Adamın birine mikrofon uzatılıyor:
Kadın erkek eşitliği hakkında soru soruluyor. Adam da biraz da espriyle demiş ki:
Benim yaşadığım ülkede kadınla erkek eşit değil. Kanıta gerek yok bunu zaten sizler de biliyorsunuz.”
Sokak röportajını sunan soruyor:
“Nasıl, biraz açar mısınız?”
Adam sıralıyor:
“Biz erkekler eşitsizliği daha küçükken öğreniyoruz.
Mesela,
Anaokuluna gönderiyorlar bizi çünkü babaokulumuz yok.
Sonra okulda öğretmen bize “Anafikir” veriyor, çünkü babafikir yok.”
Susuyor adam sunucu ilginç buluyor konuyu;
“Lütfen devam edin” diyor.
Adam nokta virgül koymadan sıralıyor.
“Kadına her alanda, her yerde hak vermişler. Mesela;
Anafen var, babafen yok.
Analiz var, babaliz yok.
Ana Yemek var, baba yemek yok.
Anasayfa var, babasayfa yok.
Anahat var, babahat yok.
Anayasa var, babayasa yok.
Adres soruyoruz: Bize “Ana yolu” işaret ediyorlar. Çünkü, babayol yok.
Daha da ileri gideyim:
Dünyada ve ülkemizde her yıl “Kadınlar günü” kutlanıyor ama erkekler günü kutlanmıyor.
Hatta kendi evine dahi insan “Anahtar” ile giriyor. Zira “Babahtar” yok..!
Şimdi siz yanıtlayın bu ülkede eşitlik var mı?”
Tv’i kapıyorum.
İlginç değil mi?
Bence yaratılışta da kadın erkek eşit değil.
Erkeğe kadında olmayan bir güç vermiş Yaratıcı. Erkek bir kadına vurdu mu, duvarda fotokopisini çıkartıyor.
Boşuna dırlanıp harlanmasın erkekler. Gücünüze karşı bizlere de “Anahatlar” verilmesi eşitliği sağlamış Yaratan.
Kadını özel ve doğurgan kılmış. İnsan türünün yaşaması için “ANA” olmamızı sağlamış.
Bu yüzden sevin sayın eli öpülecek kadın (Ana)larınızı…
Şaka veya gerçek bir yana…
Kalın sağlıcakla…
Ve sevgiyle.
Emine Pişiren/ Kocaeli























