. 1924’ten bu yana resen İmam hatip Liselerinin dışındaki bütün okullardan Kur’an ve Siretin uzak tutulması gibi kabul edilemez bir yanlışa son verilmesi son derece ciddi bir olaydır. Ne var ki bu olayın bir başlangıç olduğu da teslim edilmeli, Tevhid-i Tedrisat yasası ile din eğitiminde kurulan devlet tekelinin kaldırılması, vakıf mallarındaki devlet gaspının sona erdirilmesi bu işin olmazlarındandır.

Tevhid-i Tedrisat yasası ile eğitim (medrese ve mektebin bir araya getirilmesi ile) birleştirilmiş (tevhid edilmiş) olmadı. Sadece medreseler kapatılmış oldu. Bununla da medrese kalmayınca eğitimin birleştirilmiş (tevhid edilmiş) olduğu varsayıldı. Elbette bu bilinçli bir seçimdi. Çünkü din eğitimi alanında hem devlet tekeli kurulmuş oldu. Özel şahıs ve kurumların bu işle uğraşmaları engellenmiş oldu. Normal okullarda da din eğitimi verilmeyince, böylece eğitim tevhid edilmiş, Tanzimat’ın ikili eğitim düzeni ortadan kaldırılmış oldu. Şimdi 88 yıl sonra Kur’an ve Siret’in yeniden ders olması ile birlikte bu büyük yanlıştan kısmen dönülmüş oldu.

Belki bu yanlışın ortadan kalkmasının tamamlayıcı düzenlemelerinden birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı(DİB) statüsünün yeniden ele alınması ile mümkün olacaktır. Çünkü DİB bu haliyle siyasi otoritenin müdahalesine fazlasıyla açık, kendi başına bir program geliştirmekten aciz bir kurum durumundadır. DİB’nın belki özerk bir yapıya sahip olması, yöneticilerinin kurum içinden seçim yoluyla belirlenmesi düzenlemenin akla gelebilecek ilk kısmıdır.

Milli Eğitim alanında kabul edilmelidir ki köklü değişimler 29 Mart 2012’deki yasal düzenlemeyle başlamıştır. AKP’nin iktidar olmasının üzerinden 10 yıl geçmesinden sonra bu konuya el atabilmiş olması elbette konunun önemsiz olmasından çok Türkiye’de muktedir olabilmenin şartları ile açıklanabilir. AKP’nin ilk üç Milli Eğitim Bakanı (E.Mumcu, H.Çelik, N.Çubukçu) eğitim alanında kayda değer, kalıcı bir değişiklik yapamadan, AKP’nin ilk dokuz yılını tüketmişlerdir. Eğitim alanındaki köklü değişimler ise Ömer Dinçer’in bakanlığına rastlamıştır. AKP’li Milli Eğitim bakanlarının ortak bir özelliği de Milli Eğitim personeli hakkında fazla olumlu kanaat taşımamaları olmuştur. Milli Eğitim personelini daha çok eğitime muhtaç, haftada ancak 15 saat çalışan bir camia olarak görmüşlerdir.

Milli Eğitimde bu köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemde; öğretmenlerin iyi yetişmediği, yetersiz oldukları her beş yılda bir sınava alınacakları gibi bir hükümet kararı ilan edilmiştir (Bugün Gazetesi, 8 Nisan 2012) Her meslek camiası gibi öğretmenlerinde iyi yetişmesi için yeni önlemlerin alınması gerekli olabilir. Ancak bu önlemler, halen öğretmenlerin iyi yetişmediği haberleriyle birlikte ilan edilirse bu hem doğru olmaz hem de gerçekçi olmaz. Hangi meslek erbabı her beş yılda bir sınava tabi tutulabilir? Mesela hakimler, savcılar, doktorlar, subaylar, vb göreve başlamalarından sonra her beş yılda bir sınava tabi tutulabilir mi? Hayır akla bile gelmez. O halde bu yeterlilik sınavının öğretmenlerle sınırlandırılması haksızlıktan öteye bir aşağılama sayılır.

On yıldır AKP’li Milli Eğitim Bakanları ve onların emrindeki daha alt düzeyli yöneticiler ne istemişlerde öğretmenlere yaptıramamışlardır? Onların isteyip de öğretmenlerin yapmadığı bir örnek bulmak kolay değildir. Buna rağmen Milli Eğitimde iyi bir yere gelinememiş ise bunun sorumluluğunu pramidin tepesinden başlayarak aramak daha gerçekçi olmaz mı? Siyasi otoriteyi temsil eden şahıs ve makamlarda bir özeleştiri yapmalıdır. İstenilen sonuç elde edilemeyince bunun sorumluluğunu sahadaki öğretmene çıkarmak doğru değildir.

Uygulamaları ile Milli Eğitimden zerrece anlamadığı görülen bakan ve üst düzey yöneticilerinin on yılda elde ettikleri hasılayı sessiz çoğunluk olan öğretmenlerden bilmek yeni bir on yılı daha kaybet demektir. Kalite bu camianın aşağılanması, zaten toplum içinde iyi bir yerde olmayan saygınlıklarını yeniden sorgulatmakla elde edilemez.

Milli Eğitim bakanları, Türkiye’de kendilerini kurtarıcı gibi görmeğe çok heveslidir. Kendilerinden önce bu işlerin hiç de iyi yürümediği ancak kendileri ile birlikte her şeyin düzelmeye başladığı önyargısı ile davranmaktadırlar. Eğitim camiasının bu kurtarıcılardan kurtulması da bir ihtiyaçtır. Bakanlarda kendilerinin her şeyi çok iyi bilen olmadığını belki kendileri olmasa bile bazı işlerin daha iyi yürüyebileceğini teslim ederek davransalar, yönettikleri camiayla kaynaşmaları, onları iyiliğe, başarıya, kaliteye yönlendirmeleri daha kolay ve daha mümkün olabilir.

SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA

1-B. Tarhanlı, Müslüman Türk Toplumunda Laik Devlet-Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı, Afa Yayınları, İstanbul 1993.

2-İsmail Kara, Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslam, Dergah Yayınları, İstanbul 2008.

3-Mustafa Öcal (editör), Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi ve Dini Hayat, I, Ensar Neşriyat, İstanbul 2008.

4-Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, eser yayınları, İstanbul 1977.

5-Tarih IV, Maarif Vekaleti Yayınları, İstanbul 1934.

Paylaş
Etiketler: devlet din eğitimi alanındaKaçak Kur’an Kursu”
Önceki Yazı

Bingür Sönmez Gene Döndü

Sonraki Yazı

Sineklerin Tanrısı Filminin Fragmanı

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Sineklerin Tanrısı Filminin Fragmanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap