Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Asuman ORHAN

Küçük Şeyler, Büyük Mutluluklar

Asuman ORHAN Yazar Asuman ORHAN
30 Nisan 2019
Asuman ORHAN
2
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Çok içtiğimin farkındaydım. Aslında bu kadar içmezdim. Bir kadeh yeterdi. O da dostları kırmamak adına. Annem aramıştı mesai bitmeden, erken gel diyordu. Dışarıda olacağımı söylediğimde biraz canı sıkıldı. Yine de güldü. Telefonu kapattıktan sonra içimi bir sıkıntı kapladı, unuttuğum bir şey mi vardı diye düşünmeye başladım. Çünkü annem böyle davranmazdı. Ablamı aradım durumu anlattım. Yaşlanıyorlar kafana takma dedi.

Biraz rahatlamıştım ama içimdeki o garip sıkıntıyı bir türlü atamıyordum. Dostlardan da vazgeçemedim. İçtim sürekli içtim. Dans ettim, gereksiz yere güldüm. Arabayı tüm itirazlara rağmen ben kullandım. O kafa ile herkesi evine ben bıraktım. Ve karşıma polis çıkmaması büyük bir şanstı. Evin önüne geldiğimde balkonda annem ve babamı gördüm.  Bir şeyler içip gülüyorlardı.  Bir yandan gülüp bir yandan kızdım anneme; neden kafamı tüm gece meşgul ettin diye… Ablamın odasının lambası yanmıyordu. Her zaman ki gibi erkenden uyumuştu.  Arabadan inince annem beni fark etti. Korkuluğa yaslanıp bana el salladı.

Özledim çabuk gel…

Ağzından duyduğum son söz oldu. Bir an da yer ayağımın altından kayar gibi oldu. Annem ve babama baktım içeri doğru kaçmaya çalışıyorlardı. Evimizin beşik gibi sallandığını son anda fark ettim. Sadece bizim ev değildi sallanan etraf da ne kadar ev varsa sallanıyordu. Bende öyle…  Hemen arabamın yanına geçtim ve yere çömeldim. Bağırıyordum dışarı çıkın diye. Büyük bir gürültü koptu kafamı kaldırıp baktığımda evimiz artık sallanmıyordu. Sanki bir el apartmanın en tepesine basıp, apartmanı eziyordu. Toprağın içine doğru…  O an sırtımda ve başımda bir ağırlık hissettim. Gözlerim yanıyordu, anne baba diye bağırmak istiyordum, bağıramıyordum. Onlara doğru koşmak istiyordum ama üzerimdeki ağırlık buna izin vermiyordu.  Üzerimdeki bir beton muydu yoksa hiçbir şey yapamamanın verdiği ağırlık altında mı eziliyordum bilmiyordum.

Uyandığımda her şeyimi kaybetmiştim.  Annemi, babamı, ablamı, evimizi, arabamı, işimi ve paramı…

Sadece 45 saniyede her şeyimi kaybettim. Beni ben yapan her şeyi…

Ölmek, artık korktuğum değil, arzuladığın şey olmuştu. Ölmek için çırpınıyordum. Elime geçen her fırsatı değerlendirmeye çalışıyordum. İnsanlar buna engel oluyordu. Ellerimi kollarımı bağlıyor, sürekli ilaç veriyorlardı. Ama bilmiyorlardı beni dipsiz bir karanlığa sürüklediklerini. O karanlığın beni boğduğunu. Çığlıklarım bu yüzdendi bilmiyorlardı. Amcam ve yengem sürekli ağlıyorlardı. Onların şişmiş gözleri ayrı bir işkenceydi.  Adımın bile söylenmesi acı veriyordu. Adımı her söylediklerinde sanki kalbime bıçak saplıyorlardı. Bilmiyorlardı işte hiçbir şeyi bilmedikleri gibi bunu da bilmiyorlardı.

Uğurdum ben… Annemin babamın ve hatta ablamın uğuru…

Benim doğduğum saatlerde terfi almıştı babam. Yine aynı saatlerde dedemden anneme miras kalmıştı. Ablam yalnızlığımdan kurtuldum diyordu. Bu yüzden Uğur koymuşlardı adımı. Annem babama ve ablam ne zaman bir yeni bir şeyler yapacak olsalar beni yanlarında isterlerdi. O kadar inanmışlardı ki buna ne isteseler oluyordu. Belki de annem hissetmişti o gün kötü şeyler olacağını. Erkenden gitseydim yanlarına yine uğur getirecektim.  Belki deprem olmayacaktı, belki deprem olacaktı ama ben bir şekilde onları kurtaracaktım. Belki belki belki… İşte bu çıldırtıyordu beni ev bunu anlamıyorlardı çünkü bilmiyorlardı.

Yıllarımı aldı toparlamam. Kaç yıl derseniz bilmiyorum saymadım. Amcam ve yengem sayesinde yeniden bir işim oldu. Beni yanlarına almak istediler ama yalnız yaşamayı tercih ettim. Annem ve babam yerine amcamı ve yengemi görmek, ablam yerime kuzenlerimi görmek düşüncesi ağırdı.  Farklı başladım dünyaya. Daha umursamaz, daha vurdumduymaz… İnsanların gün içerisindeki yaşadıkları stres, sıkıntı, koşturmaca ve telaşları, saçma ve anlamsız gelmeye başladı. Onlar gerildikçe, sinirlendikçe ya da üzüldükçe ben gülüyordum. Diyorum ya saçma ve anlamsız geliyordu. Ne yaşamışlardı ki bu muydu dertleri…

Eskisinden daha çok içiyordum, her güne başka bir kadın ile uyanıyordum. Sevişmek bile mutlu etmiyordu. Sadece bir anlık gelen o rahatlama hissi hoşuma gidiyordu.  Bağlanan oluyordu bana, aşık olduğunu söyleyen ya da sadece sevişmek isteyen. Amcamlar sürekli evlendirmeye çalışıyorlardı beni.

Evlenirsem bir çocuğum olursa toparlanırım diye düşünüyorlardı. Bu yüzden sürekli baskı yapıyorlardı. Sırf bu baskılardan dolayı kaçmaya başladım. İlerleyen dönemlerde sağlığımda sıkıntılar olmaya başladı. Sağ kolum sürekli uyuşuyordu. Bazen bir bardağı kavrayıp su içmekte bile zorlanıyor olmuştum. Hafıza kaybı başladı. İnsanlarla konuşurken lafın ortasında duruyordum ve söyleyeceğim şeyleri unutuyordum, devamı gelmiyordu. Kendimi ifade etmek de zorlanmaya başlamıştım. Hareketlerimde sınırlamalar olmaya başladı. İstediğim gibi hareket edemiyor ve konuşamıyordum.

Yine amcam koştu yardımıma. Doktora gittik. Beynimin sol tarafında büyük bir kitle olduğunu öğrendik. Beynin sol tarafında ki loplar sağ taraftaki sinir sistemini etkiliyordu. Beynimdeki o kitle sinir sistemlerine baskı yaptığı için hafıza kaybı ve hareket sıkıntısı yaşıyordum. Zor bir ameliyat olacaktım. En iyi ihtimal sağ tarafımın felç olması ya da konuşma yeteneğini kaybetmemdi.  Başarılı bir ameliyat gerçekleşti ve korkulan hiçbir şey olmadı. Kitle tamamen alınmış olmasına rağmen beyin kanseri olduğum gerçeğini değiştirmedi.

Doktorlar beş yıl gibi bir ömür biçtiler bana. Ameliyatın tek iyi yanı hafızamın yerinde olması ve istediğim gibi hareket ediyor olmak oldu. Aslında ameliyatın tek iyi yanı demeyelim.

Ameliyat ikinci olarak da hayata bakış açımı da değiştirdi. Unuttuğum o mutluluk kavramını bana geri verdi. Tek başıma giyinebilmek, tek başıma banyo yapabilmek, su içebilmek… En önemlisi hatırlamak… Beni hayata küstüren o acı hatıraları bile hatırlamak. Evet, bunlar beni mutlu ediyor. Daha önce bana hayatı zindan eden her şey artık beni mutlu ediyor. İşime gidiyorum, daha istekli ve daha verimli. Yine gülüyorum insanlara; streslerine, üzüntülerine ve telaşlarına… Beş yıllık bir ömürleri olduğunu bilselerdi eminim onlarda benim gibi mutlu olurlardı.

Zamanla yarışmayı bırakıp, hayatının her anından zevk almaya çalışırlardı. Acılarından bile…

Acılarımın bile bir bildiği varmış aslında… Hayat gerçekten kısa ve çok değerli. Hem de her şey ve herkese rağmen. Mutlu olmaksa mutsuz olmaktan daha güzelmiş. Gülmek asık yüz ile gezmekten  daha iyiymiş.

Hayatınızın kıymetini bilin. Küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkartabilirsiniz.

Paylaş
Etiketler: asık yüzbeyin kanserifelçHafıza Kaybıkitleküçükmutlulukpoliszor bir ameliyat
Önceki Yazı

TÜRKİYE İttifakına, ULUSAL ittifak mı?!

Sonraki Yazı

Neşe ve Sevinçten Yoksunuz

Asuman ORHAN

Asuman ORHAN

İlişkili Yazılar

Mehlika
Asuman ORHAN

Mehlika

23 Ekim 2022
5k
Asuman ORHAN

Zarafet Bir Hastalıktır

01 Mayıs 2019
5k
Asuman ORHAN

İkilem!

15 Haziran 2014
5k
Asuman ORHAN

Gök Gürültülü Güneşli Hava…

17 Mayıs 2014
5.1k
Sonraki Yazı

Neşe ve Sevinçten Yoksunuz

Yorumlar 2

  1. Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY says:
    7 yıl önce

    Güzel bir yazı. Anı değerlendirmek, yaşamak deriz amma bunu yaş kemale erdikten sonra daha iyi anlıyoruz. Zira gençken; “atın ölümü arpadan olsun” veya “genç öl cesedin yakışıklı olsun” deriz! Aslında dediğiniz çok doğru, küçük şeylerden mutlu olmasını bilirsek, yaşamın da tadına varırız.

  2. Asuman ORHAN says:
    7 yıl önce

    Mustafa Bey çok teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap