“Millî bağımsızlık, millî kültür ile eş olması nedeniyle bulunmakta olduğunuz öğretim kürsülerinde memleketin siz bilim adamları da hiç şüphesiz aynı çaba ve savaşın kahramanlarısınız. Bu nedenle değerli hizmetlerinizin daima artıcı ve verimli başarılarla devamını ve yükselmesini temenni eder ve bana verdiğiniz fahrî profesörlüğü içten övünç nedeni ve bir yüksek rütbe olarak kabul ettiğimi tekrar teşekkürlerimle beraber saygı ile bildiririm efendim.”
1923 (Atatürkün S.D.V, s.146-147)
————————————————
“Kitap yazma ve çeviri işleri, millî egemenliğin dayanağı ve millî kültürün en önemli yayılma araçlarıdır.”
1923 (Atatürkün S.D.I, s.289)
————————————————————–
***
Arkadaşım Feridun Güntürkünün yönlendirmesi ve tavsiyesi sonucu AKSEL ÖZTÜRKün HOŞ SESLER, HOŞ SÖZLER adlı Çitlembik Yayınları arasında olan başyapıt nitelikli deneme kitabı, imzalı olarak bana ulaştı.
Tam 278 sayfa içerikli kitabı inceledim. Ancak yazı puntoları biraz büyük olabilirdi.100.Yılında Cumhuriyetimize adanmış bir yapıt… Başta yazarın Teşekkür yazısı, İçindekiler, Önsöz, Başlangıç, dokuz bölüm ve Dizin yer almaktadır.
Derinlikli yaklaşımla titiz ve araştırmaya dayalı, yoğun emek verilen bir çalışmanın ürünü, olduğunu rahatça söyleyebilirim. Yaşantının kitaplaştırılması demek de doğru olur. Bir sabah kalkarken yataktan düştüğünü belirten yazar, Düşmek Üzerine yazısını en başa koyduğuna işaret etmektedir. Bu yapıttan köşe yazarları yararlanabilirler.
Kitap arkası yazısı:“ Tek bir günde ağzımızdan binlerce kelime dökülüyor. Çoğu zaman bu kelimelerin kökenleri, tarihleri, değişik anlamları, nerelerde kullanıldıkları aklımıza bile gelmiyor. Hâlbuki konuştuğumuz dil ve seçtiğimiz kelimeler, yaşadığımız toplumla, kültürümüzle, bizimle ilgili önemli bilgiler içeriyor.
Aksel Öztürk bu kitabına ″düşmek″ten ″yıldırmak″a kadar 250den fazla Türkçe kelimeyle ilgili araştırmalarını, ilginç düşüncelerini ve bu kelimelerin ona hatırlattıklarını bizimle paylaşıyor. Fırsat buldukçada Türkçeye girmiş zorlama, uydurma kelimeri ve ″uydurukçular″ın yanlışlarını tespit ediyor. Ortaya, fikirlerimiz ve duruşumuz ne olursa olsun, paylaştığımız bu dilin tarih içinde ve günümüzde, birbirimiz arasında kurduğu bağların (ya da ördüğü ilmeklerin) ipuçları çıkıyor…”
Yazarının özgeçmişini aktarayım:
Aksel Öztürk, 1937-Kayseri doğumlu. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Makine Mühendisliği Bölümünde (Makine Fakültesi) öğretim üyesi olarak görev yapmış, pek çok İTÜ´lünün de hocası olmuştur. Anne Kayserili, baba Nevşehir Derinkuyuludur. Kayseri Lisesinden sonra İTÜ Makine Mühendisliğinde okumuştur. Doktora eğitimini University of Michiganda tamamlamış ve orada Nancy Rinke ile evlenmiştir. Bir kızı, bir oğlu ve dört tane torunu bulunmaktadır.
Doktora yaparken U of Mde öğretim görevlisi olarak ders vermiştir. Doktora sonrası görevine İTÜ Makine Fakültesinde devam etmiştir. Türkiye döndükten sonra, otuz beş yıl kadar süreyle İTÜde ders verirken, aynı zamanda, Trabzon, Eskişehir ve Kayserideki üniversitelerde de dersler vermiştir.
Kayseriyi ve Kayseri kültürünü çok sever. Lise yıllarında arkadaşı Hüseyin Altmışyedioğluyla yeni çıkan kitapları alıp okumaya alışmıştır. O yıllarda çıkan Türk Dili dergisine abone olmuştur.
***
Sayın Aksel Öztürkü evinde ziyaret ettim. İçten karşılandım. Karşılıklı konuşmamızı sürdürdük. Yardımcısı da ilgilendi. Aksel Öztürkün yazma uğraşı içinde olduğunu gözlemledim. Onun İyi İnsan Teorisi; erdem ve doğruluk üzerine dayandırılmaktadır.
Bu sırada telefonun görüntülü görüşmesini açarak arkadaşım Feridun Güntürkün ile görüşmelerini gerçekleştirdik. Her ikisi de mutlu oldular!
İzin isteyerek ayrıldım. Sayın Aksel Öztürkü tanıdığım için mutlu oldum! Kendisine esenlikler dilerim.























