Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mürsel ADIGÜZEL

Karapapaklar ve Öykülerim

Mursel ADIGÜZEL Yazar Mursel ADIGÜZEL
12 Mart 2018
Mürsel ADIGÜZEL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

10. BÖLÜM ve 5. KISIM
12 Eylül 1980’in Pazar gününü müteakip altıncı günümde yaşadıklarım.
O günden sonra, bizlere üç gün daha ekmek su vermediler. Açlık ve susuzluktan ötürü olsa gerek, gözlerimin ışığı azalmaya başladı. Artık açlık hissetmediğim halde oturduğum yerden de kalkacak ferim de kalmamıştı. Üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Tabi oradakilerin tamamı aynı durumdaydı. Yerdeki soğuk betona, sere serpe serilmiştik. Buna da razıydım, rahat bıraksalardı. Ne çare ki bu düşündüklerim pekte uzun sürmedi. Mavi pareli bir asker, kalkın ayağa diye bağırmaya başladı. Bu gecede sizlere uyumak yasak edildi. İfade vereceğinizden ayakta durmanızın gerekiyor. Bu nedenle kesinlikle uyumanız söz konusu değildir. Sakın ola dediklerimi unutup, sorun çıkarmaya kalkışmayın, anladınız mı?
Deyip, gitti! Az bir zaman sonra, isim okunarak çağrılmaya başlandı. İlk ifadeye götürülenlerden bir ve iki numara memurla, müstahdemdi. Gidenlerin gözlerini siyah bir bantla bağlıyorlardı. Sonrasında koluna girip götürüyorlardı. Gidenlerden bazıları geriye getirilmiyordu! Geriye gelen şahıslara da, çok aşırı işkence yapıldığı her hallerinden belli oluyordu. Hele memura yapılan işkence tarif edilecek gibi değildi. Bu korkunç işkenceler beni haddinden fazla endişelendirmekteydi. Gidip gelenleri gördükçe, N. adlı öğretmenle birlikte bizimde başımıza nelerin gelebileceğini anlatıp duruyorduk. Buradan kurtulup kurtulmama sonrasına plan yapıyorduk. Bu arkadaşla birlikte TÖB-DER Yönetim Kurulunda çalışmıştık. O bizim kurucu yönetim kururlu başkanımızdı. Çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Bana her gün, yaşamdan umudunu kestiğini, baksana gidenlerden geriye getirilmeyenler var? Bunlar ikimizde işkence yaparak öldürecekler, diyordu. İşkenceden gelenleri gördükçe, beni benzi solup gidiyordu. Bak arkadaşım hangimiz buradan sağ çıkarsak, eşimize ve çocuklarımıza babanız hiçbir zaman başını eğilmedi, söyleyeceğiz diyordu! Bu sözü ben tutacağım. Söz ver sende tutacağına. İki sözünün bir başı, bana söz ver deyip, duruyordu!
Biz kendi aramızda bu gibi karamasallığı konuşup duruyor ve sonrasının planlarını yapıyorduk. O kesinlikle, işkencede öldürüleceğinin korkusunu yaşıyordu. Benimde ondan geri kalan yanım yoktu. O gün yedinci günü yaşıyorduk. Gün batımı olmuştu, küçük bir lamba ışığının altında bir birimize tutunarak ayakta durmaya çalışıyorduk. O anda bende ona korkularımı anlatmaya başlamıştım ki, o anda iki jandarma içeri girdi, ilk olarak O’un adını söyledi. O da benim dedi. Jandarmalar hemen koluna yapıştılar. Ellerindeki siyah bantla gözlerini bağladılar. Sonrasında, her biri bir koluna girerek, alıp götürdüler. Aradan geçen iki saatlik zaman sonra, iki askerin, kollarında yerde sürüklenerek getirip içeri attılar. O anda ben boynuna sarılıp üzerine eğildim. O da elimi tuttu. Ne olur başımı bul. Başımı bedenimden ayırdılar, diyordu! Yalvarıyorum sana ne olur başımı bul. Başım üstümde duruyor mu? Diye inlemekteydi! O anda başını kollarıma aldım. Upuzun yanına uzanıp yattım. Bir elimle gözlerimden akan yaşları silerken, diğer elimle başını okşuyordum. Korkacak bir durum yok, başın yerinde duruyor diyordum. Ben bir yandan duruyor derken diğer yandan da İçeride bulunanları sayıyordum. Gördüklerinin yarısından fazlası geriye getirilmemişti. Demek oluyordu ki ya bırakıldılar, yâda başlarına bir hal geldi. Yedinci geceydi ve en sona ben kalmıştım. Ben arkadaşın başını sımsıkı tutmaktayken içeri giren iki asker benim adımı söylediler. O anda ayağa kalktım ve benim dedim. Benimde gözlerimi siyah bantla sıkıca bağladılar. Bu işlem bittikten sonra, koluma girip götürdüler. Götürdüklerinde az bir süre yürüdükten sonra, merdivenlerden yukarıya çıkardılar. Kapı çalındı ve içeriye girdik. Jandarmalar tekmil vererek, Mürsel Adıgüzel’i getirdik komitanım dediler. Sonra beni ileri doğru götürdüler. O zaman anladım ki beni sorgulama yapacak kişinin karşısına götürülüyorum. Rütbesini bilmediğim kişi, hemen sorgulama işlemini yapmaya başladı.
Bay komünist Mürsel Adıgüzel, şimdi senin işlemiş olduğun suçlarını yüzüne karşı okuyorum. Dikkatlice dinle ve cevap ver?
Bu sözü söyledikten sonra, akla hayale gelmeyen ve benim düşüncemle örtüşmeyen birçok suçu saydı.
Ben böyle bir suç işlemiş değilim ki sayıyorsunuz, dedim.
Ben anlamam, şimdi bu söylediklerime yaptığına dair evet dersen, sana işkence yaptırmam. Eğer evet demezsen, arkadaşlarına yapılan senada yapılır! Kaldı ki bu suçları işlediğine dair elimde fazlaca delil ve ihbarlar mevcuttur. Hakkında, işlemiş olduğun suçları bildiren, dilekçeler mevcuttur. Bize güçlük çıkarmadan işlemiş olduğun suçlarını kabul et ve imzalayıp git. İşkence görmeden, suçun neyse cezanı çekersin, dedi!
Benim cevap vermeme zaman bırakmadan, yaz asker, dedi. Ağzımdan bir kelime dahi çıkmadan, sanki ben itirafta bulunuyormuşum gibi, yazdırmaya başladı. Bana istinat edilen asılsız suçlamaları, kendi düşüncesine göre yazdırıyordu. Yazdırma işlemi tamamlandıktan sonra, yazdırdıklarını okumaya başladı. Kıraç köylü İsrafil’in süt olayından tutunda, Kars ve çevresinde ne kadar faili meçhul olay yapılmışsa, tamamını sanki ben yaptırmıştım. Sanki bu suçların tamamını ben işlediğimde, o da yanı başımdaymış gibi yazdırdı. Bu yazdırdıklarını okuduktan sonra, elime kalemi tutuşturdu. Şimdi vermiş olduğun bu ifadeni imzala git, dedi!
Ben hiçbir şey yapmadım ve de yaptırmadım. Kaldı ki bu yazdırdıklarınız bana istinat edilen asılsız suçlamadır. Gözlerimi açın ve soracağınız soruları yüzüme karşı sorun? Bende dost doğru cevabını vereyim. Daha sonrada imza edeyim. Kaldı ki, siz kendi kendinize yazdırdıklarınızı, imzalatmak istiyorsunuz. Ben asla ve asla işlemediğim suçları kabul edip böyle bir ifadeyi imza etmem, bilesiniz dedim!
Bu sözlerim üzerine, ağza alınmayacak küfürler etmeye başladı. Bu işlerin tamamını sen yapmışsın ve imza edeceksin, anladın mı? Şimdi! Bak ulan birde inkârdan geliyor komünist, pici!
Hayır, tekrar ediyorum, sizin bu saydıklarınızla ilgi ve alakalı hiçbir suç işlemedim ki imzalıyım. Tekrar ediyorum, sizin bu yazdırıp okuduklarınızın hiç biriyle, uzaktan ve yakından ilgim ve alakam olmamıştır. Siz kendi kendinize yazdırdıklarınızı, suçummuş gibi imzalatmaya çalışıyorsunuz. Elinizi vicdanına koyun ve boşu boşuna bana suç yüklemeye çalışmayın. Bu yazdırmış olduğunuz suçların tamamının benimle uzaktan ve yakından hiç bir ilgi ve alakası olmayan, suçlardır. Bu durumda bu suçları kabul edip, imzalamamı nasıl istersiniz benden!
Bu sözüm üzerine tekrar bağırıp çağırmaya başladı. Şimdi imzala ifadeni diyorum, yoksa fena olacaksın. O anda tekrar akla mantığa sığmayan küfürler etmeye başladı. Tekrar sağ elimden tutarak kalemi parmaklarımın arasına yerleştirirdi. İmzala olan komünist köpek, yoksa senin parmaklarını kıracağım, dedi!
Sayın komutan, ben komünist falan değilim. Ben Atatürkçü bir öğretmenim. Ben asla ve asla hiçbir zaman ve de herhangi bir olaya katılmış da değilim. Size hasımlarım tarafından uydurma ihbarlar yapılmış olabilir. Bu benim suçlu olduğumun kanıtı olamaz. Lütfen yanlış yapmayın. Küfür etmeyin. Ben suçsuzum ve bu yazdıklarınızı asla imzalamam bilesiniz. Kaldı ki ifademi almadan beni suçlu duruma düşürmeye çalışıyorsunuz.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair

Paylaş
Önceki Yazı

İyi Bir Uyku İçin Beş Önemli İpucu

Sonraki Yazı

Adını Unutan Kadın…

Mursel ADIGÜZEL

Mursel ADIGÜZEL

Mürsel Adıgüzel Kimdi: Sevgili okurlarım, Mürsel Adıgüzel1946 Kars doğumlu olup, İlkokulu Koçköy’de, Orta öğrenimini Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulunda okudu. Öğretmen olarak 1966-1967 öğretim yılında mezun oldu. Eğitim Fakültesi’ni bitirerek, öğrenimini tamamladı. Yurdun çeşitli il-ilçe ve köylerinde görev yaptı. Meslek yaşamı boyunca, sivil toplumcu anlayışı öne çıkardı. Eğitimin temel ilkelerine sahip çıkılmasının mücadelesini verdi. Birlik ve beraberlik içinde toplumsal dayanışmanın önderlerinden birisi oldu. Altı yıl TÖB-DER Yönetim Kurulu üyeliği ve bir dönem başkanlığını yürüttü. “EĞİT-DER” den “EĞİT-SEN”e çalışmaları içinde yer aldı. Dört yıl (Öğretmenler Sendikası) EĞİT-SEN’’in temsilciliğini yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi’nde görev alarak, dört yıl ilçe eğitim sekreterliği, bir yıl il eğitim komisyonu başkanlığı görevini sürdürdü. 10. Dönem Ümraniye İlçesinden seçilerek, İstanbul İl Genel Meclisi Üyeliği ve Grup Sekreterlik görevini yürüttü. Şimdi ise Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneğinin Onursal Başkanıdır. Kültürel bilgi birikimlerini toplumla paylaşmak adına, İstanbul Çamlıca Gazetesini açtı ve yönetti. Makalelerini Gazetesinde ve “Serhat Kültür Dergisi’nde” yayınlamaya başladı. İstanbul Çamlıca Gazetesi sonrasında, www.turkhaber.com, www.habersitesi.com da yazılarını yazdı. Şimdi ise www.yazarportal.com köşe yazarları gazetesinde yazılanı yazmaya devam etmektedir. Öğrencilik ve öğretmenlik yıllarından başlayan hece şiiri yazma çalışmaları, emekli olduktan sonrada devam etti. Şiirlerle Bayramlar, Mustafa Kemal Destanı, Var Git Kendi Yoluna”, “Adam Olursun”, “Yüreğimin Sesini Dinle”,”Duy Beni” şiir kitapları haricinde, “Karapapaklar ve Öyküleri/Soy Ağacı”, “Karapapaklar ve Öykülerim”, Bir Halkın İki Adı Terekeme/Karapapak”, “Unutulmayan Yıllar”, Halk hikayelerinden “Adıgüzel İle Gülçiçek Hikayesi” ve “Alimaho’nun Hatırı İçin Bir bardak Çay İçin” adlı kitapları yayınladı. Bu kitaplarının haricinde, 2011-2012-2013’de “Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneği”nin Şairler Grubunda yer alan şairlere, 60 konuda atışma düzenledi. Bu atışmaları “Şairler Antolojisi” adı altında iki kitapta toplayarak yayınlandı. Toplumsal ve sosyal faaliyetlerini aralıksız sürdüren Adıgüzel, eğitimcilik döneminden başlayarak yapmış olduğu başarılalı çalışmaları sonucunda, on iki teşekkür, beş başarı belgesi, beş sertifika, altı plaket ve bir devlet şeref belgesi sahibidir. Kendisine sağlıklı bir yaşam ve uzun ömürler diliyorum. Editör

İlişkili Yazılar

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun
Eğitim & Kültür

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

24 Kasım 2025
5k
Atatürk’ü Anlamak Gerek
Anma

Atatürk’ü Anlamak Gerek

10 Kasım 2025
5k
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nasıl Kuruldu
Gündem

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nasıl Kuruldu

29 Ekim 2025
5k
Yaşam ve Şiir
Edebiyat

Yaşam ve Şiir

18 Ekim 2025
5k
Sonraki Yazı

Adını Unutan Kadın...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap