6.BÖLÜM VE 17. KISIM
Demirci Mustafa’nın yaptıkları.
Böylece muhtarla maden sahibi ve nakliyeci kişilerle yapılan anlaşma protokolini imzalandı. Bu protokola göre, köylülerin yapacağı çalışma karşılığında ilk olarak beş bin lira ödediler. Bu parayı heyet adına açtırdığım hesaba yatırttım. Kalan parayı iş yapımı ortasında ve bitimi sonunda verileceği protokala yazılmıştı.
Ben hemen heyeti topladım, bu parayla bir traktör almayı, taş taşıma işini onunla yapmayı anlattım. Böylece taşımadan da kazanacağımızı söyledim. Heyet bu düşüncemi haklı bularak traktör alımı için çalışmalara başlattılar. Gidip yedi bin liraya bir traktör ve taşıyıcı arabasını aldılar. Geri kalan işi imece usulüne göre yaptırmayı kararlaştırdık. Bu düşüncemi köylülere kabul ettirdim. Köyün yakın bir yerinden döşeme taşı ocağı bulunmaktaydı. O ocaktan taşın çıkarılması işine hemen başlandı. Bir yandan taşlar patlatılıyor, bir yandan uygunluk derecesine göre kırılıp hazırlatılıyordu. Yirmi günlük bir çalışmayla, köy yolu bir baştan bir başa yapıldı. Bu işe kamyon sahipleri de memnun kaldı. Taahhüt etmiş oldukları parayı fazlasıyla ödediler. Artık bir traktörümüz ve bir miktar paramız vardı. Köylü, yeni yapılacak işlerin olduğunu bildiğinden, çalışmaları karşılığında yemiye isteme talebinde bulunmadılar. Heyet bu çalışmadan da cesaret alarak, ikinci yılda tavuk üretim işi için istenen ölçülerdeki binaların yapım işini ele aldılar.
Tavuk çiftliğine verilen tarla üzerinde, seçilen heyetin denetimi altında inşaatın yapımına başlandı. Bu arada Köyişleri ve Orman Bakanlığının yardım paralarıda gelmeye başladı. Bu yapım işi sürüp giderken, diğer yandan gençlere başka yeni iş imkânlarının da yollarını araştırmaya başladım.
Bölgede iki yıl önce Gediz depremi olmuş ve deprem alanı içinde kalan köylerden yurt dışına işçi gönderilmişti. Tabi bizim köylülerin bundan haberi yoktu. Ben bu durumu öğrenir öğrenmez, o işe de el attım. Bursa’dan bir danışman tutarak, yapılması gereken işlemleri öğrendim. İlk etapta çok mağdur durumda olan beş genci, yabancı ülkelere işçi olarak gönderttim. Gece gündüz durmadan o kadar çalışıyordum ki, okulun haricinde uyku uyumaya çok az zamanım kalıyordu. Nerdeyse sürmenaj olacak duruma gelmiştim. Sinir sistemlerim bozulmaya yüz tutmuştu. Kendi ürettiğim düşüncenin dışında, başka kimsenin sözünü ve düşüncelerini dinleyecek durumda değildim. Bu arada yapmış olduğum planlamamda, bu köyde uzun bir zaman kalmam gerekirdi. Köylüğü yüz üstü bırakmak içime sınmıyordu. Bu düşünce karmaşası içinde, yapmam gerekenleri eksiksiz yapmaktan geri durmuyordum. Bakanlığın önerisi doğrultusunda, tavukçuluk işinde çalışacak kişilerin tespit olunması gerekiyordu. Günlerden bir pazar günü çalışacak kişilerin seçimi için köylüğü okula toplantıya çağırdım. Toplantıya katılanların içinde, köyün demirci ustası Mustafa’da vardı. Bu kişi benim çalışmalarıma sürekli karşı çıkmaktaydı. O günde yapmış olduğum toplantıya Mustafa’da gelmişti. Bakanlığın önerisi doğrultusunda, tavukçuluk işinde çalışacak kişilerin seçilmesini ve eğitime gönderilmesi isteniyordu. O nedenle seçim yapılması gerekiyordu. Bende gönderilen genelgeyi okudum ve durumu anlatmaya başladım. Sonrasında okulların kapanmasına az bir zaman kaldı. Benim de yaz tatilin Kars’a gitmem gerekecek, gitmeden önce burada yaptırdığımız işlerin aksamamsı için, gerekli olan tedbirlerin alınması gerekir. Bu nedenle, tavuk üretiminde kimlerin çalışmak istediği seçimini yapmamız şarttır, dedim.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair





















