Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mürsel ADIGÜZEL

Karapapaklar ve Öykülerim

Mursel ADIGÜZEL Yazar Mursel ADIGÜZEL
15 Mart 2018
Mürsel ADIGÜZEL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

10. BÖLÜM ve 8. KISIM
12 Eylül 1980’in 7. günün sonunda tutuk evinde, yaşadıklarım.
Beş gün o vaziyette betonun üzerinde yatıp kalkmaya başladım. Üstelikte çok hastaydım ve ne yapacağımı bilemiyordum. Benim dışımda kalan ve beni gibi birçok insanda işkenceden geçmişti. Onlarda yataklarında inim inim inliyorlardı. Bazılarının yüzünde, göğsünde ve bacaklarındaki kabarcıklara bakıldığında, yanan sığarının basıldığı belli ediyordu. Sigara basılan yerlerin yanıkları kabarmış ve içi ise sapsarı su toplamıştı. Onlara gördükten sonra, başımı sallayarak derinlere dalıp gittim. Bak hele şimdi, ben şimdi kendi kendine mi acıyım, yoksa benden beter işkence görmüş bu kişilere mi?! O kişilerin durumlarını gördükçe, öldürülmediğime dua ediyordum. Meğerse işkence bir bana yapılmış değildi. Bu insanlık dışı işkenceyi, başkalarına da yapmışlardı. İlk gün yorgunluğumdan deliksiz uyuduğum için ağrılarımı hissetmemiştim. O geceden sonra yine ağrılarım çoğalmaya başladı. Betonun üzerinde sabaha kadar sağıma soluma dönüp duruyordum. Her ne kadar vücudumda kırıklar yok olsa bile, bacak kemiklerime vurulan tekme ve copun etkisiyle kemiklerim ezilmişti. Bu yerler kırılasıya ağrıyordu. Parmağım dersen ağrısı beynimi yerinde oynatıyordu. Kime ne söylersem nafileydi. Çünkü herkes beni gibiydi. Her sabah günü gününe yoklama yapılarak, koyuşa alınıyorduk. Kahvaltı zamanından önce tuvalet ihtiyacını gideriyordum. Sonrasında kahvaltımızı yapıyorduk. Kahvaltıdan sonra yarım saat havalandırmaya çıkarılıyorduk. O arada içmem gereken ilaçları içiyordum. Azda olsa bu ilaçlar sayesinde ağrım dinmiş oluyordu. Bir hafta boyunca ağrı kesici ve antibiyotik ilaçlarını içip durdum. Bir haftanın sonunda ağrılarım dinmese bile, azda olsa rahatlamış oldum.
Bu amansız ağrı ve sızılar içinde, betonun üzerinde yatıp kalkmam, on günü bulmuştu. On gün sonra, çadırdan yapılmış olan bir kempet verdiler. Beş günde o kampette yatıp kalktım. Nede olsa ağrılarım yine devam ediyordu. O nedenle, beş günde bir viziteye çıkıp revire gidiyordum. Oradaki görevli doktor çok iyi bir insandı. İlk gelişimizdeki gün bana yapılan işkenceyi ve gördüklerini hatırladı. O doktor bana çok faydalı ilaçlar yazdı. Benim orada sağlığıma kavuşmamı sağladı. Günler bir birini kovalıyordu. Çakmak kışlasında geçen günlerim, on beş günü bulmuştu. On beş gün sonrası kırk kişilik bir tutuklu gurubu, Erzurum hapishanesine götürdüler. Bu sayede yatakhanedeki karyolalar boşalmış oldu. Bunu fırsat bilerek, boşalan bir karyolayı sahiplendim. On beş günlük süre içinde kullandığım ilaçlarında etkisiyle, ağrılarım azalmıştı. Ama yinede uyurgezer gibiydim. O gece sahiplendiğim karyoladaki yatak sayesinde, rahat bir uyku uyudum. On beş günde bu yatakta yatıp kalktım. Yaklaşık olarak bulunduğumuz koyuşta iki yüz kişi vardık. Geceleri yatakhanede, gündüzleri toplantı koyuşunda hep bir arada olmaktaydık. Sabah kahvaltısından önce tuvalete gidiyor temizlik ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk. Öğle yemeği yenildikten sonra, yarım saatlik bir havlandırma yaptırılıyordu. En son havalandırma akşam yemeğinden sonra idi. Günde üç kez havalandırma ve ihtiyaç giderme zamanı verilmekteydi.
Onun ötesinde, zorunlu tuvalet ihtiyacı için, izin almak zorunda kalıyordum. Yatak haneye gittikten sonra, kapılar kilitlendi mi, bir daha tuvalete gitme imkânı yoktu. İçerisi çok aşırı havasızdı. Çünkü tutuklu kaldığımız yer, arazinin altı oyularak çember şeklinde taş duvarla kamufle edilmiş olan gizli bir yerdi. Ön kısmına gelince, orası da derinden oyulmuş ve taş duvarla örülmüş, uzunca bir boşluktu. Bu boşluğun üstü tellerle örülmüştü. Gökyüzünü tellerin arasından görmekteydim. Havalandırma yapıldığı zaman, sürekli olarak o dar alanda yürüyordum. Böylece hantallığımı atmaya çalışıyordum. Banyo yapma imkânı yoktu. Ter ve kir içinde yatıp kalkıyordum. Kokuyordum ama herkes korktuğundan, benim kokum fark edilmiyordu. Havalandırmaya çıktığımda, güneşin açık olduğu anda, plastik güğüme suyu doldurup, güneş ısısıyla ısıttıktan sonra, saçımı yıkayabiliyordum. Onun haricinde temizlik yapma imkânı yoktu. Geçen zamanı hesapladığımda buraya getirilişim yirmi gün olmuştu. O günde gün akşam olmuştu, bir baktım, bizim köyün Orta Mahalle Muhtarı Ş. yi de getirdiler. Muhtarla yakın dostluğumuz vardı. Geçmiş olsun muhtar, hayrola senin neyin ve ne işin var burada dedim.
Muhtar başını sallayarak, teşekkür etti.
O anda muhtarın baş sallamasına bir anlam veremedim. Allah kurtarsın dedim ve yanından ayrıldım. Daha sonra kendimi toparlayıp, akıl betimlemesi yapmaya başladım. Muhtarla ilgili bilgileri ve geçmişte olan olayları düşünmeye başladım. O zaman kendi kendime dedim ki, işte muhtarda bu işin bir başka halkasıdır. Kim bilir belki muhtarı da benim peşime taktıklar. Bunların eli kolu uzun kimseler, işkencede alınan ifademden bir şeyler çıkmayacağını öğrenmiş olabilirler. O nedenle muhtarı yollattılar diye düşünmeye başladım. Bu düşünce doğrultusunda dikkatli hareket etmekteydim. Çünkü muhtarla göz göze geldiğimizde, o güzünü benden kaçırmaktaydı. Durum böyle olunca da, içime kuşku ve korku düşmeye başladı. Muhtar havalandırmada bile benden uzak duruyordu. Zaman zaman ben yanına yaklaştığımda, benden kaçıyordu. Bu durumda hiçte hayra alamet değildi. Bu nedenle muhtarı takibe almaya başladım. Düşündüklerimin doğru olup olmadığını bilmem için, ne olursa olsun bir yolunu bulup muhtarla konuşmayı deneyecektim. Hatta, bana bir yanlışlık yapmamasını isteyecektim. Nitekim bir gün havalandırmaya çıkışta, muhtarı takip ettim. O gün muhtar gidip havalandırma duvarının dibinde oturdu. Bende muhtarın duvar dibinde oturuşunu fırsat bilerek, gidip yanı başına ayaklarımın üzerine çömeldim. Hal hatır sordum, bazı konuları lafladık. Sonrasında, laf arasında fırsatını bulup konuya girdim. Bak muhtarım, senin buraya geliş sebebin ne olursa olsun, bana kötülüğün dokunmasın. Bak bende senin sırrını biliyordum. Sırrını bilmeme rağmen hiçbir kimseye söylemedim. Eğer o zamanlarda senin içinde bulunduğun sırlarını ağzımdan kaçırmış olsaydım, başına neler gelebilirdi, şimdi iyice bir düşün. Ben sana hiçbir zaman kötülük yapılsın istemedim. İsteseydim bile yapamazdım. İkimizin de anası akrabadırlar. Yani istesen de istemesen de, ana tarafından akraba olduğumuzu biliyorsun. O nedenle, ben seni korudum. Şimdi sıra sende? Kaldı ki benim hiçbir kimseye iyilikten başka bir kötülüğüm olmadığını, dünya âlem biliyor. Ama kader buya, iftiraya uğrayınca, böyle bir sonuç ortaya çıkmış oldu. Demek ki bu günleri görecekmişim. Elimden bir şeylerde gelmez. O nedenle de şimdi gördüğün gibi buradayım. Sende benim hiç bir kötülük içinde olmadığımı biliyorsun. Sende elini vicdanına koy ve öyle hakkımda rapor ver, dedim.
Yüzüme alık alık bakıp durdu.
Sen benim böyle bir görev üstlendiğimi nasıl öğrendin. Bunu sana kim söyledi, söyler misin? Dedi.
Sayın muhtar, o sırda bende kalsın. Hiç endişe etme. Ama yanlışın olursa, sonrasını sen düşün, deyip, yanından ayrıldım. İşin tesadüfüne baki ki, konuştuğumuz o akşam muhtarı alıp götürdüler. O gece muhtarı getirmediler. İkinci gün muhtarı tekrar getirdiler. Tekrar muhtara geçmiş olsuna gittiğimde, ilk söylediği söz, sakın ola bir daha yanıma yaklaşma, dedi.
Ben artık doğru izde olduğumu anlamıştım. Tahliye oluncaya kadar, muhtarın yanına gitmedim. Anladım ki gidersem durum aleyhime olacak. Haddinden fazla tutuklu getirildiğinden, içerisinin havası, nefes almamıza yetmiyordu. Üstüne üstlük birde sigara dumanı, sağlığımı daha çok tehdit ediyordu. Ne yazık ki bu yapılanlara katlanmak zorundaydım. Aradan geçen üç hafta sonra, ziyaretçi kabul günü koymuşlardı. O gün eşim ve yakınlarımdan birileri geldiler. O görüş moralimi az da olsa yerine getirdi. Ne yazık ki sonrası haftada da ziyaret günleri kaldırıldı.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair

Paylaş
Önceki Yazı

Çok da Ahlaksızca Canım!

Sonraki Yazı

E-Tapu,_E-lizabeth_ve_Osmanoğulları-_Sayko_Tarih_notları

Mursel ADIGÜZEL

Mursel ADIGÜZEL

Mürsel Adıgüzel Kimdi: Sevgili okurlarım, Mürsel Adıgüzel1946 Kars doğumlu olup, İlkokulu Koçköy’de, Orta öğrenimini Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulunda okudu. Öğretmen olarak 1966-1967 öğretim yılında mezun oldu. Eğitim Fakültesi’ni bitirerek, öğrenimini tamamladı. Yurdun çeşitli il-ilçe ve köylerinde görev yaptı. Meslek yaşamı boyunca, sivil toplumcu anlayışı öne çıkardı. Eğitimin temel ilkelerine sahip çıkılmasının mücadelesini verdi. Birlik ve beraberlik içinde toplumsal dayanışmanın önderlerinden birisi oldu. Altı yıl TÖB-DER Yönetim Kurulu üyeliği ve bir dönem başkanlığını yürüttü. “EĞİT-DER” den “EĞİT-SEN”e çalışmaları içinde yer aldı. Dört yıl (Öğretmenler Sendikası) EĞİT-SEN’’in temsilciliğini yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi’nde görev alarak, dört yıl ilçe eğitim sekreterliği, bir yıl il eğitim komisyonu başkanlığı görevini sürdürdü. 10. Dönem Ümraniye İlçesinden seçilerek, İstanbul İl Genel Meclisi Üyeliği ve Grup Sekreterlik görevini yürüttü. Şimdi ise Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneğinin Onursal Başkanıdır. Kültürel bilgi birikimlerini toplumla paylaşmak adına, İstanbul Çamlıca Gazetesini açtı ve yönetti. Makalelerini Gazetesinde ve “Serhat Kültür Dergisi’nde” yayınlamaya başladı. İstanbul Çamlıca Gazetesi sonrasında, www.turkhaber.com, www.habersitesi.com da yazılarını yazdı. Şimdi ise www.yazarportal.com köşe yazarları gazetesinde yazılanı yazmaya devam etmektedir. Öğrencilik ve öğretmenlik yıllarından başlayan hece şiiri yazma çalışmaları, emekli olduktan sonrada devam etti. Şiirlerle Bayramlar, Mustafa Kemal Destanı, Var Git Kendi Yoluna”, “Adam Olursun”, “Yüreğimin Sesini Dinle”,”Duy Beni” şiir kitapları haricinde, “Karapapaklar ve Öyküleri/Soy Ağacı”, “Karapapaklar ve Öykülerim”, Bir Halkın İki Adı Terekeme/Karapapak”, “Unutulmayan Yıllar”, Halk hikayelerinden “Adıgüzel İle Gülçiçek Hikayesi” ve “Alimaho’nun Hatırı İçin Bir bardak Çay İçin” adlı kitapları yayınladı. Bu kitaplarının haricinde, 2011-2012-2013’de “Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneği”nin Şairler Grubunda yer alan şairlere, 60 konuda atışma düzenledi. Bu atışmaları “Şairler Antolojisi” adı altında iki kitapta toplayarak yayınlandı. Toplumsal ve sosyal faaliyetlerini aralıksız sürdüren Adıgüzel, eğitimcilik döneminden başlayarak yapmış olduğu başarılalı çalışmaları sonucunda, on iki teşekkür, beş başarı belgesi, beş sertifika, altı plaket ve bir devlet şeref belgesi sahibidir. Kendisine sağlıklı bir yaşam ve uzun ömürler diliyorum. Editör

İlişkili Yazılar

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun
Eğitim & Kültür

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

24 Kasım 2025
5k
Atatürk’ü Anlamak Gerek
Anma

Atatürk’ü Anlamak Gerek

10 Kasım 2025
5k
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nasıl Kuruldu
Gündem

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nasıl Kuruldu

29 Ekim 2025
5k
Yaşam ve Şiir
Edebiyat

Yaşam ve Şiir

18 Ekim 2025
5k
Sonraki Yazı

E-Tapu,_E-lizabeth_ve_Osmanoğulları-_Sayko_Tarih_notları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap