2020 olimpiyatları ile ilgili yarışı; ibretle, nefretle ve üzüntü ile izledim.
Sonuç, (bu haysiyetsizliğin, çıkarcılığın, Haçlı ruhunun, ahlaksızlığın, Türk ve İslam düşmanlığının hakim olduğu ortamda) sürpriz olmadı. Bu zihniyetin, tarafsız ve adil olması, zaten mümkün değildir.
1-Türk olmanın gururu ile söylemiyorum. Tamamen tarafsız olarak analiz ediyorum ve olimpiyatların, İstanbul’a verilmesinin en doğru karar olacağına inanıyorum.
2- Şimdi dış mihrakların borazanı, bir kesim medya, çeşitli gerekçeler uydurup duruyorlar. Neymiş:
a) Gezi parkı olayları ve orantısız güç etkili olmuş? Peki, bu olayları tezgâhlayan, Türkiye düşmanı dış mihraklar (Siyonist karteller) ve içerdeki maşaları değil midir? Bu olayların, mantıklı ve vicdani bir gerekçesi mevcut mudur? Çevre olayı istismar edilmiş ve devlete karşı isyan tertiplenmemiş midir? Olayların takipçisi, tahrikçisi, finansörü, medya destekçisi, bu hain mihraklar değil midir? Ülke ve halk düşmanı tüm terör odakları sahaya sürülmemiş midir?
Bu tablo içinde, polisimiz eli, kolu bağlı mı duracaktı? Anarşiye, yağmaya, tahriplere, isyana, şehirlerin işgaline, göz mü yumacaktık?
ABD ve AB de polis, daha mı yumuşak davranmaktadır? Ve bu Türkiye düşmanları ile içerdeki maşaları, hala istismarlarına devam etmiyorlar mı? Her gün yeni bir problem çıkarmıyorlar mı? Tüm şer örgütler meydanlara inmiyor mu? Polise, molotof, kurşun, taş, bilye atmıyorlar mı?
PKK, KCK, BDP tüm terör örgütlerinin flamaları ortalıkta dolaşmıyor mu? Başta ODTÜ gibi ABD sermayesi ile kurulanlar olmak üzere, tüm üniversitelerde hain senaryolar uygulanmıyor mu? Cami ile cem evinin, aynı çatı altında olmasına bile karşı çıkmıyorlar mı?
Kaldı ki, bu tür ihanet senaryoları, sokak hareketleri, Japonya dahil, her ülkede yaşanmıyor mu?
b) Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki karışıklık tablosu etkili olmuş mudur?
Bu durum 2020 yılına kadar sürecek midir? Kaldı ki, Japonya’nın yanında Kuzey Kore gibi bir dengesiz devlet yok mudur? Uzakdoğu çok mu sakin ve emindir?
c) Türkiye’nin 19 milyar dolarlık bütçesi, dopingler, madalyalı sporcu sayısının azlığı vs vs. hepsi uyduruk bahanelerdir. Tek gerekçe vardır; Türk ve İslam fobisi. Türkiye’nin sınıf atlayacağı, kalkınacağı, bölgede güç olacağı korkusu, çıkar hesapları, 2024 ile ilgili planlar.
d) Tablo açık; Madrid müflis. Tokyo daha önce yapmıştı (Kaldı ki, nükleer tehlike daima söz konusu). Ancak ne olursa olsun Türkiye’ye verilmesin. Biz bu iğrençlikleri, AB üyeliğinde, Gümrük Birliği ve NATO uygulamalarında da yaşamadık mı? Türkiye düşmanı lobiler tüm güç ve imkanları ile bizi bölmek, huzursuz etmek, önümüzü kesmek, kalkınmamızı, sınıf atlamamızı engellemek için devamlı çalışmaktadır.
3- Önemli olan; iç ve dış hainlerin etkisi altında kalmamak, karamsarlığa kapılmamak, kendimize olan güveni kaybetmemektir. Türkiye’nin sunumu çok güzeldi. Gurur duydum, gözlerim yaşardı. Emeği geçen herkese (Başbakana, Bakanlara, Hasan Arat’a ve ekibe) tüm kalbimle teşekkür ederim.
Bu kadar menfi faktöre rağmen finale kalmamız da büyük başarıdır. Haçlı vicdanı bile bunu engelleyememiştir. Bizans oyunları bu başarıya mani olamamıştır. Canları cehenneme. Biz kendi halkımız ve ülkemiz için çalışmaya devam etmeliyiz. Aşılanmak istenen karamsarlığa ve komplekslere karşı durmalıyız. Beyin yıkayan mihrakları, başarısız olmamız için gayret gösteren dahildeki ihanet odaklarını; Siyonist kartellere hizmet edenleri teşhir etmeliyiz.
Bu mücadele AKP dostluğu veya düşmanlığı ile izah edilemez. Bu milli bir davadır. Ülkenin kaderi ile ilgilidir. Bu açıdan aleyhte çalışan ve kaybımızdan mutlu olanlara nefretle tel’in ediyorum. Bunun bir vatan hainliği olduğunu hatırlatıyorum. AKP’yi severiz veya sevmeyiz ama vatanımızı sevmeye mecburuz.
