Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Kürt Sorunu Hukukla da Çözülemez

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
08 Aralık 2009
Kemal ÖZER
3
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Tesis ettiğiniz hukukun arzuladığı adalet, herkes için olmalı. Koyduğunuz hukuk ve projeleriniz adaletin tesisi için değilse, çözümleriniz pansuman değeri bile taşımaz.

Bu ülke uzun süre ‘Kürt sorunu var mı yok mu?’yu tartıştı. Kimileri ‘Kürt sorunu yok, Güneydoğu sorunu var’ dediler. Kimileri ise buna itiraz etti ve aksini söyledi. Çeyrek asrı, isim koymak için harcadık.

Sorunla ilgili yine hemen herkes konuşuyor. Kimileri meseleyi yüzyıllar ötesine götürüyor. Kimileri 1980’lere.

Şimdilerde gelinen nokta, adı konusunda ihtilaf edilse de sorunun varlığı konusunda şükür ki artık herkes hem fikir.

Sorunu tespit etmeden çözüm üretmek mümkün mü? Sorunun varlığını kabul ediyorsak, adını koymadan bu çözüme yönelik adımlar atılabilir mi?

Çözüm için ismin önemi yok, ama tedavi için teşhis şart.

“Güneydoğu-Kürt Sorunu” olarak adlandırılabilecek sorunun, sadece bu bölgeye ve bu bölge halkına yönelik olduğunu düşünmek yanıltıcı olur. Yeni Cumhuriyetin Anadolu’yu mesken edinmiş farklı etnik, siyasi ve dini grupların hepsine dayattığı modelin ürünü bir sorundur bu ve diğer birçok sorun.

Sorunun; temel haklar, kimlik, ekonomi, güvenlik, terör, eğitim, reformlar, dış etkenler ve dinî olmak üzere birçok boyutunun olduğu ortada.

Kimileri geçmişe gitmeye gerek yok dese de, geçmiş bilinmeden sorunu kâmil mana da kavramak mümkün olabilir mi? Elbette olamaz. Osmanlı’nın hiçbir döneminde bölgede bugünkü anlamda bir problem yaşanmamıştır fakat günümüzdeki sorunları Cumhuriyetin ilk döneminden bu güne gelen uygulamaları ile ilişkilendirmek güç olmasa gerek.

Sorunun bu boyuta gelmesinde; bazı güç çevrelerinin kastı olduğunu, bazı çevrelerinde meseleyi küçümseyerek yeni savaş alanlarının oluşumuna göz yummuş olduklarını görüyoruz.

Sorunun, insani bir temel haklar sorunu boyutu ile etnisite boyutunun varlığı inkâr edilemez. Problemin bölge dışında da devam ediyor olması bunun bir göstergesi olabilir.

Türk kimliği inşa edebilmek için, diğer kimlikleri alt kimliklere dönüştürme çabasının ülkeyi getirdiği nokta ortada. Dönüştürücüler açısından ne yazık ki başarısız olan bu politikanın, kimlik açısından da pek çok olumsuzluğu barındırdığı görülmüştür. Ana dilinde müzik yapmak gibi en temel talepleri bile göz ardı edebilmek ve bu talebi gayri meşru görmek, sakat bir zihnin ürünü olarak görülmemesi bile tek başına sorun olarak yeter. Gayet açıktır ki, Kürt kimliğini çalmak istemişlerse de başaramamışlardır. Kürtleri Türk yapma düşüncesi, fiyasko ile neticelenmiştir.

Kimlik, kişinin kendisini ne olarak gördüğüne bağlıdır ve kendini Kürt olarak tanımlayan bazı Kürtlerin “artık burada bize yer yok” düşüncesine itildikleri ayan beyan ortada. Tüm dünyada herkes doğduğu ve doyduğu yeri kendi memleketi kabul eder. Kimsenin ora ile bağını koparmaya hakkı olamaz. Bu insani sorun, bu koyutuyla bir kimlik ve ırk sorununa sürüklenmiştir.

Sorunun büyük bir ekonomik boyu olmakla birlikte sadece ekonomik bir soruna indirgenemez. Anadolu’nun öyle kuş uçmaz kervan geçmez yöreleri vardır ki burada yaşayan insanların varlığı sadece seçimden seçime hatırlanır. Bir başka sorunsa batı kesimlerinin, doğunun elektrik bedeli ve vergi ödemediği, buna karşın bölgenin güvenliğinin sağlanması için ekonomik ve diğer açılardan büyük fedakârlık yapmak zorunda olduğunun düşündürülmesi…

Yöredeki eğitim sorunu ile ilgili son yıllarda önemli adımlar atılmakla birlikte özellikle kadın eğitimi sorunu için önemli çözüm paketlerine ihtiyaç bulunuyor. Eğitim çağındaki çocukların, ekonomik birer araç olarak görülme sorununun, doğu ve batı ayırımcılığına neden olmayacak şekilde çözüme kavuşturulması da şart.

Ergenekon davasındaki veriler göstermektedir ki: Terör örgütü ile kendini devlet yerine koyan bunun yanı sıra bir tarafta da devlette görev yapan çevrelerin, güvenlik zaafı oluşturup bundan kişisel çıkar besledikleri de ortada. Karanlık bir ortamda kimin kime vurduğu belli olmaz mantığı ile yürütülen iç terörün, ‘ETÖ’ davası ile büyük oranda ortadan kalktığını bölge halkı da artık biliyor. Hatta soruna neden olanların estirdikleri terörün amacı konusunda elde ettikleri kanaat, barışın tesisi adına çok önemli bir kazanç olarak elde durmakta. Bölgede yaşatılan planlı sorundan PKK’nın beslendiği gerçeğini, bölge halkının da görmesi ve PKK’ya olan bakışını değiştirmesi sürecin geleceği açısında hayati öneme sahip.

Meselenin en önemli iki ayağı, dış faktörler ve dindir. Şimdilerde sorunla ilgili dış faktörlerde, çözümden yana tavır ortaya koymaktalar. Durup dururken çözüme destek vermeleri Türkiye’nin iyiliğini düşündükleri için olamaz herhalde. Türkiye’nin istikrarsızlığı kendileri için nasıl bir öneme sahip ise, bugünde istikrarı aynı öneme sahip. Batı ve gelişmiş ülkeler açısından bir enerji üssüne dönüşen Türkiye’nin istikrarsızlığı artık düşünülemeyeceği gibi enerji pazarlayan ülkeler içinde düşünülemez. Sorunun çözümü için en uygun zeminin oluştuğunu terör örgütü ve uzantıları da görmüş durumdalar. Bu sebepten önlerine konulacak çözümde kendilerine pay çıkarmak için büyük çaba gösterecekler.

Sorunla ilgili ana faktörlerden biri de kuşkusuz din faktörüdür ve Hilafetin ilgasıyla ortaya çıktığı açıktır. Diğer Müslüman toplulukları Osmanlıya bağlayan ne ise, hem Kürtleri hem de Türkleri bağlayan neden aynıdır. Bir Kürde hem “ne mutlu Türküm” dedirteceksiniz hem de farklı etnik kimliğe sahip kişileri bir tesbih gibi birbirlerine kenetleyen unsuru ortadan kaldırıp, sonrada ‘sorun çıkarma, otur oturduğun yerde’ diyeceksin… Toplumları birbirine bağlayan değerleri örseler yahut yok sayarsanız şekilde görüldüğü gibi duvara toslarsınız.

Şükür ki her iki milletin feraset sahipleri birbirlerinden kız alıp vermeye, ortak olmaya, aynı sofrada yemeye, aynı tasa ve sevince ortak olmaya devam etmiştir de plan tutmamıştır. Bu durum hem Türklerin hem de Kürtlerin birbirileri ile sorunlarının  olmadığını, dayatılan şeyin ise bu kardeşliği yıkma çabası olduğunu  artık cümle âlem bilmekte..

Malumdur ki, toplumları kaynaştırmada en önemli unsurların başında dinin gelmesi ve iki halkın ırk taassubunu yerle bir eden İslam kardeşliğine inanması çözüm için göz ardı edilmemesi gereken önemli bir faktör. Her iki tarafta bazı beyinsizler çıksa da bu kardeşliğin farkında olan akıllı insanlar, bu oyuna gelmezler ve şükürler olsun ki büyük oranda gelmemişlerdir. Bu durumda çözüm arayışlarında bölgedeki dini otoritelerin de dikkate alınması şart.

Çözüme yönelik adımlarda toprak reformu, ağalık sisteminin zayıflatılması, doğal tarım ve hayvancılığında güçlendirilmesi, bölgeyi muhtemel yeni sorunlardan da koruyacaktır.

Sonuç itibari ile çözümün sadece siyasi gibi sunulması ve siyasi partilerin birbiri ile görüşmesinden ibaret gibi gösterilmesi de bir yanılsamadır ve bizi başka bir yanlışa iter. Masamızda çok boyutlu bir sorun var ve çözümün de tüm boyutları içermesi gerekir.

Ana ilke; insana sadece insan olduğu için yaratıcı tarafından bahşedilen temel haklarını kullandırmak olmalı. Bunun içinse adaleti tesis edici ne kadar adım varsa atmak gerekir. Bir kez daha zikretmekte yarar görüyorum ki: Kanun devletlerinde güçlüler, adalet devletlerinde haklılar kazanır. Tüm sorunların çözümü de, bu ülkeyi adalet devletine dönüştürmekten geçer.

Paylaş
Etiketler: ekonomietnikgüvenlikhukukkürtterörtoplum
Önceki Yazı

Grip ve Asrın Soygunu

Sonraki Yazı

Bu Haksızlık, Hak Aramak Değildir

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Bu Haksızlık, Hak Aramak Değildir

Yorumlar 3

  1. Uğur ÖZALTIN says:
    16 yıl önce

    Bu konu artık çığrından çıktı maalesef.
    Sap saman birbirine karıştı.
    Kavramlar karıştı.

    DTP lilerin ağzından düşürmedikleri DEMOKRASİ yi katleden bir örgütün hamiliğini yapmayı bırakmıyorlar. Demokrasi lafı ağızlarına hiç yakışmıyor.

    Terör kendi silahıyla vurulmalıdır.

    Kültürel haklar da yöre halkına verilmelidir.

    Kültürel haklar da verildikten sonra terörü kullanmaya,korumaya,kollamaya devam ederlerse o zaman anlaşılmalıdır ki bunların derdi üzüm yemek değil bağcı dövmektir.

    Ondan sonrası artık altta kalanın canı çıksın olur

  2. Meltem says:
    16 yıl önce

    Yürek akılla beraber düşünce faaliyetine katılır ise insaf, vicdan, sağduyu makuliyet peydah olur.
    Yüreğiniz güzelliğini esirgemesin.
    Çok teşekkürler Kemal Bey;
    Kardeşlik ve insanlık dolu bu yazınız için.

  3. tamer says:
    16 yıl önce

    türkiyede kürt sonu yok,kürtlerin lider sorunu var.
    dtp kapatılırsa ortalık karışır tehdidinde bulunan parti yetkilileri , apo apo diye bağırıp ortalığı duman ediyorlar.
    pkk varsa dtp niye var?
    kürtler bir lider tek lider konusunda anlaşıp saflarını netleştirsin önce.
    17 cm için ülkeyi yangın yerine çevirip ,7 şehit için provakasyon diyenlerin ne yapmak istediğini anlayabilen var mı?
    kürtler içinde tutarlı olup nereye gidiyoruz ,bu tutarsızlıklardan sıyrılalım diyerek işe başlamalılar.
    yoksa terörle bir yere varılamayacağı gün gelir ve orada kalakalırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap