Kuyu olayında, suyun damarına rastlarsan, amacına ulaşırsın. Diyen Kazım dayı, gerektiğinde, sözünü tekrar ederdi.
Kuyu açmak zorundaydılar. Çünkü yaz aylarında susuzluk çekilir, bir sıkıntı değildi. Tartışmalar bu yönlüydü. Belediye dağdan su getirtmiş köylere dahi veriyordu. Fakat Kazım dayı, köyde suya para mı verilir, diyerek belediye suyunu almaya yanaşmıyordu.
Kazım dayı oğluna, kuyu ile ilgili bilgiler verir ve eşilen toprağı birlikte çekeriz, derdi.
Ahmet ise yarma dağın suyunu eve bağlayacağını söylediğinde, Kazım dayı güler, “dağın suyunu bağlayacak gücün var mı? Senin hayallerin bayağı renkli,” derdi.
Ahmet “yarma dağının suyunu eve bağlayacağım. Her musluktan gürül gürül su akacak,” derdi. Karşılıklı olarak atışır ve gülerlerdi. Sonuçta Kazım dayı “yapamayacağın işi bari söyleme,” dedi. Ahmet babasına gün bile veriyordu. Haziranın ilk haftası, dağın suyu musluğumuzda akacak. Yaz kış su problemimiz kalmayacak, dedi.
Ahmet, babası bahçeye inerken, “dağ suyunun içimi lezzetli ve soğuk olur,” diyerek ona işittiriyordu. Annesine, bu yıl göç zamanı bellimi? Diye sordu. Anne, haziranın ikinci haftasında, dedi.
Ahmet, annesine seni sevindireceğim, dedi. Biliyorsun aklımı kullanır ve düşündüğümü uygularım. Babama bir şey söylemeyeceksin. Babam belki üzülür ama bu fırsatı kaçırmamalıyım. Belediye isteyene karşılıksız suyu bağlıyordu. Babam da yapılana bir şey söylemez hatta çok hoşuna da gidecektir, dedi.
Her musluktan su akacaktı. Belediyenin dağ suyundan alanlar çok memnundular. Suyun kesilme durumu yoktu. Köy yeri de olsa taşıma su ile ihtiyaçlar giderilemiyordu.
Ahmet babasının şehre gittiği gün, ustaları aldı. Amacı bir günde evin su tesisatını yapmaktı. Ustaların tesisatı, bir günde tamamlamak için önlerinde hiçbir engel kalmamıştı.
O gün, tesisat bitecekti. Tesisatı, mereğe, ineklerin ahırına, bahçe kenarına ve evin kapısına bile kurdular. Gerekli temizlik yapıldı. Parçalar toplandı. Komşular da çok beğendi. Hayırlı olsun, dediler.
Kazım dayı, akşam üzeri geldi.
Ahmet babasına hoş geldin. Gündeminde su var mı? Diye sordu.
Kazım dayı üzgün görünüyordu. İşe yarar bir şey konuşmadık. Fakat karşıda yapılan kuyu iyi sonuç vermemiş, moralleri bozuk, dedi.
Ahmet her zamanki gibi dağ suyunu övdü. Musluktan bir bardak su getirdi ve baba beğendi. “Su dediğin böyle olur,” dedi.
Ahmet babasının koluna girdi ve her musluğu açtırdı. Akan suya şaşıran baba çok memnun oldu. Ben o kadar düşünebildim, boşuna öğretmen olmadın, çok sağ olasın, doğrusunu yaptın, diyerek sevindiğini belirtti. Annen her yerde su ile çektiği sıkıntının karşılığını görsün, dedi.
Ahmet, “su hayattır,” dedi.
Hasan TANRIVERDİ























