3.BÖLÜM,4. KISIM
Parabaş Süleymanın göçü ve ölümü, devam edecek.
Göçle gelen Adıgüzelli Hıdıroğlu ailesinden olan birinci derecede yakın akrabalarının büyük çoğunluğu, Karahan köyünde kalmak istemezler. Daha da ileri yerlere gitmek ve daha verimlilik sağlayacak yerler bulup yerleşmek isterler.
Parabaş Süleyman, hem kendilerinin ve hem de sürüsünün yorgun düştüğünü, kışa yaklaşıldığı nedeniyle bu anda başka birbölgeye gitmenin imkânsız olduğunu söyler. En az altı ay kalıp kışı burada geçirdikten sonra, istediğiniz gibi daha ileri yerlere gidebiliriz. Kaldı ki bu dar zamanda yeni bir yer bulmanın zaman alacağını bilmelisiniz. Malumanınız kışın yaklaştığı bu zamanda, sürüyle devam etmemiz, sürünün telef olmasına sebep oluruz. Sürüye barınacak yer bulmak çok zamanımızı alır. Başka bir yer için israr etmeyın. Hep birlikte burada bir müddet kalalım ve sonrasında yeni bir yer aramaya başlarız diyor.
Bu düşüncesi akrabaları tarafından kabul görmemesi, Parabaş Süleyman’ı çok üzüyor. Her birine ne kadar yalvar yakar ediyorsa da nafile oluyor. O kadar uğraşması sonuc vermiyor. Sürüsü olmayan akrabaları, Karahan köyünde kalma isteğini kabul etmiyorlar. Onların hedefleri daha verimli ve ormanlık alanlı olan yerleri, arayıp bulmaktı.
Parabaş Süleyman bütün ısrarlarının boşa çıktığını görünce, ayrılıp gitmek isteyenlerle vedalaşmak durumda kalıyor. O günden sonra akrabalarıyla Karahan köyündeki görüşmeleri, son görüşmesi olmuş oluyuor. Akrabaları Getirmiş oldukları kendilerine ait olan araç ve gereçlerini alarak, yeni yerler arayıp bulmak için onlardan ayrılıp gidiyorlar. Çobanların dışındaki alielerden sadece kendi aileleri, kalmış oluyor.
Bu göçün sonucunda, Sadaklı ve Hançallıda kalan akrabalarının haricinde, kendiyle birlikte gelen yakın akrabaları da ayrılıp gidiyorlar. Bu gidenler, bir rivayete göre, belli bir zaman sonra kendi aralarında da anlaşmazlığa düşerek, ayrı ayrı yönlere gidip yerleşmişlerdir.
Yapmış olduğum araştırmalar neticesinde, Parabaş Süleyman’la birlikte gelen akrabaları, ayrıldıktan sonra, bir kimisi Tokat’ın, Turhal çevresine, bir kimisi Muş’un, Bulanık ve yöresine, kimisi Sivas yöresine, kimisi da Kayseri’nin, Yahyalı yöresine gidip yerleşmişler.
Böylece, Adıgüzelli Hıdıroğlu ailesinin birlik ve beraberliği, Adıgüzel’in yaşadığı aşkın hüzünle bitmesi sonucunda, parçalanmış oluyor.
Parabaş Süleyman ve kardeşi Kahraman, Karahan köyünde bir müddet kaldıktan sonra, sürülerine uygun yer olarak Möküz köyünü seçerler. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra gidip Möküz köyüne yerleşirler. Bu köyde kaldıkları süre içinde, önce anaları Anaağız, sonrasında da Parabaş Süleyman vefat ediyor. Parabaş Süleyman’ı anasının yanına defnederler. Kahraman abisi Parabaş Süleyman’ın mezarının baş taşına, at başı figürlü bir taş diker. (Yolu Möküz köyüne düşen olursa, bu mezarı kolayca bulabilir.) Anasının ve abisinin ölümüne üzülen Kahraman, yeni arayışlar içine girer. Gidecekleri yerin mutlaka sürülerinin otlak yasını sağlayacak büyüklükte bir yerin olmasının şart olduğu düşünür. Bu düşünceyle yeni yaylalık yerler araştırmaya başlar. Uzun araştırmalar sonucunda, sürülerinin ve kendilerinin barınacakları yer olarak, bugünkü Arpaçay’ın, eski adı Sosgert köyü olan alanı (Bugün kü Taşdere köyü olan) bulmuş olur. Bütün aileyi alarak, Sosgert köyüne gelerek, keçe obalarını kurarlar.
Bu köye daha önce birkaç ailenin, Iraran’ın Suludüz bölgesinden göçüp gelen aileler yerleşmiş ve bunlara Şialar deniliyormuş. Kahraman buradaki Şiaların, kendileri gibi göçer olduklarını bildiğinden, buraya yerleşmesinde sorun yaşamaz. Hatta çok büyük yakın ilişkiler içerisine girmiş olurlar. Bu yakın ilişki sebebiyle, köylüler, gelen bu insanların kendi buldukları alana yerleşmesine karşı durmazlar. Hatta yerleşim sürecinde her türlü yardın ve desteği vermiş bulunuyorlar.
DEVAM EDECEK
Mürsela Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair





















