Gün yavaşça inmekte usulca gökyüzünden
Pür neşe mutluluk var arama iz hüzünden
Uzanmakta gölgeler suyun mavi yüzünden
Körfez kızıla durur kıpkırmızı özünden
Kalbin seviyle başka attığı yer Dikili
O güneşin en güzel battığı yer Dikili.
Sedat Celil Bullalıoğlu
Diş hekimi / Gazeteci
Merada Termal Tesislerine ikinci kez gidişimiz, 30 Kasım-07 Aralık 2018 tarihlerinde gerçekleşti. Kısaca değineyim: Sabiha
Gökçen’den bindiğimiz uçak, İzmir Havaalanına ulaştırdı. İzban’a binerek yol aldık. Öğrencilik günlerimden bu yana çok değişen İzmir görüntülerini izleyerek Aliağa’da olduk. Oradan minibüsle Dikili’ye geldik.
Dikili hal pazarından kimi mutfak gereksinimlerimizi aldıktan sonra İlker–Sevgi Güven çiftiyle Dikili Öğretmenevi’nde buluştuk. Üç yaşındaki Bahar konu edildi. Adının Tekneye verildiği anlaşıldı. Söyleşi sonrası İlker, bizi aracıyla Merada Termal’e bıraktı. Babası Hamit Beyin derinlikli kültürü, İlker’e beyefendilik olarak yansımıştır. (Kendisine teşekkürü bir borç bilirim.)
Ön büroda görevli İmam Akmeşe, kayıtlarımızı yaptı ve kalacağımız daireye gitmemize rehberlik etti. Gereken yardımda bulanarak görevinin ehli bir çalışan olduğunu kanıtladı!
Kimi teknik eksiklikler Değer Kılıç’ın çabası sonunda tamamlandı. Resepsiyonda görevli Merve Başer ve Eren Güngör’ü de tanıma fırsatımız oldu.
Daire içi eksiklikleri görevlilere ısrarla belirterek tamamlattık. Yakın çevreden gelenlerle cumartesi-pazar günleri tesis çok kalabalık oldu. Kimi zaman elektrik kesintileri karanlıkta bıraktı! Termalden yararlanmamızın yanı sıra doğa yürüyüşü yaptık. Her gün düzenli gelen gazeteler okuma fırsatımız yarattık.
Bu günlerde ortamın soğuk olmasına karşın önlemlerimizi aldık. İki yıl öncesine göre burada ilerleme olmadığını, hatta bir yönetim boşluğu olduğunu gözlemledim.
Başkaca tanıma-tanışma olanağımız; masör, sağlıkçı ve beden eğitimi öğretmeni Hüseyin Karagöz, Vitamin Bar çalışanlarından Gökhan Akbudak, Onur Bulut, Rıdvan Kaya, satış kontrol görevlisi Can Barlas ve marketçi Rahmi Özdemir ile oldu. Esat Kazık’ın (Tlf 535 855 92 52) servis aracı ile Dikili’ye dönüş gerçekleşti.
Dikili Öğretmenevi Müdürü Harun Karabıyık ve ön büro görevlisi Gülay Keskin ile tanışma, söyleşme ve çaylarını yudumlama fırsatımız oldu.
***
Dünya edebiyatında silinmez izler bırakan şair Hugo, İzmir’e gelmemesine karşın kentin ününden efsaneli büyüsünden ve bir amazon kraliçesi tarafından kurulup isimlendirilmesinden etkilenmiştir.
Victor Hugo, 1829 yılında yayınlanan “Les Orientales” adlı kitabındaki “La Captive” başlıklı şiirinde ünü batıya yayılan İzmir’i bir prensese benzetir. Romantizm akımının ünlü Fransız şairi ve romancısı Hugo’nun, İzmir için yazdığı şiir:
İzmir bir prensestir
çok güzel küçük şapkasıyla.
Mutlu ilkbaharlar durmaksızın
onun çağrısına yanıt verir.
Nasıl vazo içindeki çiçekler gülümserse,
o da denizler arasından ışıldar.
Hatta Arşipel’in yaratılışından çok daha tutkulu.
Dikili’den İzmir’e aynı yoldan dönüş yaptık. Narlıdere’den Güzel İzmir manzarasını izleyerek bir konukevinde konakladık. Yarıntesi Fahretin Altay Meydanı… 202 Numaralı otobüsle Havalını… Dönüş, İstanbul…Hoşça kal İzmir!





















