Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halit SUİÇMEZ (Dr.)

Kalkınmacı Devlete Çok İhtiyacımız Var

Dr. Halit SUİÇMEZ Yazar Dr. Halit SUİÇMEZ
17 Eylül 2016
Halit SUİÇMEZ (Dr.)
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kalkınma-gelişme önerileri yaparken önce tarihe bakacağız.

Son elli yılda(1960-2010) yaşadığımız verimlilik atılımlarını kalıcılaştıramadık.

İlk verimlilik hızlanmasını 1960-70’lerde yaşadık. KİT’ler ucuz sanayi girdisi sağladı, ithalat duvarları da sanayicileri korudu, bu durum 1979-80 kriziyle son buldu.

İç ve dış bazı rantlara dayalı bir verimlilik hamlesi yaşanmıştır.

İkinci hamle 1980’lerde olmuştur.

Dışarıdan gelen yapısal uyum kredileri ve içerden sağlanan ihracat teşvikleri ile yükselen bir verimlilik atılımı daha yaşandı.

Sanayide artan sermaye birikimi 1989’a doğru yavaşlamıştır.

1990’lı yıllar ise; büyüme, üretim, istihdam, verimlilik, ihracat gibi her bakımdan tam bir “kayıp yıllar” olmuştur.

2001 krizi sonrasında ise, IMF kredileri, küresel ucuz dövize dayalı sıcak para akımları gibi finansal kaynaklarla yeni bir verimlilik yükselmesi sağlanmıştır.

Ucuz borçlanma olanakları 2008 kriziyle bitti.

2010 sonrası tam bir verimlilik durgunluğu sözkonusudur.

Her defasında rantlara ve borçlanmaya dayalı genişleme konjonktürü, söz konusu rant kaynaklarının kurumasıyla birlikte yeniden durgunluğa itilmiştir.

Peki, diyelim ki, bu saptamalar doğru. Ne olması gerekirdi?

Şunu beklerdik:
Ulusal tasarruflara dayalı, sürdürülebilir ve araştırma-geliştirme (Ar-Ge) kazanımlarına dayalı bir teknoloji hamlesi olsun ve  verimlilik sıçramaları esas olarak bunlara dayandırılsın.

Bu nasıl olacak? Bu, sanayileşme stratejisi ile mümkün.

Devlet, henüz üretilmemiş, yüksek katma değerli yeni ürünleri üretecekleri desteklemelidir.

Kalkınmacı devletin burada çok aktif olması gerekir. Kalkınmacı devlet “göreceli üstünlükleri” bizzat yaratmalıdır.

Aktif, demokratik katılımlı, bölgesel eşitsizlikleri de giderici bir kamusal planlama bu alanda çok yararlı olacaktır.

Efendim var zaten, 10. Kalkınma Planımız. Var ama; uygulama nasıl, orada temellenen ilkeler uygulamaya konmakta mıdır?

Ortada çok sayıda cilalı, güzel, ama içeriği boşaltılmış kavram dolaşmaktadır.

Sıralayalım; ”yapısal reformlar”, “strateji belgeleri”, “inovasyon – girişimcilik”, “üniversite – sanayi işbirliği”, “Ar-Ge destekleri” gibi..
Bunlar elbette gerekli ve gerekleri de yapılsa çok faydalı olacak kavramlar.

Peki, son 20-30 yılda hangi markayı dünya piyasalarına hediye ettik, hangi alanda teknolojik bir sıçrama yaptık, temel bilimlerin hangi dalında bir teori ve ya yaklaşım oluşturduk?..

En yakını, biz, Türkiye iktisatçıları, yazan-çizen-düşünen sosyal bilimciler olarak bir “Türkiye İktisat Okulu” kurabildik mi?..

Bu alanda çok çalışan-yazıp-düşünen, Sayın Hocam Prof. Dr. Hasan Gürak’ı kaçımız okuduk?

Hemen her iktisadi-sosyal faaliyetin bir rant tasarımına dönüştürülmüş olduğu ülkemizde, bu uygulamalara seçenek olabilecek büyüme modellerini açıklayabildik mi?

Sonuçta, kalkınmacı, üretken, bilimsel, yönlendirici, etkin bir devlete, yönetim anlayışına çok çok ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyim.

Bu konularda kitap önerisi;
1.Ha-Joon Chang, Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü, İletişim Yayınevi, 2003.
2. Ha-Joon Chang ve Ilene Grabel, Kalkınma Yeniden, Alternatif İktisat Politikaları El Kitabı, İmge Kitabevi, 2005

Kalkınma-gelişme önerileri yaparken önce tarihe bakacağız.

Son elli yılda(1960-2010) yaşadığımız verimlilik atılımlarını kalıcılaştıramadık.

İlk verimlilik hızlanmasını 1960-70’lerde yaşadık. KİT’ler ucuz sanayi girdisi sağladı, ithalat duvarları da sanayicileri korudu, bu durum 1979-80 kriziyle son buldu.

İç ve dış bazı rantlara dayalı bir verimlilik hamlesi yaşanmıştır.

İkinci hamle 1980’lerde olmuştur.

Dışarıdan gelen yapısal uyum kredileri ve içerden sağlanan ihracat teşvikleri ile yükselen bir verimlilik atılımı daha yaşandı.

Sanayide artan sermaye birikimi 1989’a doğru yavaşlamıştır.

1990’lı yıllar ise; büyüme, üretim, istihdam, verimlilik, ihracat gibi her bakımdan tam bir “kayıp yıllar” olmuştur.

2001 krizi sonrasında ise, IMF kredileri, küresel ucuz dövize dayalı sıcak para akımları gibi finansal kaynaklarla yeni bir verimlilik yükselmesi sağlanmıştır.

Ucuz borçlanma olanakları 2008 kriziyle bitti.

2010 sonrası tam bir verimlilik durgunluğu sözkonusudur.

Her defasında rantlara ve borçlanmaya dayalı genişleme konjonktürü, söz konusu rant kaynaklarının kurumasıyla birlikte yeniden durgunluğa itilmiştir.

Peki, diyelim ki, bu saptamalar doğru. Ne olması gerekirdi?

Şunu beklerdik:
Ulusal tasarruflara dayalı, sürdürülebilir ve araştırma-geliştirme (Ar-Ge) kazanımlarına dayalı bir teknoloji hamlesi olsun ve  verimlilik sıçramaları esas olarak bunlara dayandırılsın.

Bu nasıl olacak? Bu, sanayileşme stratejisi ile mümkün.

Devlet, henüz üretilmemiş, yüksek katma değerli yeni ürünleri üretecekleri desteklemelidir.

Kalkınmacı devletin burada çok aktif olması gerekir. Kalkınmacı devlet “göreceli üstünlükleri” bizzat yaratmalıdır.

Aktif, demokratik katılımlı, bölgesel eşitsizlikleri de giderici bir kamusal planlama bu alanda çok yararlı olacaktır.

Efendim var zaten, 10. Kalkınma Planımız. Var ama; uygulama nasıl, orada temellenen ilkeler uygulamaya konmakta mıdır?

Ortada çok sayıda cilalı, güzel, ama içeriği boşaltılmış kavram dolaşmaktadır.

Sıralayalım; ”yapısal reformlar”, “strateji belgeleri”, “inovasyon – girişimcilik”, “üniversite – sanayi işbirliği”, “Ar-Ge destekleri” gibi..
Bunlar elbette gerekli ve gerekleri de yapılsa çok faydalı olacak kavramlar.

Peki, son 20-30 yılda hangi markayı dünya piyasalarına hediye ettik, hangi alanda teknolojik bir sıçrama yaptık, temel bilimlerin hangi dalında bir teori ve ya yaklaşım oluşturduk?..

En yakını, biz, Türkiye iktisatçıları, yazan-çizen-düşünen sosyal bilimciler olarak bir “Türkiye İktisat Okulu” kurabildik mi?..

Bu alanda çok çalışan-yazıp-düşünen, Sayın Hocam Prof. Dr. Hasan Gürak’ı kaçımız okuduk?

Hemen her iktisadi-sosyal faaliyetin bir rant tasarımına dönüştürülmüş olduğu ülkemizde, bu uygulamalara seçenek olabilecek büyüme modellerini açıklayabildik mi?

Sonuçta, kalkınmacı, üretken, bilimsel, yönlendirici, etkin bir devlete, yönetim anlayışına çok çok ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyim.

Bu konularda kitap önerisi;
1.Ha-Joon Chang, Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü, İletişim Yayınevi, 2003.
2. Ha-Joon Chang ve Ilene Grabel, Kalkınma Yeniden, Alternatif İktisat Politikaları El Kitabı, İmge Kitabevi, 2005

Kalkınma-gelişme önerileri yaparken önce tarihe bakacağız.

Son elli yılda(1960-2010) yaşadığımız verimlilik atılımlarını kalıcılaştıramadık.

İlk verimlilik hızlanmasını 1960-70’lerde yaşadık. KİT’ler ucuz sanayi girdisi sağladı, ithalat duvarları da sanayicileri korudu, bu durum 1979-80 kriziyle son buldu.

İç ve dış bazı rantlara dayalı bir verimlilik hamlesi yaşanmıştır.

İkinci hamle 1980’lerde olmuştur.

Dışarıdan gelen yapısal uyum kredileri ve içerden sağlanan ihracat teşvikleri ile yükselen bir verimlilik atılımı daha yaşandı.

Sanayide artan sermaye birikimi 1989’a doğru yavaşlamıştır.

1990’lı yıllar ise; büyüme, üretim, istihdam, verimlilik, ihracat gibi her bakımdan tam bir “kayıp yıllar” olmuştur.

2001 krizi sonrasında ise, IMF kredileri, küresel ucuz dövize dayalı sıcak para akımları gibi finansal kaynaklarla yeni bir verimlilik yükselmesi sağlanmıştır.

Ucuz borçlanma olanakları 2008 kriziyle bitti.

2010 sonrası tam bir verimlilik durgunluğu sözkonusudur.

Her defasında rantlara ve borçlanmaya dayalı genişleme konjonktürü, söz konusu rant kaynaklarının kurumasıyla birlikte yeniden durgunluğa itilmiştir.

Peki, diyelim ki, bu saptamalar doğru. Ne olması gerekirdi?

Şunu beklerdik:
Ulusal tasarruflara dayalı, sürdürülebilir ve araştırma-geliştirme (Ar-Ge) kazanımlarına dayalı bir teknoloji hamlesi olsun ve  verimlilik sıçramaları esas olarak bunlara dayandırılsın.

Bu nasıl olacak? Bu, sanayileşme stratejisi ile mümkün.

Devlet, henüz üretilmemiş, yüksek katma değerli yeni ürünleri üretecekleri desteklemelidir.

Kalkınmacı devletin burada çok aktif olması gerekir. Kalkınmacı devlet “göreceli üstünlükleri” bizzat yaratmalıdır.

Aktif, demokratik katılımlı, bölgesel eşitsizlikleri de giderici bir kamusal planlama bu alanda çok yararlı olacaktır.

Efendim var zaten, 10. Kalkınma Planımız. Var ama; uygulama nasıl, orada temellenen ilkeler uygulamaya konmakta mıdır?

Ortada çok sayıda cilalı, güzel, ama içeriği boşaltılmış kavram dolaşmaktadır.

Sıralayalım; ”yapısal reformlar”, “strateji belgeleri”, “inovasyon – girişimcilik”, “üniversite – sanayi işbirliği”, “Ar-Ge destekleri” gibi..
Bunlar elbette gerekli ve gerekleri de yapılsa çok faydalı olacak kavramlar.

Peki, son 20-30 yılda hangi markayı dünya piyasalarına hediye ettik, hangi alanda teknolojik bir sıçrama yaptık, temel bilimlerin hangi dalında bir teori ve ya yaklaşım oluşturduk?..

En yakını, biz, Türkiye iktisatçıları, yazan-çizen-düşünen sosyal bilimciler olarak bir “Türkiye İktisat Okulu” kurabildik mi?..

Bu alanda çok çalışan-yazıp-düşünen, Sayın Hocam Prof. Dr. Hasan Gürak’ı kaçımız okuduk?

Hemen her iktisadi-sosyal faaliyetin bir rant tasarımına dönüştürülmüş olduğu ülkemizde, bu uygulamalara seçenek olabilecek büyüme modellerini açıklayabildik mi?

Sonuçta, kalkınmacı, üretken, bilimsel, yönlendirici, etkin bir devlete, yönetim anlayışına çok çok ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyim.

Bu konularda kitap önerisi;
1.Ha-Joon Chang, Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü, İletişim Yayınevi, 2003.
2. Ha-Joon Chang ve Ilene Grabel, Kalkınma Yeniden, Alternatif İktisat Politikaları El Kitabı, İmge Kitabevi, 2005

Kalkınma-gelişme önerileri yaparken önce tarihe bakacağız.

Son elli yılda(1960-2010) yaşadığımız verimlilik atılımlarını kalıcılaştıramadık.

İlk verimlilik hızlanmasını 1960-70’lerde yaşadık. KİT’ler ucuz sanayi girdisi sağladı, ithalat duvarları da sanayicileri korudu, bu durum 1979-80 kriziyle son buldu.

İç ve dış bazı rantlara dayalı bir verimlilik hamlesi yaşanmıştır.

İkinci hamle 1980’lerde olmuştur.

Dışarıdan gelen yapısal uyum kredileri ve içerden sağlanan ihracat teşvikleri ile yükselen bir verimlilik atılımı daha yaşandı.

Sanayide artan sermaye birikimi 1989’a doğru yavaşlamıştır.

1990’lı yıllar ise; büyüme, üretim, istihdam, verimlilik, ihracat gibi her bakımdan tam bir “kayıp yıllar” olmuştur.

2001 krizi sonrasında ise, IMF kredileri, küresel ucuz dövize dayalı sıcak para akımları gibi finansal kaynaklarla yeni bir verimlilik yükselmesi sağlanmıştır.

Ucuz borçlanma olanakları 2008 kriziyle bitti.

2010 sonrası tam bir verimlilik durgunluğu sözkonusudur.

Her defasında rantlara ve borçlanmaya dayalı genişleme konjonktürü, söz konusu rant kaynaklarının kurumasıyla birlikte yeniden durgunluğa itilmiştir.

Peki, diyelim ki, bu saptamalar doğru. Ne olması gerekirdi?

Şunu beklerdik:
Ulusal tasarruflara dayalı, sürdürülebilir ve araştırma-geliştirme (Ar-Ge) kazanımlarına dayalı bir teknoloji hamlesi olsun ve  verimlilik sıçramaları esas olarak bunlara dayandırılsın.

Bu nasıl olacak? Bu, sanayileşme stratejisi ile mümkün.

Devlet, henüz üretilmemiş, yüksek katma değerli yeni ürünleri üretecekleri desteklemelidir.

Kalkınmacı devletin burada çok aktif olması gerekir. Kalkınmacı devlet “göreceli üstünlükleri” bizzat yaratmalıdır.

Aktif, demokratik katılımlı, bölgesel eşitsizlikleri de giderici bir kamusal planlama bu alanda çok yararlı olacaktır.

Efendim var zaten, 10. Kalkınma Planımız. Var ama; uygulama nasıl, orada temellenen ilkeler uygulamaya konmakta mıdır?

Ortada çok sayıda cilalı, güzel, ama içeriği boşaltılmış kavram dolaşmaktadır.

Sıralayalım; ”yapısal reformlar”, “strateji belgeleri”, “inovasyon – girişimcilik”, “üniversite – sanayi işbirliği”, “Ar-Ge destekleri” gibi..
Bunlar elbette gerekli ve gerekleri de yapılsa çok faydalı olacak kavramlar.

Peki, son 20-30 yılda hangi markayı dünya piyasalarına hediye ettik, hangi alanda teknolojik bir sıçrama yaptık, temel bilimlerin hangi dalında bir teori ve ya yaklaşım oluşturduk?..

En yakını, biz, Türkiye iktisatçıları, yazan-çizen-düşünen sosyal bilimciler olarak bir “Türkiye İktisat Okulu” kurabildik mi?..

Bu alanda çok çalışan-yazıp-düşünen, Sayın Hocam Prof. Dr. Hasan Gürak’ı kaçımız okuduk?

Hemen her iktisadi-sosyal faaliyetin bir rant tasarımına dönüştürülmüş olduğu ülkemizde, bu uygulamalara seçenek olabilecek büyüme modellerini açıklayabildik mi?

Sonuçta, kalkınmacı, üretken, bilimsel, yönlendirici, etkin bir devlete, yönetim anlayışına çok çok ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyim.

Bu konularda kitap önerisi;
1.Ha-Joon Chang, Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü, İletişim Yayınevi, 2003.
2. Ha-Joon Chang ve Ilene Grabel, Kalkınma Yeniden, Alternatif İktisat Politikaları El Kitabı, İmge Kitabevi, 2005

Paylaş
Etiketler: gelişmekalkınmaKalkınmacı DevleteönerilerSermaye birikimi
Önceki Yazı

Şeker Endüstrisinin Dünyayı Nasıl Kandırdığı Ortaya Çıktı

Sonraki Yazı

Şirket Zengini Devlet!

Dr. Halit SUİÇMEZ

Dr. Halit SUİÇMEZ

İlişkili Yazılar

Fatma Nida GENÇ’in Gün Doğumu Kitabı Üzerine…
Edebiyat

Fatma Nida GENÇ’in Gün Doğumu Kitabı Üzerine…

20 Şubat 2025
5.1k
Edebiyatta Ne Yapmalıyız?..
Edebiyat

Edebiyatta Ne Yapmalıyız?..

07 Kasım 2024
5k
Hayatın Anlamı Üzerine…
Edebiyat

Hayatın Anlamı Üzerine…

31 Ekim 2024
5k
Fatih Atila’nın “Beethoven Clup” Romanında Ekonomi Politik Unsurlar..
Edebiyat & Sanat

Fatih Atila’nın “Beethoven Clup” Romanında Ekonomi Politik Unsurlar..

24 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Şirket Zengini Devlet!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap