Kimileri çok isterler ama kavuşamazlar, kimileri de istemediklerine düşer kaçamazlar. Hayat denizinde türlü türlü haller var. Kimisi denizde susuz dolaşır kimisi de çöllerde pınar bulur kana kana içer. Kimisi buna şans der kimisi de nasip. İşin en can alıcı noktası şartların uygunluğudur ama bu yetmez uygun şartlara uygun istek de gereklidir. İstek ve şartlarda uyum şarttır. Ben bir köyde çoban olacağım diyen bir bakan, bir müdür, bir öğretmen, bir profesör çocuğu gördünüz mü hiç ? Göremezsiniz tabi. Ama köyden şehre yeni taşınmış kapıcı bir adamın oğlunu çoban yapma isteğini de görmezsiniz. Kapıcı baba da ya da bir parti binasındaki çaycı baba da oğlunu o partinin genel başkanı olduğu günleri hayal eder.
Su meyline akar derler ya. Hiç kimse köşkten gecekonduya meyletmez. Ama nice köşk ehli gecekondularda sürünerek ölmüştür. Çok kişi de ova da mağara da doğmasına rağmen köşklerde yaşamışlardır. Çobanların başbakan olduğu görülmüştür fakat başbakan çocuklarının çoban olabildikleri görülmemiştir. Çobanları aşağı gördüğümden bunu yazmıyorum tabi ki sadece toplumsal vizyonda geçer akçenin yönünü belirtmek babında bu ifadeyi yazıyorum. Toplumda geçer akçenin para ve makam saltanatı olduüu gün gibi aşikardır. Çulsuz yakışıklı ile paralı tipsiz iki erkek bir kıza aşık olduğunda kızın annesinin kızına nasıl yol gösterdiğini sanırım bilirsiniz. Kızım karanlıkta kocanın tipsizliğini görmezsin ama parasız kocanın cefasını her gün çekersin der. Kızın kardeşleri de aman abla zengin enişte sefası sürmekten bizi mahrum etme diye baskı yaparlar ablalarına.
Yılan dansözlüğe özenmiş ve tutturmuş dansöz olacağım diye. Ormandakiler bayılıncaya kadar gülmüşler yılanın bu hevesine. Kurnaz tilki yılana sormuş. Yılan hanım, tamam iyi kıvırıyorsunuz da dansöz olduğunuzda zilleri hangi ellerinize takacaksınız diye. Yılan düşünmüş ve doğru demiş. Sorunu çözmek için ahtapota gitmiş. Ahtapot altı eli koluyla bu işe çok uygunmuş. Yılan durumu Ahtapota anlatmış ve ahtapot zilleri şaklatmayı ve yılanın ensesinde dans etmeyi kabul etmiş. Çok güzel bir ikili olduklarını düşünüyorlarmış. Tilki yine işe karışmış. İkinizin de ayakları yok ki nasıl dans edeceksiniz demiş. Yılan ve ahtapot düşünmüş tilkiye hak vermişler. Akıllarına akrep kardeşler gelmiş. Taş altındaki akrep kardeşlerin evine gitmişler. Durumu onlara anlatmışlar. Akrep kardeşler de durumu düşünmüş kabul etmişler. Akrepler altta yılan üstlerinde ve yılanın ensesinde ahtapot dans etmeye başlayacaklarmış ki ortada bir müzik yok müzisyen yok. Tilki yine lafa karışmış. Maymunlar ve kargalar bu işi yapar demiş. Maymunlar da müzik yapma işlevini kabul ettiler. Kargalar da maymunlara havadan eşlik ediyorlardı.
Yılan, ahtapot, ikiz akrep kardeşler ve maymunlarla kargalar tam bir müzik grubu gibi olmuşlar. Bu hikayenin burada işi ne diye düşünüyorsanız anlatayım. Bazen isteklerin gerçekleşebilmesi için grup oluşturmak zorunlu olur. Birbirine uyumu olmayan parçalar bir hedef doğrultusunda organize edilebilir ve başarıya ulaşılabilir. Biz bir şey istiyor fakat şartlarımız buna uymuyorsa hedefe ulaşmamız için doğru parçaları bir araya getirmemiz ve uygun ortamı oluşturmamız yeterlidir. Ekip çalışması başarının anahtarıdır. Hayatta başarısız olduklarını düşünenler ekip çalışması yapmaktan anlamayanlardır diyorum. Düşmanlar veya zararlılar bazen tek açıdan fark edilemezler, farklı açılardan bakışlar tehlikeyi erken görmeye yarar. Aile de bir ekiptir ve başarılı kişiler iyi organize olmuş aile veya çevrelerden çıkarlar.
