Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mürsel ADIGÜZEL

Karapapaklar ve Öykülerim

Mursel ADIGÜZEL Yazar Mursel ADIGÜZEL
14 Mart 2018
Mürsel ADIGÜZEL
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

10. BÖLÜM ve 7. KISIM
12 Eylül 1980’in 7 günün sonunda yaşadıklarım.
Şimdi sizlere kahvaltı türü yiyecekler verilecek. Yiyeceğinizi yedikten sonra, gerekli işlemleriniz yapılacak. Sonrası komutanlığın vereceği karara bağlıdır.
Neticede bir haftalık süreç tamamlanmıştı. Bu arada içimizden bazı kişileri alıp götürdüler. Geride benimle birlikte on iki kişi kalmıştık. Yapacağımız bir durum yoktu. Elimden de bir şey gelmiyordu. Kaderime boyun eğip, tutuklandığımı anlamıştım. Karmaşık düşünceler içinde, geleceğimi düşünürken, ekmek peynir gibi yiyecekler getirildi. Birkaç lokma anca yiyebildim. İçim yanıyordu. Büyükçe bir şaşaa suyu nefes kesmeden içiverdim. Arkadaşlara da, ne olur doyasıya yemeğin, o da size zarar verir dedim. Arkadaşlar buna uydu, az bir şeyler yediler ve bolca su içtiler. Getirilen yiyeceklerin kalanlarını toplayıp, nöbetçi askere verdik. Ben yine sırt üstü betonun üzerine uzandım. Azda olsa su ve ekmek şekerimi yükseltmiş, içimdeki titreme durmuştu. Yemek sonrasından bir saat bir zaman geçmişti ki, jandarmalar içeri daldılar ve yine bizi alarak ilk geldiğimiz kabul yerine götürdüler. Sırasıyla adımızı okuyarak eşyalarımızı teslim ettiler. Teslim işlemi tamamlandıktan sonra, sırasıyla ellerimize zincirli kelepçeler taktılar. O vaziyette askeri araca bindirildik. Sonrasında, dere içinde bulunan üst komutanlığına götürüldüler. Komutanlıktan verilen emir gereğince, Çakmak kışlasına götürüldük. Böylece bir haftalık esaretin sona ermesiyle, yeni bir esaretin devamına başlama noktasına gelmiş bulundum!
Çakmak tabyası çok eski zamanlarda yapılmış, yerin altında var olan gizli bir depoydu. Bizleri bu deponun dış kapısına götürüp teslim ettiler. Teslim alan askerler, ayağımızdan ve ellerimizden zincirli kelepçeleri çözdüler. Sonrasında, birer birer içeri alıp hepimizi sıraya dizdiler.
İlk olarak merkez karakoluna getirildiğimiz gibi, kimlik sorgulamamız yapıldı. Param ve sigaram dışında, üzerimizdeki metal eşya ne varsa tamamı alındı. Sonrasında sırasıyla sorgu odasına alıp götürdüler. Sorgu odasında dört binbaşı rütbesinde kişiler oturuyordu. Bunlardan üç kişi sırasıyla adres ve kişisel kimlik bilgilerini sorgulayarak deftere işliyorlardı. En sonda oturan binbaşı ise kurum doktoruydu. Sıra bana geldiğinde, her üçünün sormuş olduklarını söyledim yazdılar. Sıra doktora gelmişti, oda gözetim süresince işkence görüp görülmediğime dair sorular sordu. O anda uzun bir süre duraksadım. Aynı günün sabahı işkenceden çıkmıştım. İşkencenin bütün izlerini vücudumda taşıyordum. Yüzbaşıya verdiğim sözden ve korkumdan ötürü işkence yapılmadığını söyledim. Sebebine gelince, son ifademi alan yüzbaşının özür dilemesiydi. Size yapılan işkenceyi unutun, aklınıza bile getirmeyin, ihtilalda her şey olabilir demesiydi. Fakat doktor sağ elimin sargılı olduğunu fark etti. Yüzüme dikkatlice bakarak, uzat ellerini dedi. Tabii ki bu emre karşı ellerimi saklayamazdım. Her iki elimi masasının üzerine doğru uzatmış oldum.
Doktor, elleriyle ellerimi muayene etti. Uzun uzun yüzüme baktıktan sonra, külot hariç üzerindekilerin tamamını çıkar dedi.
Bu emir üzerine üstümdeki giysileri çıkarıp bir kenara koydum. Önüne yaklaştım ve hazır ol vaziyetine geçtim.
Doktor ayağa kalktı ve rahat ol ve arkanı bana doğru dön dedi.
O istem üzerine arkamı dönmüş oldum. O anda gözüm bacaklarıma takıldı. Aynen kollarım gibi, bacaklarımda kömür gibi simsiyahtı! Ne yazık ki sırtımı göremiyordum. Demek ki sırtımda aynı vaziyetteydi. İşkencenin üzerinden yirmi dört saat bile geçmemişti. Bacak kemiklerimin ve parmağımın ağrısı beynimi titretiyordu.
Doktor gördüklerine inanamadı, ya bu bir vahşettir arkadaşlar. Bir insana bu şekilde işkence yapılır mı? Diğer binbaşılara seslenerek, bu vatandaşa yapılan işkenceyi görün arkadaşlar dedi! Bu bir insanlık suçu, bunu rapor edeceğim arkadaşlar. Sizlerinde imzalamanızı istiyorum. Sonra bana dönerek, sana işkence yapan kimselerin yüzlerini hatırlayıp hatırlamadığı mı, sordu?
Bende, nezarethaneden alınmamdan başlayarak bütün yaptıklarını sıraladım. Ancak gözlerim bağlı olduğundan, bana işkence yapan kişilerin kimler olduğunu görmediğimi, söyledim.
Sana yapılan bu işkenceye bir anlam veremedim. İnsafsızca acımadan böyle bir işkenceyi yapanlar asla ve asla insan olamaz. Bu işkenceyi yapanlar kim olursa olsun, bu gibi kimselere asla ve asla insan denilmez. Kaldı ki sana yapılan bu acımasız işkenceyi, sorduğumda, niçin inkâr ettiğini de bir türlü anlamış değilim. Niçin işkence yapılmadı diye yalan söyledin, diye tekrar sordu?
Ülkemizde bir ihtilal oldu. Ama bana haksızlık yapıldığını biliyorum. O nedenle, işkenceden şikayetçi olursam, beni buraya da gelip öldürürler diye, korktum. Korktuğum içinde söylemedim. Bu korku nedeniyle yalan söylemiş oldum, dedim.
Doktor, hangi gün ve saatte alındığımı öğrendikten sonra, tutanak tutarak hep birlikte imzaladılar. Bu işlemlerden sonra, bir reçete yazdı ve bir askere vererek, bu ilaçları derhal revirden alıp getir ve bu vatandaşa verin, dedi. Sonrasında, bakın size kim bilir ne suçlar istinat edilmiştir bilmem ama, bu yapılan işkenceyle kim bilir sana ne kadar faili meçhul suçlar ve olaylar yüklemişlerdir. Umarım bu düzenlemiş olduğumuz rapor mahkemede işine yarar, dedi. Sonrasında işlemler tamamlanmış oldu ve beni bekleme yerine gönderdiler. O gün akşam karanlığına kadar sorgulamamız sürdü. İşlemler tamamlandıktan sonra, diğer arkadaşların yanına götürüldüm. Sonrasında, sıra içerideki tutuk evine götürülmeye gelmişti. O anda tekrar bizleri sıraya koydular ve yürüterek tutuk evine götürdüler. Çakmak tabyasının tutuk evi görevlilerine teslim ettiler. Orada olan görevliler bizlere yatmak için battaniye ve yastık verdikten sonra, yatakhane denilen bir yere götürdüler. Yatakhanede var olan karyolalar ve kempetler doluydu. Yatacak boş yatak yoktu. Öylece orta yerde kala kaldık. Bizi götüren görevliler, bizim yapabileceğimiz bir husus söz konusu değildir. Tek çareniz şimdilik beton üstünde yatacaksınız. Ancak ileride yeni bir yatacak yer oluşturulursa, o zaman yataklı bir karyola verilir, deyip gittiler. Başkaca yapacak bir çarem yoktu ve de kalmamıştı. Battaniyemin birisini betonun üstüne serdim. Diğer battaniyeyi de üzerime alıp uyumaya çalıştım. O gün mecburi uyandırma olmasaydı, uykudan uyanmam günleri olabilirdi.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair

Paylaş
Önceki Yazı

Heykel!…

Sonraki Yazı

1 Milyondan Fazla Kişi Miras Sorguladı

Mursel ADIGÜZEL

Mursel ADIGÜZEL

Mürsel Adıgüzel Kimdi: Sevgili okurlarım, Mürsel Adıgüzel1946 Kars doğumlu olup, İlkokulu Koçköy’de, Orta öğrenimini Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulunda okudu. Öğretmen olarak 1966-1967 öğretim yılında mezun oldu. Eğitim Fakültesi’ni bitirerek, öğrenimini tamamladı. Yurdun çeşitli il-ilçe ve köylerinde görev yaptı. Meslek yaşamı boyunca, sivil toplumcu anlayışı öne çıkardı. Eğitimin temel ilkelerine sahip çıkılmasının mücadelesini verdi. Birlik ve beraberlik içinde toplumsal dayanışmanın önderlerinden birisi oldu. Altı yıl TÖB-DER Yönetim Kurulu üyeliği ve bir dönem başkanlığını yürüttü. “EĞİT-DER” den “EĞİT-SEN”e çalışmaları içinde yer aldı. Dört yıl (Öğretmenler Sendikası) EĞİT-SEN’’in temsilciliğini yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi’nde görev alarak, dört yıl ilçe eğitim sekreterliği, bir yıl il eğitim komisyonu başkanlığı görevini sürdürdü. 10. Dönem Ümraniye İlçesinden seçilerek, İstanbul İl Genel Meclisi Üyeliği ve Grup Sekreterlik görevini yürüttü. Şimdi ise Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneğinin Onursal Başkanıdır. Kültürel bilgi birikimlerini toplumla paylaşmak adına, İstanbul Çamlıca Gazetesini açtı ve yönetti. Makalelerini Gazetesinde ve “Serhat Kültür Dergisi’nde” yayınlamaya başladı. İstanbul Çamlıca Gazetesi sonrasında, www.turkhaber.com, www.habersitesi.com da yazılarını yazdı. Şimdi ise www.yazarportal.com köşe yazarları gazetesinde yazılanı yazmaya devam etmektedir. Öğrencilik ve öğretmenlik yıllarından başlayan hece şiiri yazma çalışmaları, emekli olduktan sonrada devam etti. Şiirlerle Bayramlar, Mustafa Kemal Destanı, Var Git Kendi Yoluna”, “Adam Olursun”, “Yüreğimin Sesini Dinle”,”Duy Beni” şiir kitapları haricinde, “Karapapaklar ve Öyküleri/Soy Ağacı”, “Karapapaklar ve Öykülerim”, Bir Halkın İki Adı Terekeme/Karapapak”, “Unutulmayan Yıllar”, Halk hikayelerinden “Adıgüzel İle Gülçiçek Hikayesi” ve “Alimaho’nun Hatırı İçin Bir bardak Çay İçin” adlı kitapları yayınladı. Bu kitaplarının haricinde, 2011-2012-2013’de “Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneği”nin Şairler Grubunda yer alan şairlere, 60 konuda atışma düzenledi. Bu atışmaları “Şairler Antolojisi” adı altında iki kitapta toplayarak yayınlandı. Toplumsal ve sosyal faaliyetlerini aralıksız sürdüren Adıgüzel, eğitimcilik döneminden başlayarak yapmış olduğu başarılalı çalışmaları sonucunda, on iki teşekkür, beş başarı belgesi, beş sertifika, altı plaket ve bir devlet şeref belgesi sahibidir. Kendisine sağlıklı bir yaşam ve uzun ömürler diliyorum. Editör

İlişkili Yazılar

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun
Eğitim & Kültür

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

24 Kasım 2025
5k
Atatürk’ü Anlamak Gerek
Anma

Atatürk’ü Anlamak Gerek

10 Kasım 2025
5k
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nasıl Kuruldu
Gündem

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nasıl Kuruldu

29 Ekim 2025
5k
Yaşam ve Şiir
Edebiyat

Yaşam ve Şiir

18 Ekim 2025
5k
Sonraki Yazı

1 Milyondan Fazla Kişi Miras Sorguladı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap