Bilgi çağında, bilgide açıklık gereklidir. (Kamu harcamalarının vatandaşın bilgisine açık olması)Yerinden yönetim ilkesi gereklidir. (Her sorunun yaşandığı yerde yaşananlarca çözüme kavuşturulması çağdaş ilkesi) Kurumlaşma, kurallarda basitlik, halkın ortak yararını esas alan bir anlayış esas alınmalıdır.
Çağı kavrayamayan ranta odaklı yönetim anlayışları, uzun süredir özgürleştirici gelişmeye engel olur ve fırsat eşitsizliğini beraberinde getiri.
Oysa çağı yakalamak, insan hakları ve demokrasiden herkesin yararlanmasını sağlamak, kurallı bir yönetimi egemen kılmak, herkese eşit hizmeti sunmak, çevreyi korumak, özgürleştirici bir eğitimi yaygınlaştırmak, en geniş fırsat eşitliğini gerçekleştirmek, nitelikli işler yaratarak işsizliği aşmak, üretimi ve üretkenliği dünya düzeyine çıkarmak yerel yönetimlerin asıl görevlerdir.
Atatürk’ün olağanüstü bir ivme kazandırdığı çağdaşlaşmayı 21. Yüzyılın yeni ufuklarına taşımak göreviyle karşı karşıyayız.
Bu halkın esasta şehre değil, mahalleye ihtiyacı var. Çünkü mevcut faşist yapıların elimizden aldıkları, çaldıkları bizim gündelik hayatımız. Bostanlara ihtiyacımız var, parklara, bisiklet yollarına, insan her ne ise, hissettiği gibi yaşamasına Özgürlüğe, Demokrasiye ihtiyacı var.
Elleri nasırlı, yüreği ezik, bakışları masum, ihanet duygularından uzak, kendi çıkarlarını toplum çıkarlarında arayan halk gömleği sırtında belediye Meclisi’ne girmiş “mahalle forumları” temsilcilerine, Halk meclislerine ihtiyacımız var.
Kendisine değil partiye yararlı olacak, ideolojisini ön plana çıkaran, seçiciye değil, seçecek olanlara hizmet verecek ve bu konuda “ikrar” yemine şiddetle ihtiyaç vardır. İşte o zaman ancak hizmet kişiselliği aşar ve “toplumsal” bir nitelik taşır.
Sözü çok uzatarak sıkmama adına, Belediye meclis üyeliği yapan atanan arkadaşlar içinde, bizi anlayacak yoldaşlarım olduğu inancıyla bir ilkin gerçekleştirilmesi hasbel kadar talebimizdir.
Mecliste cem olarak 12 maddeden oluşan sözlerle ikrar vermeleri, biz Didim halkının haklarını helal etmelerini sağlayacaktır.
“Öncelikle insana yatırım yapılmasına, 2- Toplumsal çıkarların kişisel çıkarlardan önce gelmesine, 3- Didim’e karşı sorumluluk duyulmasına, 4- Didimli bilincinin sağlanmasına, 5- Doğaya karşı sorumlulukların yerine getirilmesine, 6- Bilginin paylaşılmasına, 7- Yönetenlerin ve çalışanların denetlenmesine, 8- Didim’e hizmetlerin, ihtiyaçlar ve haklar ekseninde ele alınıp, hizmet alacakların mutlaka onayının alınmasına, 9- Etkin ve üretken bir politikanın hayata geçirilmesine, 10- Demokratik katılım ve denetimin gerçekleşmesine, 11- Çalışan emekçilerin haklarının verilmesine, 12- Tüm inançlara, inançsızlara saygılı olunmasına” Yalana, Talana, memleketi satanlara, ormanlarımız, börtül böceklerimiz, evlerimiz yanarken, seyirci olanlara YUH diyerek.
Sevgili yoldaşlar kayayı kaldıracak gücünüzün olduğunu biliyorum. Ama sizlerde biliyorsunuz ki kayayı kaldırmak bir ekip işi olduğu kadar ideoloji işidir. Bu nedenle, sizlere dereleri, nehirleri vermedik size kocaman Deniz’leri, verdik. Yüreğiniz engin olsun diye, sizlere (Hüseyin) İnan’ları verdik Didim Halkına inancınızı diri tutum diye, size (Yusuf) Aslanları verdik haksızlıklar karşısında dik durun diye sizlere Kaypakayaları verdik Halk ve hak yolundan ser verin sır vermeyin diye, sizlere Sivas’ta yanan canların yüreklerini verdik, başka insanların canları yanmasın diye; bunlar yetmez ise, bizlerin gözlerine çocuklarımızın masum yüzlerine bakın orada Atatürk’ü görün yeter.