Modern çağın putları nelerdir diye sorarsanız KÜRESEL ŞİRKETLER derim. Şirk-etler, kart-eller böyle yazıldığında çok daha düşündürücü oluyor değil mi ?
Küresel şirketler tam bir vampire dönüşmüş durumda. Ülkelerin üzerindeler ve diledikleri şekilde ülkeler oluşturuyor diledikleri şekilde cetvellerle ülkeler bölüyor bölüşüyorlar. Emperyal güçler deniyor bunlara. Devlet elbisesine sığmayan oluşumlardır bunlar. Bu şirketlerin adamları siyasette ve bürokraside yükseltiliyor. Vatanseverlik ve milliyetçilik bu şirketleri rahatsız eder. Vatansever zihniyetli kişilerin bu şirketlerin menfaatlerine uygun iş yapmaları mümkün değildir. Kendi ülkelerinin menfaatleri ile küresel şirketlerin menfaatleri ters düştüğünde bu çağdaş putlara sadık kalacak adamlar her zaman şirketlerce tercih edilir.
Milliyetçilik duygularını bileyerek ülkeri böler parçalarlar. Demokrasi yalanıyla da halkları uyutur bazılarını da birleştirirler. Savaş tamtamları da barış türküleri de hep bu küresel putların kullandığı argümanlardandır.
Gerektiğinde bir diktatörü salarlar tarih sayfalarına gerektiğinde bir halk kahramanı ile göz boyarlar, uyuturlar saf vatandaşları. Bunlar DEMOKRASİ GETİRİYORUZ dediler mi eyvah. Dinlen dinlen kaç derim. Demokrasi getirilen ne kadar ülke varsa hep üçe beşe bölünmüş, kadınları kızları tecavüz edilmiş, yer altı kaynakları yüz yıl süresine uzanan şekilde şirketlerce kapışılmıştır.
Küresel silah şirketleri, küresel enerji şirketleri, küresel ilaç ve küresel gıda şirketleri dünya halklarını kukla oynatır gibi elerinde oynatmaktadır. Aslında dünya tarihini incelerseniz bazı olayların aynen tekrarlandığı görülür. Gücü ele geçirme, güçlü olma, emretme, tahakküm altına alma, hırs harislik, vs duyguların zirve yaptığı devirler hep olmuştur.
Varlık zıddı ile vardır kuralınca her devirde canavarlar türemiştir ve bu canavarların zıddı kahramanlar da dünyada yerlerini almıştır. Dünya tarihi sayfaları onlarca kurulmuş medeniyetler ve o medeniyetlerin yıkılışlarıyla doludur.
Günümüz deccal ve adamlarının zuhur ettiği ve edeceği zamandır. Değişmeyen evrensel kurallar vardır. Fareler çoğaldıkça ve peynir azaldıkça savaş daha da acımasız hale gelecektir. Bu küresel şirketlerin tek amacı daha daha çok güçlenmek ve daha daha çok tahakküm etmek olduğuna göre bu filmin sonu bence nükleer bir 3. dünya savaşıdır.
Bu sadece benim tahminim değil. Bir çok devletin gizli araştırma ve çalışmalarında nükleer savaştan korunma yerleri, sistemleri oluşturulmaya çalışıldığını bilmeyen yok sanırım. Kutuplar da, denizaltılar da, hatta ay da bu çalışmalar sürdürülüyor. Her halde o sığınaklar neden yapılıyor diye sormaya gerek yok. O sığınaklara şu kanı içilen, kanı peşkeş çekilen, anaları ağlatılanlar girecek değiller. Baykuşların memleketinde serçelere kimse merhamet etmez biliyorsunuz.
Şirk-etlr kokuşmuş etlerdir. Kart-eller ise hep garipleri eller, fukara kızlarını sermaye yapan kart zamparalara benzerler. Ulusal milli devletleri ele geçirip halklarını soyarlar.
03 Ekim 2010 Pazar
UĞUR ÖZALTIN
