Işık ülkesi Likya’nın dini merkezi olan Letoon’dan yola devam ediyoruz..
Cumhuriyetimizin 100. yılında;
“Ya bağımsızlık, ya ölüm” diyen bir halkın yaşadığı antik kente yolculuğa hazır mısınız?
Herkesin gözdesi, bu nedenle de sürekli savaş ve savunma halinde olan Xanthos’a yolculuğumuz. İstilalar, saldırılar bir yana; bir yanda deprem, bir yanda da Xanthos ya da şimdiki adıyla Eşme Çayı’nın taşkınları da rahat bırakmamış şehri.
Rahat bir yolculukla şehre geliyoruz. Sonradan konuşlandırılan, hatta bir kısmı kırılan salyangoz heykeli karşılıyor bizi. Sebebi Likya’da asillerin giydiği bilinen mor rengi veren, işliklerde işlenen mureksler olabilir. Mureks aslında; dikenli salyangoz, deniz salyangozu ya da kaya salyangozu da denilen bir tür canlı. Bir süre önce yine gezi grubumuzla yaptığımız seyahatte, başka bir Likya kenti olan Andriake’de mureks işlikleri görmüştük. Kabuk kalıntıları kum gibiydi. Burası Likya. Farklı şehirler dayanışma ile, bir nevi federasyonla bir araya gelmiş. Belki de mureksler birliğin ortak noktalarından.
Kaynaklar, Likya Birliği’nin bu önemli kentinin iskanının M.Ö. 8. yüzyıla kadar gittiğini yazar. Birliğin idare merkezi, M.Ö. 2.yüzyılda da başkenti olduğu bilinen Xanthos, savaşcı ve bağımsızlığına düşkün halkı ile ünlü.
Antik şehirlerde mezarlar(nekropoller) genellikle şehrin giriş ve çıkışında olur. Oysa burada enteresan bir şey var. Agoranın kenarlarında, yani şehrin içinde, daha önce hiç görmediğim dikey mezarlar yükseliyor. Yaşam alanında olası kokuyu nasıl yok ettiler acaba?Şehrin önemli yöneticilerine ait olduğu düşünülen bu mezarların üstünde de hayata ve ölüme dair hikayeleri içeren kabartmalar var. Nasıl bu kadar bütünlüklü ve düzgün kalmış derken öğreniyorum; bunlar orjinal değil, replika.
Şehrin ilk kazı çalışmasını 1840’ta İngilizler yapmış ve bu kabartmaların orjinallerini (Harpy Kabartmaları ve Nereidler Anıtına ait olanları da tabii) alıp British Museum’a götürmüşler. Replikalarını da bize bırakmışlar. Size bu kadarı yeter demişler anlaşılan.
M.Ö 545’te Pers istilası esnasında halkın kadınları ve çocukları, kısacası savaşamayanları, esir düşmemeleri için agorada yakılmış. Erkekler kaybedeceklerini bildikleri savaşa devam etmiş. Kısacası; “Ya bağımsızlık, ya ölüm” demiş halk. Hüzün verici bir toplu intihar.
Pers’lerden sonra Makedonlar gelmiş şehre.
İskender’in istilası ile Helen hakimiyeti başlayan kenti, sonra Roma istila etmiş. Bu istila sırasında da toplu intihar teşebbüsünde bulunan halkı Brutus’un vazgeçirdiği/ikna ettiği söylenmekte. Bizans, Roma’dan sonra bu güzel şehre hakim olmuşsa da 7. Yüzyılda Arap istilası ile kentte yerleşim sona ermiş.
Defalarca istilaya uğrayan, defalarca yanan yıkılan kent, her yıkım sonrası tekrar ayağa kalkmış. Küllerinden doğan Anka gibi, kendini tekrar tekrar yaratmış.
Roma dönemi agorası ile Likya akropolü arasındaki Hellenistik tiyatro da şaşırtıcı biçimde agoranın yanında, çukurda. Genellikle yamaçlara dayanmış ya da düz alana konuşlanmış tiyatrolara alışkınız. Depremlerle hasar görmüş. Onarım yerine, M.Ö.2. yüzyılın 2. yarısında yenisi inşa edilmiş ve sonrasında yapılan değişikliklerle diğer benzeri antik tiyatrolarda gördüğümüz gibi gladyatör ve hayvan dövüşlerine uygun hale getirilmiş.
Kaynaklarda kentte 3 agoranın yer aldığı geçmekte. Büyük bir ana cadde, meclis binası ve saray kalıntıları, erken Hristiyanlık dönemine ait kilise kalıntıları, yazıtlar ve özellikle üç dilli(Likçe, eski Yunanca, Milyasca(Eski Elmalı dili)) yazıt da Likya Birliği’nin bu gözde kentinde.
Likya Birliği’nin 3 oy hakkına sahip 6 kentten biri Xanthos. Diğerleri; cumhuriyet şehri Patara, güvercin tipi sarp kayalara oyulmuş mezarları ile ve tiyatrosu ile dikkat çeken Pınara, Olympos, Myra ve Tlos.
Antalya/Kaş/Kınık’ta bulunan bu kentin ulaşımı ve yürüyüş parkuru kolay. Kent girişinde büfesi ile ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz ufak bir tesis de mevcut. Manzarası, doğası, kentin güzelliği ile rahatça gezebileceğiniz, bir yandan taşların sırrını keşfederken diğer yandan da keyif alabileceğiniz nadide kentlerden.
Biz her zamanki gibi sırt çantamız, termoslarımız, spor kıyafetlerimiz, ufak atıştırmalarımız, müze kartlarımızla, uzman bir arkadaşımız/ anlatıcımızla gezdik kenti.
Yolunuz düşerse ve vaktiniz varsa bağımsızlığına düşkün bu Likya şehrini kaçırmayın derim. Yarınlar herkes için barış, adalet, eşitlik, refah ve huzur getirsin. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun. Sevgi ve saygılarımla..
İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi'nden hemşire olarak 1989 yılında mezun oldum.
Severek ve isteyerek 1991 yılında girdiğim İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nü okulumuzun, değerli hocalarımızın katkısı ile 1995 yılında bitirerek ilk lisans diplomamı aldım. Gece nöbetçi hemşirelik, gündüz üniversite öğrenimi ile, çalışarak okuyanlardanım.
1995 yılında İstanbul'da özel bir bankada memuriyete başladım. 2017 yılında aynı bankadan emekli oldum.
İlgi alanım olan tarih ve toplum konusunda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü'nü 2020 yılında,
aynı fakültenin sosyoloji bölümünü 2023 yılında tamamladım.
Tarih, arkeoloji ve toplum özel ilgi alanım.
Halen Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Medya ve İletişim önlisans bölümü öğrencisiyim.
Öğrenmek yaşam boyu süren bir aktivitedir, kendim için devam diyenlerdenim.
Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.
Yazmak, okumak, öğrenmek, araştırmak, seyahat ise vazgeçilmezim.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.