“Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. … Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”
Kemal ATATÜRK
*
Güneşi ısısını gönderdiği haziran sabahında sahile inmek amaçlı evden çıktım. Çevreme bakınarak yokuş aşağı yürüdüğüm sıralarda sağ tarafta bahçe içinde bir ev ve oradaki gözüme zomlayan bir yazı: ATÖLYE ANCYRA…
Sanat: Hoşa giden biçimler yaratmak gayretidir. Sanatın amacı, duyduğumuzu başkalarına ulaştırmaktır. Sanattaki biçim elemanının insandaki devamlı karşılığı güzellik duygusudur.
Sanata ilgimden ya da yakınlığımdan olmalı, durdum ve baktım… Sonra adımlarım beni oraya götürdü! Biraz çekinerek, sizi ziyarete gelebilir miyim? Sözcüklerim ağzımdan çıktı. Hemen, “Buyurunuz, buyurunuz!” seslerini işittim.
Özenle düzenlenmiş bahçede iki sanatçı ile karşılaştım. Birisi dışarıdaki masada çalışan (adlarını konuşmalarımızda öğrendiğim) Ejder Bozkuş, diğeri içeride çalışmasını sürdüren eşi Serpil Bozkuş…
Çevreyi gözlemleyen gözlerimle konuşmayı sürdürdüm. İkram edilen çayımı yudumlarken kulaklarıma kimi sözcükler yansıdı. Çiftin 20 yıl kadar önce Kızılay’da bir giyim mağazasında tanıştıklarını ve sonrasında yuva kurduklarını belirtiler. Ankara’dan buraya taşındıklarını, yaz-kış burada olduklarını, Her ikisi de işini seviyor ve sürekli çalışmayı sürdürüyorlar. O anda fırça darbeli boyama uğraşı içinde olduklarının da renk renk görüntüsü yansıdı.
Serpil Bozkuş, Gazi Eğitim Enstitüsünün Güzel sanatlar bölümü mezunu, yani mektepli… Ejder Bozkuş, bu konuda alaylı olup eşinin öğrencisi konumunda. Kavaklıdere Şarap Fabrikasından emekli… Evet, her ikisi de emekli. Burada yaşamaktan ve uğraşlarından mutlular! Fotoğraflarda da görüleceği üzere; raflarda dizi dizi şekiller, çeşit çeşit renklerle bütünleşmekteler.
Karşılıklı sorulu yanıtlı özellikle sanat üzerine iletişim sürdü. Bir ara ANCYRA sözcüğünün anlamını sordum. Ankara’nın Hititler dönemindeki adı, olmasının yanı sıra bir şarap markası olduğu bilgisini de edendim. Ayrıca araştırmam sonucu şunları okudum:
“Ankyra, Frigler zamanında önemli bir kentti. … Pausanias, ‘gemi çapası’ anlamına gelen Ankyra adının, Frig kralı Midas’ın bir demir parçası bulduğu yere Anker (Yunanca gemi çapası anlamında) adını vermesinden kaynaklandığını ve Kral Midas’ın, kente adını veren çapayı Zeus Tapınağı’nda sakladığını söylemektedir.”
Bodrum-Milas arasındaki Adabükü sonrası sahilde görkemli sanat atölyesini görmek insanın ufkunu genişletir. İsteyenler için iletişim: Ejder Bozkuş, Gültan Sitesi, Tlf: 0535 201 12 11
*
Evet, az sözle çok anlatan icaz sanatına sığınarak şiire yine dönüş yapalım. Sanata değgin bir şiirle yazımızı taçlandıralım:
Sanat
Sanat, iç âlemin düşünceye dalması
Sanat, güzelliğiyle bizi bizden alması
Sanat, dün yaşananı bugünden devralması
Her şeye değer katan, bir hazinedir sanat.
Sanat, kötünün bile güzel söylenmesidir
İçimiz yansa bile, ruhunun eğlenmesidir
Sanat kimsesiz yetimin bir gülümsemesidir
Herkesin kalbine dokunan sihirli değnektir sanat.
Sanat sanat içindir yahut toplum içindir
Sadece zenginin değil, fakir, yoksul açındır
Sadece içerik değil, aynı zamanda biçimdir
Her yönüyle büyük bir güzelliktir sanat.
Rıdvan ÖZKAN
*
