Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah; dedik ve Rabbimin biz kullarına bahşettiği yeni bir güne besmele ile başladık…
Ve var olan sesin hükmüyle kalemimiz bu gün de yazdı…
“Kalem aklın dilidir.”
Bu sözün sahibi İspanyol Yazar Miguel de Cervantes (1547-1616). Don Quijote adlı yapıtıyla romanın babası olarak bilinir. Madrid yakınlarında Alcala de Henares kasabasında doğmuştur ve 19 Nisan 1616’da vefat etmiştir. Don Kişot adlı romanını yazarıdır ve bu eseriyle tüm dünyaya adını duyurarak roman geleneğini başlatmıştır. Don Kişot, roman türünün ilk ve tek büyük örneğidir.
Cervantes’i biraz tanıdıktan sonra, “Kalem, aklın dilidir” sözünü inceleyelim ve üzerinde düşünelim. Sizce de Kalem, aklın dili midir? Günümüze yorumlarsak bu sözü “Yazı, aklın dilidir” diyebilir miyiz? Ya da Kalem, aklın dilidir sözünde kastedilen nedir?
Şimdi bu sorulara cevap arayalım.
Cervantes, hayatı boyunca birçok kez farklı sebeplerle ceza evine girmiştir. Tabi hâliyle ceza evinde çok düşünme ve yazı yazmaya fırsat bulmuştur. Don Kişot adlı eserini de ceza evinde yazmıştır. Bu sözde kastedilen kalem, zaten yazı manasında kullanılmıştır.
Günümüzde, “Kalemi güçlü yazar” sözünü çok duyarız. Buradaki kastedilen kalem, yazarın yazmış olduğu yazılardır. Aynı “Kalem, aklın dilidir” sözünde görüldüğü gibi kalem de yazı manasında kullanılmıştır.
Yazıyı yazarken insan, bir nevi aklı ile düşündüklerini kalem ile dile getirir. Bu sözde kastedilen anlam aslında budur. Cervantes, “Kalem, aklın dilidir” derken insanın yazı yazarken düşüncelerini dile getirdiğinden bahsetmiştir.
Şimdi şu alıntı hikâyeyi okuyalım dostlarım:
Zengin olmayı hedefleyen genç bir üniversite öğrencisi bu konuda kitap yazmış bir yazara gider ve kendisine zengin olmanın yollarını öğretip öğretmeyeceğini sorar. Yazar, bu delikanlıya bunu öğretebileceğini söyler ve ona şu öğüdü verir:
”Bir konuda hedefine odaklanırsan dikkatin o hedefe toplanır ve neticeye gidersin. Hayatını hedef belirlemeden geçirirsen hayatın karasızlık ve sıkıntıyla dolu geçer. Çünkü o zaman senin için her şey zaman geçirici ve oyalayıcı olmaktan başka bir anlam ifade etmez. Ayrıca çeşitli zorluklar karşısında dayanma gücü bulamazsın.
Hedefin yoksa sahip olduğun potansiyelin hiçbir anlamı yoktur. Barajı olmayan bir akarsuyun suları faydasızca akar gider. Eğer hayatın efendisi olmak istiyorsan hedeflerinin bir listesini yap, bunları bir kâğıda dök, hatta hayallerinin rengârenk resimlerini çiz.”
Delikanlı yazarı dikkatle dinler ve ona şu cevabı verir:
”Hocam bu söyledikleriniz çok güzel, ama hedeflerimi kâğıda yazmamın benim için hiçbir anlamı yok. Benim hedeflerim yıllardır aklımda ve sürekli olarak bunları düşünüyorum. ‘der.
Yazarın ısrarlarına rağmen delikanlı hedeflerini yazmaya yanaşmaz.
”Peki”, der yazar delikanlıya, ”seni şu yandaki odaya alalım.”
Delikanlı yandaki odaya girer ve kapı arkasından kapanır. Odada bir bilgisayar vardır ve ekrandan şöyle bir yazı geçmektedir; ”Bu oda bir dakika sonra infilak edecek!”
Delikanlı bu yazıyı görünce paniğe kapılır ve hemen kapıya yönelir, ancak kapı kapalıdır ve bağırmaya başlar. Sesini kimseye duyuramayınca kapıyı tekmeler. Bu sırada ekranda geri sayım başlamıştır. ” 59, 58, 57…”
Delikanlının paniği iyiden iyiye artmıştır. Kapı açılmayınca pencereler doğru koşar, ancak pencerelerde demir parmaklıklar vardır. Bu arada saniyeler ” 30, 29, 28…” diye geriye doğru ilerlemektedir. Tekrar kapıya yönelir, bütün gücüyle kapıyı yumruklamaya ve avazı çıktığı kadar ” İmdat!.. diye bağırmaya başlar. Saniyelerin geri sayımı sürmektedir.. ”10,9,8..” . O sırada kapı açılır ve yazar içeri girer.
”Ne oldu evladım ne bu panik?” diye sorar.
”Derhal buradan kaçalım! Biraz sonra burası infilak edecek!” diye bağırır delikanlı.
Yazar gayet sakin bir şekilde:
”Hayır, öyle bir şey yok, nereden çıkardın bunu?” diye sorar.
Delikanlı şaşkın bir şekilde bilgisayar ekranını gösterir:
”Ama orada öyle yazıyordu, ‘der.
”Öyle mi?”, der yazar. ” Yazı demek bu kadar önemli. Öyleyse hadi gel, hedeflerimizi yazmaya başlayalım.”
#öskurşun#





















