Kayalıktaki doğal sular gibi keçiler de bir yerlere giriyor ve çıkıyordu. Çoban, onları takip etmek için dağın kayalığında, keçilerin giriş ve çıkış yerlerini gözetliyordu.
Kuzulama zamanı, yeni doğan oğlaklar, korumaya alınmalıdır. Aksi halde oğlaklar, kayalar arasına düşebilirdi. Çoban güneşin yakmasına aldırış etmedi ve koltuğunun altındaki çayır ile kayaların yarıklarına girdi. Su sesi duydu, hatta aşağıya kayarken, vücudunda bir serinlik hissetti.
Kayanın kenarından bakan köpeğini kovdu. Çantasını dışarı fırlattı. Ayakları bir kayaya değdi ve üzerinde kaldı. Taşların arasında bir metre aşağıda suyu gördü. Arkasını döndü ve ilerde ışığı fark etti. Denize mendireğin taşlarından inersin gibi suya düştü.
Mağaranın genişleyen bölümünde oğlak sesi duydu. Sese doğru adımladı. Biraz daha yaklaşınca oğlağı gördü. Onu elindeki çayır sayesinde yanına vardı. Oğlağı kucağına aldı. Belli ki üşümüştü. Kayaların parlayan yüzeylerine sürtünmeden dışarı çıktı. Yavruyu ananın yanına bıraktı.
Akşam eve döndüğünde, keçileri ahıra koyduktan sonra, olanları ağabeyi ve babasına anlattı. Suyun gözesini ve keçinin doğurduğu mağarayı açıkladı. Yarın mağara ve suyu keşfedelim, diye karar aldılar.
Sabah ana ve oğlakları ahırda bırakıp yaylıma çıktılar. Köpekleri saldılar. Kayalığın arka tarafına geçip mağaraya vardılar. Su sesi ve serin bir atmosfere girdiler. Mağarada dış ortamın sıcağından kurtuldular. Ellerindeki sırıkla aydınlanan mağaraya girdiler.
Toprak atıp elde ettikleri, çamurlu suyu vadide takip ettiler. Çamurlu suyu, vadinin yakınındaki kaşta gözlediler. Suyun önünü imkanları elverdiğince kestiler. Büyük bir su birikintisi elde ettiler. Baba, kayalığın ön ve arka tarafını kapatalım. Böylece su tehlike olmaktan çıkar, dedi. Büyük oğlu, “Kovaları doldurup hayvanları mağaranın içerisinde de sulayabiliriz,” dedi.
Kayalıktaki suyu bir hafta çalışmakla, kayalıkta ve vadide keçilerini su içebileceği hâle getirdiler. Ayrıca hayvanlarını, kayalıktaki sudan korumuş oldular.
Bir ay sonra vadideki su birikintisinin, bulandığını gören küçük oğul, eve varıp babasına haber verdi. Baba iki oğluyla sabah erkenden mağaraya çıktılar. Mağaranın kapısının kırık olduğunu gördüler. İçeriden sesler ve bir de sönük ışık geliyordu.
Değneğin ucundaki gazlı bezi yakıp içeriye girdiler. İçeride suyun başında iki genç ellerinde değneklerle bir şeyler yapıyorlardı. Baba olayı sordu. Çocuklar iki arkadaşlarının suya girdiğini fakat bir daha çıkmadıklarını söyledi. Baba çengelli değneği istedi ve suyu karıştırmaya başladı. Öğleden sonra kurtarma ekibi geldi.
Su birikintisinin önünü açtılar ve suyla bir şeylerin gelmesini beklediler. Çünkü su güçlü akıyordu. Yukarıyı iyice araştırdılar ve suda kaybolan çocukların havuza kadar su ile geleceğine kanaat getirdiler. Bir saate kalmadı peş peşe iki çocuk su birikintisine dökülmesi gerçekleşti.
Çocuklar boğulmuşlardı. Başları önde su ile havuza akmışlardı.
Hayvanlarını kayalıkta ve vadide sulama imkanına kavuşan sürü sahibi, cinayet gibi bir olayla karşılaşmalarından çok üzülmüşlerdi.
Bir süre suyu kullanamayan sürü sahibi, suyu tahlil ettirdi ve hayvanlarını sulamaya başladı.
Hasan TANRIVERDİ