Acı haber kısa sürede duyuluyordu. Koronanın peşimizde ve peşimizi de bırakmaya niyeti de olmadığını, her yerde açıklıyorlardı.
Korona adı verilen virüs ne istiyor ki, yolumuzu gözlüyordu. Doktorların yaptığı açıklamalarda; salgının nedeni “Virüs” denilen bir illettir. Bu illet yakaladığında, seni güçsüz bırakarak soluk alamaz, su içemez ve yemek yiyemez duruma düşürür, diyorlardı.
Kısa sürede cihazlara bağlanır ve yoğun bakıma alınırsın. Bir şey daha söylüyorlar onu da az yaşa çok yaşa ömür denilen, süreyi bir şekilde yoğun bakımda doldurursun. Böylece olaya biraz daha ilginçlik katıyorlardı.
Virüs öyle ki, koştuğunda seni yakalayamıyor. Çünkü virüs etkeni, hızlı olanı yakalamazmış. O zaman neden yürüyeyim ki, hep koşarım. Tanıdıklarım niçin koşuyorsun? sorduklarında arkamdan virüs geliyor, diye işaret ederim.
Evden çıktığımda, koşarım ve yakalaması mümkün değil. O zaman neden aşı, olacağımı anlamıyorum. Uyduk gidiyoruz. 65 yaş üstü evden çıkmıyorsa hasta olmayacak doğru mu? Öyle ise neden onlar aşılanıyor. Dışarda koşanı değil de oturup da çalışanı aşılasana doğru yaptığını anlayayım. Aşı olduk mu? Evet ama boşuna olduk. Bilim heyeti, bu konuda sorularıma cevap vereceklerini sanmıyorum. Domuz gribi de 65 yaşa takmıştı kafayı.
Virüse yakalanıp hasta olanların belirtileri ortaya çıktıktan sonra virüs daha çok anlatılır oldu. Çin laboratuvarlarında suni olarak yapıldı ve dünyaya atıldı. Dünya çapında doğruyu söyleyemiyorlar. “Ayağa kalk insanoğlu” kitabında David İcke açık olarak yazıyor. Fakat Devletler neden korkuyorlar ki, bir şey söyleyemiyorlar.
Korona peşimizde, hızlı mı yavaş mı? geliyor. Bizim Ülkemizde çoğu zaman olaylar ve sonuçları gizlendi. Demek ki virüsü atanlar nasıl olur ölüm oranı daha fazla olması gerekirken, niçin Türkler ölmüyor diye hayıflanıyorlardır.
Salgın, bulaşıcı ve tehlikeli virüse yakalananları, normal hastalarla, aynı kapıdan içeri aldık. Kuyrukta beklettik ki virüs gelsin yakalasın. Kaçamayacağın bir tuzak, kuyruk bekleme. Her yerde kuyruk, PTT, halk ekmek ve ucuz sebze önünde kuyruk. Kuyrukta kalın ki yakalanasınız. Virüs güdümlü mermi gibi peşimizden ayrılmıyor.
Virüsün ne gibi tahribat yaptığını bilmeden hasta diye verin bir avuç ilacı. Adam ilaç zehirlenmesine uğrasın. İlaçların etkisini bilerek mi veriyorsunuz, yok.
Peki dağın eteğinde köye giden gelen olmadı. Köylüler nereden korona virüsü alacaklar. Burası açıklanmıyor. İşte korkulan bir şey var. Ayağa kalk insanoğlu da yazıyor. Dünya çapında doğrular ortaya konmadığı sürece çok daha korona denilen etkenden kaçmak zorunda kalacağız.
Yine korona yoktur. Bu uydurmadır diyenler arsında hasta olan var mı? açıklansın da anlayalım.
Gerçekten korona çok akıllı 5 ve 12 sınıflar yazık sınava hazırlanıyorlar, onları yakalamayalım, diyorlar. Sınavdan da çok korkuyor korona sınav günü kabuğuna çekiliyor. Ayrıca siyasilerin yaptığı toplantılara uğramıyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Dünya çapında maksat hasıl olunca tamam korona yok diyecekler. Dünyayı nizama sokmak istiyorlar da buna uymazsan başarısız olurlar. Uyarsan başarılı olduklarını söylerler.
Hasan TANRIVERDİ






















