Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Yüksel MERT

Kapalı Mektuba Cevap Vermeyen TRT Genel Müdürü

Yüksel MERT Yazar Yüksel MERT
29 Ocak 2012
Yüksel MERT
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kapalı Mektuba Cevap Vermeyen TRT Genel Müdürüne Açık Mektup

Dr. Halil ATILGAN

 Benim sevdam türkülerdir. Türkülerde anamın ağıtı, babamın sırları gömülüdür. Ana kucağının sıcaklığı vardır onlarda.

Sevdaların dumanı yükselir. Köyümün dağları şekillenir. Çayları çağlar. Tıpkı Uzun Yayladan doğup Akdeniz’e dökülen Seyhan nehri gibi… Kavuşamayanların arzusu siyim siyim gözyaşı olur türkülerde. “Aman aklımı başımdan aldı bu ceren / Edem seherde karşıma çıktı bu ceren” denildiğinde Amanos’lardan hışımla inen kar suları gelir aklıma. İşte bizim türkülere, bağlamaya, ozanlara, Karacaoğlan’a, Anadolu’ya, Çukurova’ya sevdamız bundandır. Bu sevda başımızdan hiç eksik olmaz. Uca dağ başına çökmüş kara bulut gibidir. Alıcı kuş gibi üstümüzde döner durur. Üstümüzde dönen bu sevdanın sarhoşluğunu yaşarken internetteki siteme bir ileti düştü.

İleti Merve Doğan adında bir bayandan geliyor ve de şöyle diyordu: “TRT AVAZ kanalında yayınlanan TÜRK DÜNYASINDAN İZLER programını hazırlamaktayız. Programın amacı Türk tarihinde ve gönüllerde yer etmiş değerli fikir, siyaset ve edebiyat alanındaki Türk büyüklerimizi gelecek kuşaklara aktarmak ve bu değerli şahsiyetlerle ilgili bir eser bırakmaktır. Bu çerçevede programımızın bir bölümünü de KARACAOĞLAN ile ilgili hazırlamayı planlamaktayız. Bu konuda sizinle de uygun gördüğünüz tarih ve yerde röportaj gerçekleştirmek isteriz. Yoğun iş temponuzdan bizlere kısa bir süre ayırıp değerli bilgilerinizi paylaşırsanız çok seviniriz. Size çalışmalarınızda başarılar dileriz. Görüşmek dileğiyle. Saygılarımızla.” Tarih: 28. 11. 2011, saat 12: 31: 03.

İletiye cevap yazdım. Ankara’da olduğumu, çekimin çalışma ofisimde gerçekleşebileceğini ifade ederek telefonumu bıraktım. Beni Merve Hanım aradı. Çekimin 11. 12.  2011 tarihinde yapılması karalaştırıldı. Neler söylerim düşüncesiyle güzel bir konuşma metni hazırladım. Hazırladığım konuşma metnini irticalen özetledim. Karacaoğlan’ı, Karacaoğlan’ın dilini şiirsel bir anlatımla takdim ettim. Geçekten düşündüğümüz gün ve saatte çekim gerçekleşti. Büyük ustayı şiir gibi anlatmaya çalıştım. Dedim ki…

O: Yüzyıllardır Anadolu’yu dalga dalga saran bir ses, dillerden düşmeyen türkü, gözlerde şavkıyan ışık, gönüllerde kabaran bir heyecan. Dağlarda uğultu, ovaların sarı başaklarında, ak çiçek açan Çukurova pamuğunda bereket, halk şiiri denilince akla ilk gelen isimdir Karacaoğlan. Yaylalar onunla yüce, tarlalar onunla zengin, Karaca Kızın yavuklusu, Elif’in tutkulusu, “Görülmeyi görülmeyi” daha da güzelleşen nice güzellere vurgun, ölünceye kadar gönlünün güzelini aramaktan yorgun, genç kızların kalbinde titreşim, âşıkların tellerinde ibrişim, delikanlıların yüreğinde cesarettir Karacaoğlan. Çukurova’nın, Erzurum’un, Ardahan’ın, kısaca Anadolu’nun övünç kaynağı, Halk Edebiyatımızın en büyük ustasıdır Karacaoğlan.

O şiirlerinde kanatlı bir kuştur. Bir bakarsınız Niğde’de, bir bakarsınız Mardin de, Maraş’ta, Göksun Tekir‘de yavuklusunu arar. O, şiirleriyle gönüllere taht kurmuş bir efsanedir. Halk dilini en iyi şekilde kullanan, uyaklarında hiç sıkıntı çekmeyen,  bir ustadır. O bizim gönlümüzün güzelidir. Hem de “Döne döne teneşirin üstünde/ Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz” diyen bir güzeldir. Elbet de böyle diyenin de düşmanı çok olacak, herkes onu sevecek, ona sahip çıkacak, sevgi gösterisinde bulunacaktır. Peki, nasıl olacak bu sevgi gösterisi. Elbette herkesin Karacaoğlan’ı sahiplenmesiyle gerçekleşecektir. Ve nitekim de öyle olmuştur.

Hayatıyla ilgili kesin hiçbir bilgi yokken, mezarının yeri dahi belli değilken, Mutlular, Fekeliler, Düziçililer, Erzurumlular, Kilisliler, Tarsuslular, Yozgatlılar, Azerbaycanlılar Çukurovalılar bu güzelin peşine düşmüşler. İşte bu güzel bizim topraklarımızın gülüdür diyerek duygularını dile getirmişler. Efendim elbette herkes Karacaoğlan’a sahip çıkmalı, onun adına geceler düzenlemeli. Çünkü o bizim gülümüzdür. Bu topraklarda doğup büyüyen, bu toprakların güzellerine, gelinlerine, kızlarına âşık olan bir ustadır Karacaoğlan. O, dertlilere deva, hastalara şifa, darda kalanlara ise Zümrüt’ü Anka kuşudur. O, aşk ve sevda şiirlerinin ustası, güzellerin hastası, batan güneşte, doğan ayda sevdiğini arayan, gönül yoldaşıdır diyerek şiirsel bir giriş yaptım. Sonra Çukurova’da Karacaoğlan Çığırmak geleneğini ve Karacaoğlan’daki dili şiirlerinden örnekler sunarak anlatım.

Çekimi gerçekleştiren arkadaşlar çalışma odamdaki bağlamayı görünce konuşmanın akabinde bir de kendi derlediğim Karacaoğlan türküsü okuttular. Böylece çekim tamamlandı. Yayınlanacağı gün ve saati bildiririz diyerek ekip ayrıldı.

Merve Hanım; 21. 12. 2011 tarihinde programın saat 22 00’de yayımlanacağını duyurdu. Benim kişisel bir özelliğim vardır. Benimle ilgili programları hiç kimseye özel olarak duyurmam. Fakat bu öyle olmadı. İşin içinde Karacaoğlan olunca durum değişti.  Konuya gönül veren birkaç arkadaşıma programın yayın saatini duyurdum. Keşke duyurmaz olaydım. Halt ettim.

Çoktandır televizyon seyretmediğim halde oturdum ekranın karşısına ne söyledik, ne dedik diye beklemeye başladım. Program bana bildiren saatten yaklaşık 15 dakika sonra başladı. Programı seyrediyorum. Şimdi beni konuşturacaklar. İşte geldi, işte geliyor, işte gelecek derkennnn… Program bitti. 45 dakikalık programa şahsımla ilgili yapılan söyleşiden ilaç niyetine de olsa bir paragraf konulmamıştı. Ancak yeni derlediğim, üç dörtlük okuduğum sözleri Karacaoğlan’a ait türkünün son dörtlüğü yayımlandı. Aslında ben programa konuşmacı olarak katılmıştım. Nasıl olur diye düşündüm. Olmuştu bile… Nasılı yoktu… Düşünsem de düşünmesem de program bitmiş yönetmen beni devre dışı bırakmıştı. Niye devre dışı bıraktı. Karacaoğlan’ı bilmediğim için mi? İyi konuşamadığım için mi? Bilmiyorum… Ama çok iyi bildiğim bir şey var… Türkiye’de üç kişi Karacaoğlan’ı biliyorsa, Karacaoğlan’ın türküsünü söylüyorsa, dilini konuşuyorsa biri benim. O halde…

Sn. Genel Müdür: Şimdi size soruyorum. Sizinle çekim yapacaklar. Zaman ayıracaksınız. Bir gün akşama kadar uğraşacaksınız. Bir hafta hazırlık yapacaksınız. Karacaoğlan’ın ününe şanına yakışır bir konuşmayı nasıl gerçekleştirim diye kılı kırk yaracaksınız. Mekânınız kullanılacak. Çekimin iyi olabilmesi için tüm imkânlarınızı seferber edeceksiniz. Üstelik hiçbir maddi çıkar düşünmeden. Şahsınıza hiç bir telif hakkı ödenmeden. Çekim bitecek. Onca emeğe rağmen programda size yer verilmeyecek. Neden yer verilmediği de tarafınıza bildirilmeyecek.

Ben TRT’ye çok program yapmış, yapılan programlara konuk olmuş birisiyim. Böyle bir programda yer alma, kendini gösterme hevesini çoktan aştım. Bu duygular benim için geride kaldı. Beni üzen: Ülke kültürüne yazarak, araştırarak kırk yıldır hizmet eden birisinin deneme tahtası olarak kullanılmasıdır.  Buna hiç kimse kail olmaz. Eğer böyle durum söz konusu olmuş ise (Ki… Ben bunun alasını yaşadım) program ekibine sormazlar mı? Neden bana hazırlık yaptırdınız? Yayımlamayacaktınız neden çekim yaptınız? Programda yer vermediğinizi niçin bana bildirmediniz. Size yer veremedik kusura bakmayın demediniz. 

Siz böyle bir durum karşısında ne yapardınız? Düşünmek bile tüylerinizi ürpertiyor değil mi? O ürpertiyi görür gibiyim.  İşte ben programın bitiminde o ürpertiyi bin defa yaşadım. Program sonunda yaşadığım ürpertiyi de siz yetkililerle paylaşmak istedim. İşte bu satırlar onun için yazıldı. Bu durum karışında sizler ne yapardınız. Bana da söyleyin, tavsiye edin ben de onu yapayım. Siz bırakın tavsiyeyi, TRT’nin “inter aktif” aracılığıyla gönderdiğim mektubu gale alıp da cevap bile vermediniz. Avaz TV’nin Genel Koordinatörü Sn. Adnan Süer Beyefendi de cevap verme lütfünde bulunmadı. Gönül almak büyüklüktür. Ne demiş koca Yunus: Kim ki gönül kırmışsa / İki cihan bedbahttı. Teslim Abdal: Engin olmak büyüklüktür / Engin ol gönül engin ol. Aynı duyguları Hacı Bektaşı Veli: “İncinsen de incitme” diyerek dile getirmiş. Siz bu yüceliği tarafıma gösteremediniz. Personelinizin şahsıma uyguladığı haksızlığa karşı duyarlı olup, yarım da olsa: Yarım alma gönül alma diyemediniz. Kapalı mektubuma cevap vermediğiniz için bana açık mektup yazdırdınız.

Bilesiniz ki bu dünya Sultan Süleyman’a kalmadı. Koltuklar hiç kimseye baki değil. Sizler fanisiniz. Ama ben: Bu ülkenin kültürüne 30 kitap, 150 makale yazdığım için, ulusal ve uluslar arası bilgi şölenlerinde 50’ye yakın tebliği sunduğum için baki kalacağım.( incirgedigi@gmail.com bakabilirsiniz.)  İşte aradaki fark bu.

 Satırlarımı yeni yayımlanan kitabımdan bir kamyon arkası yazısıyla noktalamak istiyorum: RÜZGÂR ÖZÜR DİLESE DE / DAL KIRILDI BİR KERE…

Artık cevap beklemiyorum. Saygılarımla…

Not: Ömrünü Devlet ve Milleti’ne adayan ilkokul öğretmenim Halil ATILGAN hocama vefa adına okurlarımızla paylaşmak istedim.. 

Paylaş
Etiketler: Ben TRT’ye çok program yapmışBenim sevdam türkülerdir.Hayatıyla ilgili kesin hiçbir bilgi yokkenTürkülerde anamın ağıtıyapılan programlara konuk olmuş birisiyim.
Önceki Yazı

Jitem Karargâhından Çıkan Kemikler -II- Beyaz Toroslar

Sonraki Yazı

Fatih, Taksim, Harbiye… Lavuklar ve Labutlar!

Yüksel MERT

Yüksel MERT

İlişkili Yazılar

Yüksel MERT

Ceyhan Şehremini Aemdar Öztürk’e Mertçe Çağrımızdır!

10 Haziran 2017
5k
Yüksel MERT

Gönlüm Zirvede Dedim Ya!

23 Nisan 2017
5k
Yüksel MERT

Hayata Gülser

21 Nisan 2017
5k
Yüksel MERT

İcradan Mal Almak!

18 Nisan 2017
5k
Sonraki Yazı

Fatih, Taksim, Harbiye... Lavuklar ve Labutlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap