Günümüz dünyası bilhassa son 20 senede ortaya çıkan en mühim mesellerinden biri de ekonomik meseledir. Denebilir ki tarihin hiçbir döneminde ekonomik meseleler, milletler arası münasebetlerde, bugünkü kadar ağırlık kazanmamıştır bu gün bütün dünya ülkeleri siyasal kuvvet dengesi, güvenlik ve barış gibi meselelerden belki de çok daha fazla alarak ekonomik kalkınma refah daha iyi yaşama seviyesi gibi meselelere yoğun bir şekilde meşgul olmaktadır, bunun neticesi olarak ta bugünkü milletler arası münasebetlerde ekonomik faktör büyük bir ağırlığa sahip bulunmaktadır
Zengin ve fakir ülkelere iktisadın geri kalmış, gelişme halinde olan ülkelere, gelişmiş ülkeler arasındaki farklılıkları ekonomik ve ticari münasebetler ve ekonomi yardım münasebetleri yoluyla ortadan kaldırmak bugünkü milletlerarası münasebetlerin temel meselelerden birini teşkil etmektedir.
21.yüzyıl dünyasını şekillendiren faktörler olarak hep ekonomidir. Yeryüzünü şekillendiren hep zengin burjuva sınıfıdır hep zengin burjuva sınıfı siyaseti ekonomiye yön vermektedir, siyasette yön veren merkezler hep bu aktörlerin elindedir. Ufak bir kesim refah şahşahalı bir hayat yaşarken, koca bir kesim ise sefalet, açlık içindedir. Bu kapitalist sistem insanları küçültmekte, zayıflaştırma ve açlığa mahkum etmektedir. Avrupa zenginliği ve lüksü, Afrika ve diğer sömürü coğrafyalarına borçludur yıllardan beri Avrupa’nın diğer fakir ülkeleri sömürerek, petrol, doğalgaz, altın diğer değerli madeni eşyaları kendi ülkelerine taşıdılar. Uzak doğuyu diğer dünyanın bazı bölgeleri, yoksulluk ve sefalet getirdiler Afrika’nın bulaşıcı hastalık bölgesi olmasının sebebi Avrupa’dır; Öyle bir sisteme mahkum ettiler ki başlarında oynatacak takat bırakmadılar. Bu örnekleri bizim ülkemizde görebiliyoruz
Ülkemizde ekonomi ve siyaset aristokrat aktörlerin süzgecinden geçmektedir. Bu aktörler medyaya, petrole, yer altı, yerüstü kaynaklarına büyük şirketlere hakimler,kapitalist sistem hayatlarımızı her yanına müdahale etmesi yoksulluk,adaletsizlik,eşitsizlik,yaratan bu vahşi sistem her geçen gün bizi yavaş, yavaş çürütüp bitiriyor,sosyal demokrat olarak bu sistemiz rüzgarını kemiklerimde bile hissediyorum.
Bu sistem birbirine zıt iki düşünceyi doğurdu; PLATON’ un değimiyle bunlardan ilki insanlar doğuştan eşittirler toplumun kötü düzeni olarak bozuyor, güçlüler güçsüzleri eziyor kanunlar güçlülerin elinde güçsüzlere karşı bir silah olarak kullanıyor. İkincisi ise güçlünün, güçsüzü yönetmesi ezmesi tabiat gereğidir ve doğrudur insan haklı olmaya değil kuvvetli olmaya bakmalıdır. İkinci fikir olan kapitalsizimin ana maddesidir. Ülkemizde kapitalsizim çok etkilidir. Dış kapitalist mihraklar ile içerideki destekçileri hep bir karanlık koalisyon içindeler para için yapamayacakları şeyler yoktur. Bu mihraklara ben Benjamin Firaklini’in güzel bir sözüyle cevap vermek istiyorum. Para her şeyi yapan diyen adam bir gün para için her şeyi satan adamdır.
