Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M. Burhan HEDBİ

İttihad-ı İslam!

M. Burhan HEDBİ Yazar M. Burhan HEDBİ
23 Ağustos 2013
M. Burhan HEDBİ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Zorla kabul ettirilmek istenen her hareket tarzı dikta ve zulümdür. “Zulümden sakınınız, çünkü o kalplerinizi bozar!” Kalp bozulunca da sair azalar bozulur ve dolayısıyla düzen de bozulur. Peygamberimiz (s.a.s) Şeytan’a: -Ümmetimden dostların kaç tanedir? diye sorar.

 1456_1On tanedir dedikten sonra ilk başta zalim idareciyi sayar.Süfyan-ı Sevrî’ye ölmek üzere bulunan bir zalime su verilir mi, verilmez mi? diye sual ettiler:

– Verilmez, dedi.

– Ölmek üzeredir, dediler.

– Bırak onu, su vermek de ona yardım hususuna girer, dedi.

Zira Allah, “Ey kullarım, şüphesiz ki, ben zulmü kendime haram kıldım. Sizin aranızda da haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyiniz.” Ve “Zalimlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. 11/113” ikazında bulunduktan sonra: “Biz onlara zulmetmedik. Onlar kendilerine zulmettiler. 11/ 102” demektedir.

Müslümanım diyen kişinin zulümden kaçınması gerektiği gibi zalime yardım etmekten de kaçınması lazım gelir. Zalimlerin perişan olması için Musalara gerek yok bir sivrisinek yeter! Beklemesini bilene! Unutmayın ki; arzu ettikleri her şeyi aynı anda elde etmek isteyenler, ellerindekini de kaybedebilirler!

Orantısız beyinlerden orantılı güç ve tavır beklenilmemeli. Zira haklı olduğu halde yenildiğinde hain, haksız olsa da yendiğinde kahraman ilan edilen bir asırda yaşıyoruz! Haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın ‘yandaş ve karşıt’ kıstasıyla belirlendiği bir zaman diliminde yaşıyoruz!

Günümüz muktedirlerinin uyguladığı çifte standarttan doğan diğer sorunlarımızda olduğu gibi, yeryüzünü kasıp kavuran zulümden kurtulmanın çaresi de yine ittihad-ı islamdır.

Müslüman’ın şımarma hakkı yoktur. Zira Allah’a kul olmakla kölelikten kurtulacağı bilincindedir. Allah’a kul olan da şımarmaz! Müslüman, şımarmadan tüm efradıyla beraber yekpare olarak istikbale doğru yürür. Fakat ırki ve mezhebi öntakılardan vazgeçilerek ittihadı İslam sağlanmazsa İslam coğrafyasında ve özellikle de Ortadoğuda yeni haritaları gündeme getirecek ihtilaf ve tefrikalar ortaya çıkabilir. Bu bağlamda mevcut tefrika ve ihtilafları izale etmek ve yeni ihtilafların önünü kesmek için öntakısız bir ittihad gerekiyor.  “İslami ittihad” söyleminden önce Müslümanların İslam’ın onlara yakıştırmadığı egodan kurtulup ittihad etmesi gerekir! İttihad-ı İslam, söylemle değil eylemle oluşur. Bunun için de Müslümanların önce var olan tefrikadan kurtulması elzemdir. Sıralamayı karıştırmamak gerek! Bunun için de bir an önce İslam’ın önüne takı koyma hastalığından kurtulmamız gerekir. İslam’ın önüne kendimizce bazı ırkî veya mezhebî takılar getirmekten vazgeçtiğimiz an ittihad etmeye başladığımız an olacaktır.

İhtilaf ve tefrikalarımızdan faydalanılarak Firavunların türemeye başladığı bir zaman diliminde, Musa’yı beklemek yerine her Müslüman’ın özellikle de her dindarın bir Musa olması gerekiyor.  “Ümmetimin âlimleri beni israilin peygamberleri gibidir.” Sözü gereğince, Hz. Muhammedin (s.a.s) ümmetinin âlimlerinin zulüm ve benzeri olgular karşısında Musavarî davranması gerekir. Musa olamıyorsak bile asası olmamız gerekiyor! Her tarafı zalim sihirbazlar kaplamışsa ve zulümlerine bir bahane giydiriyorlarsa, bize düşen sihirbazların yılanlarını yutan Musa’nın asası olmaktır. Musa’ya Asa olmak gerek! Ecel varken kimseden korkmamalı! Veba hastalığı 7 yıl Şam’da kalmış Eceli gelenler dışında kimse ölmemiş.

Ey Yahudi çocukları için ağladığını söyleyenler ve bu söylemleriyle merhamet timsali olduklarını vurgulayanlar! Müslüman çocukları Yahudilerin maşası olan zalimlerin eliyle hunharca katledilirken kalbiniz mi kurudu yoksa gözyaşınız mı? Hani insan merkezliydi bakış açınız. Unutmayın ki “Hüsnü Hatime” çok önemlidir. “Hüsnü Hatime” için insanlarla olan mübaşeret de çok önemlidir. Zira adabı mübaşereti bilmek için insanlarla muaşeret etmek lazım gelir.
Asrımız, her şeyde olduğu gibi; sahte mazlum ve mağdurları üretmeyi de beraberinde getirmeyi başardı! Hal böyle olunca: Hakkı ve haklıyı Hakk’ın ölçüleriyle halka anlatacak din insanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bir imam sadece mihrapta değil; sorumluluğuyla, bilgisiyle ve bu bilgsini eyleme dönüştürmede, sevgisiyle, mücadelesiyle de toplumun önünde olmalıdır!
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değilse”; komşusunu katledenler kimdendir?
Hayatta güven hariç kaybedilen her şey ikinci kez kazanılabilir! Mutlak özgürlük olmadığı gibi mutlak tarafsızlık da yoktur. Bu bir gerçektir ve gerçeği ifade etmek memnun etmeli! Kimden gelirse gelsin, gerçek memnun etmeli ve kabul edilmeli! Zaten taraf olduğun halde haktan yüz çevirmemek büyük erdemdir.
 “İnsanlar uykudadırlar, öldüklerinde uyanırlar” demişti Nebi (s.a.s). Kimisi bu uykudan uyandığında, yakasında kefeni kana bulanmış bebeklerin ellerini görecek “Ve benim günahım neydi?” feryadı ile kulakları sağır olacak. Sahi insanca yaşama hakkını istediği için delik deşik edilen insanlar bunu mu hakediyorlar? Corc, Coni ve Benyamin için kurguladığınız dünyayı, kendisi için inşa etmek isteyen Ahmed’e, Ali’ye ve Selaheddin’e neden çok görüyorsunuz. Bu mudur sizin demokrasi ve insan hakları anlayışınız?
Ancak unutmayın ki inandığı değerler uğruna merminizden korkmayan bu insanların gölgesinden her zaman korkacak, rahatsız olacaksınız. Zira siz ikiyüzlüsünüz ve bir dünyanız var fakat onların tek bir yüzü yalnız iki dünyaları vardır. Rabbim! Bizi, gözlerini mezarda açanlardan eyleme! Rabbim! Bizi, gözleri mezarda açılanlardan eyleme!
22.08.2013  @/MBHedbi

Zorla kabul ettirilmek istenen her hareket tarzı dikta ve zulümdür. “Zulümden sakınınız, çünkü o kalplerinizi bozar!” Kalp bozulunca da sair azalar bozulur ve dolayısıyla düzen de bozulur. Peygamberimiz (s.a.s) Şeytan’a: -Ümmetimden dostların kaç tanedir? diye sorar.

 1456_1On tanedir dedikten sonra ilk başta zalim idareciyi sayar.Süfyan-ı Sevrî’ye ölmek üzere bulunan bir zalime su verilir mi, verilmez mi? diye sual ettiler:

– Verilmez, dedi.

– Ölmek üzeredir, dediler.

– Bırak onu, su vermek de ona yardım hususuna girer, dedi.

Zira Allah, “Ey kullarım, şüphesiz ki, ben zulmü kendime haram kıldım. Sizin aranızda da haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyiniz.” Ve “Zalimlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. 11/113” ikazında bulunduktan sonra: “Biz onlara zulmetmedik. Onlar kendilerine zulmettiler. 11/ 102” demektedir.

Müslümanım diyen kişinin zulümden kaçınması gerektiği gibi zalime yardım etmekten de kaçınması lazım gelir. Zalimlerin perişan olması için Musalara gerek yok bir sivrisinek yeter! Beklemesini bilene! Unutmayın ki; arzu ettikleri her şeyi aynı anda elde etmek isteyenler, ellerindekini de kaybedebilirler!

Orantısız beyinlerden orantılı güç ve tavır beklenilmemeli. Zira haklı olduğu halde yenildiğinde hain, haksız olsa da yendiğinde kahraman ilan edilen bir asırda yaşıyoruz! Haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın ‘yandaş ve karşıt’ kıstasıyla belirlendiği bir zaman diliminde yaşıyoruz!

Günümüz muktedirlerinin uyguladığı çifte standarttan doğan diğer sorunlarımızda olduğu gibi, yeryüzünü kasıp kavuran zulümden kurtulmanın çaresi de yine ittihad-ı islamdır.

Müslüman’ın şımarma hakkı yoktur. Zira Allah’a kul olmakla kölelikten kurtulacağı bilincindedir. Allah’a kul olan da şımarmaz! Müslüman, şımarmadan tüm efradıyla beraber yekpare olarak istikbale doğru yürür. Fakat ırki ve mezhebi öntakılardan vazgeçilerek ittihadı İslam sağlanmazsa İslam coğrafyasında ve özellikle de Ortadoğuda yeni haritaları gündeme getirecek ihtilaf ve tefrikalar ortaya çıkabilir. Bu bağlamda mevcut tefrika ve ihtilafları izale etmek ve yeni ihtilafların önünü kesmek için öntakısız bir ittihad gerekiyor.  “İslami ittihad” söyleminden önce Müslümanların İslam’ın onlara yakıştırmadığı egodan kurtulup ittihad etmesi gerekir! İttihad-ı İslam, söylemle değil eylemle oluşur. Bunun için de Müslümanların önce var olan tefrikadan kurtulması elzemdir. Sıralamayı karıştırmamak gerek! Bunun için de bir an önce İslam’ın önüne takı koyma hastalığından kurtulmamız gerekir. İslam’ın önüne kendimizce bazı ırkî veya mezhebî takılar getirmekten vazgeçtiğimiz an ittihad etmeye başladığımız an olacaktır.

İhtilaf ve tefrikalarımızdan faydalanılarak Firavunların türemeye başladığı bir zaman diliminde, Musa’yı beklemek yerine her Müslüman’ın özellikle de her dindarın bir Musa olması gerekiyor.  “Ümmetimin âlimleri beni israilin peygamberleri gibidir.” Sözü gereğince, Hz. Muhammedin (s.a.s) ümmetinin âlimlerinin zulüm ve benzeri olgular karşısında Musavarî davranması gerekir. Musa olamıyorsak bile asası olmamız gerekiyor! Her tarafı zalim sihirbazlar kaplamışsa ve zulümlerine bir bahane giydiriyorlarsa, bize düşen sihirbazların yılanlarını yutan Musa’nın asası olmaktır. Musa’ya Asa olmak gerek! Ecel varken kimseden korkmamalı! Veba hastalığı 7 yıl Şam’da kalmış Eceli gelenler dışında kimse ölmemiş.

Ey Yahudi çocukları için ağladığını söyleyenler ve bu söylemleriyle merhamet timsali olduklarını vurgulayanlar! Müslüman çocukları Yahudilerin maşası olan zalimlerin eliyle hunharca katledilirken kalbiniz mi kurudu yoksa gözyaşınız mı? Hani insan merkezliydi bakış açınız. Unutmayın ki “Hüsnü Hatime” çok önemlidir. “Hüsnü Hatime” için insanlarla olan mübaşeret de çok önemlidir. Zira adabı mübaşereti bilmek için insanlarla muaşeret etmek lazım gelir.
Asrımız, her şeyde olduğu gibi; sahte mazlum ve mağdurları üretmeyi de beraberinde getirmeyi başardı! Hal böyle olunca: Hakkı ve haklıyı Hakk’ın ölçüleriyle halka anlatacak din insanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bir imam sadece mihrapta değil; sorumluluğuyla, bilgisiyle ve bu bilgsini eyleme dönüştürmede, sevgisiyle, mücadelesiyle de toplumun önünde olmalıdır!
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değilse”; komşusunu katledenler kimdendir?
Hayatta güven hariç kaybedilen her şey ikinci kez kazanılabilir! Mutlak özgürlük olmadığı gibi mutlak tarafsızlık da yoktur. Bu bir gerçektir ve gerçeği ifade etmek memnun etmeli! Kimden gelirse gelsin, gerçek memnun etmeli ve kabul edilmeli! Zaten taraf olduğun halde haktan yüz çevirmemek büyük erdemdir.
 “İnsanlar uykudadırlar, öldüklerinde uyanırlar” demişti Nebi (s.a.s). Kimisi bu uykudan uyandığında, yakasında kefeni kana bulanmış bebeklerin ellerini görecek “Ve benim günahım neydi?” feryadı ile kulakları sağır olacak. Sahi insanca yaşama hakkını istediği için delik deşik edilen insanlar bunu mu hakediyorlar? Corc, Coni ve Benyamin için kurguladığınız dünyayı, kendisi için inşa etmek isteyen Ahmed’e, Ali’ye ve Selaheddin’e neden çok görüyorsunuz. Bu mudur sizin demokrasi ve insan hakları anlayışınız?
Ancak unutmayın ki inandığı değerler uğruna merminizden korkmayan bu insanların gölgesinden her zaman korkacak, rahatsız olacaksınız. Zira siz ikiyüzlüsünüz ve bir dünyanız var fakat onların tek bir yüzü yalnız iki dünyaları vardır. Rabbim! Bizi, gözlerini mezarda açanlardan eyleme! Rabbim! Bizi, gözleri mezarda açılanlardan eyleme!
22.08.2013  @/MBHedbi

Zorla kabul ettirilmek istenen her hareket tarzı dikta ve zulümdür. “Zulümden sakınınız, çünkü o kalplerinizi bozar!” Kalp bozulunca da sair azalar bozulur ve dolayısıyla düzen de bozulur. Peygamberimiz (s.a.s) Şeytan’a: -Ümmetimden dostların kaç tanedir? diye sorar.

 1456_1On tanedir dedikten sonra ilk başta zalim idareciyi sayar.Süfyan-ı Sevrî’ye ölmek üzere bulunan bir zalime su verilir mi, verilmez mi? diye sual ettiler:

– Verilmez, dedi.

– Ölmek üzeredir, dediler.

– Bırak onu, su vermek de ona yardım hususuna girer, dedi.

Zira Allah, “Ey kullarım, şüphesiz ki, ben zulmü kendime haram kıldım. Sizin aranızda da haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyiniz.” Ve “Zalimlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. 11/113” ikazında bulunduktan sonra: “Biz onlara zulmetmedik. Onlar kendilerine zulmettiler. 11/ 102” demektedir.

Müslümanım diyen kişinin zulümden kaçınması gerektiği gibi zalime yardım etmekten de kaçınması lazım gelir. Zalimlerin perişan olması için Musalara gerek yok bir sivrisinek yeter! Beklemesini bilene! Unutmayın ki; arzu ettikleri her şeyi aynı anda elde etmek isteyenler, ellerindekini de kaybedebilirler!

Orantısız beyinlerden orantılı güç ve tavır beklenilmemeli. Zira haklı olduğu halde yenildiğinde hain, haksız olsa da yendiğinde kahraman ilan edilen bir asırda yaşıyoruz! Haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın ‘yandaş ve karşıt’ kıstasıyla belirlendiği bir zaman diliminde yaşıyoruz!

Günümüz muktedirlerinin uyguladığı çifte standarttan doğan diğer sorunlarımızda olduğu gibi, yeryüzünü kasıp kavuran zulümden kurtulmanın çaresi de yine ittihad-ı islamdır.

Müslüman’ın şımarma hakkı yoktur. Zira Allah’a kul olmakla kölelikten kurtulacağı bilincindedir. Allah’a kul olan da şımarmaz! Müslüman, şımarmadan tüm efradıyla beraber yekpare olarak istikbale doğru yürür. Fakat ırki ve mezhebi öntakılardan vazgeçilerek ittihadı İslam sağlanmazsa İslam coğrafyasında ve özellikle de Ortadoğuda yeni haritaları gündeme getirecek ihtilaf ve tefrikalar ortaya çıkabilir. Bu bağlamda mevcut tefrika ve ihtilafları izale etmek ve yeni ihtilafların önünü kesmek için öntakısız bir ittihad gerekiyor.  “İslami ittihad” söyleminden önce Müslümanların İslam’ın onlara yakıştırmadığı egodan kurtulup ittihad etmesi gerekir! İttihad-ı İslam, söylemle değil eylemle oluşur. Bunun için de Müslümanların önce var olan tefrikadan kurtulması elzemdir. Sıralamayı karıştırmamak gerek! Bunun için de bir an önce İslam’ın önüne takı koyma hastalığından kurtulmamız gerekir. İslam’ın önüne kendimizce bazı ırkî veya mezhebî takılar getirmekten vazgeçtiğimiz an ittihad etmeye başladığımız an olacaktır.

İhtilaf ve tefrikalarımızdan faydalanılarak Firavunların türemeye başladığı bir zaman diliminde, Musa’yı beklemek yerine her Müslüman’ın özellikle de her dindarın bir Musa olması gerekiyor.  “Ümmetimin âlimleri beni israilin peygamberleri gibidir.” Sözü gereğince, Hz. Muhammedin (s.a.s) ümmetinin âlimlerinin zulüm ve benzeri olgular karşısında Musavarî davranması gerekir. Musa olamıyorsak bile asası olmamız gerekiyor! Her tarafı zalim sihirbazlar kaplamışsa ve zulümlerine bir bahane giydiriyorlarsa, bize düşen sihirbazların yılanlarını yutan Musa’nın asası olmaktır. Musa’ya Asa olmak gerek! Ecel varken kimseden korkmamalı! Veba hastalığı 7 yıl Şam’da kalmış Eceli gelenler dışında kimse ölmemiş.

Ey Yahudi çocukları için ağladığını söyleyenler ve bu söylemleriyle merhamet timsali olduklarını vurgulayanlar! Müslüman çocukları Yahudilerin maşası olan zalimlerin eliyle hunharca katledilirken kalbiniz mi kurudu yoksa gözyaşınız mı? Hani insan merkezliydi bakış açınız. Unutmayın ki “Hüsnü Hatime” çok önemlidir. “Hüsnü Hatime” için insanlarla olan mübaşeret de çok önemlidir. Zira adabı mübaşereti bilmek için insanlarla muaşeret etmek lazım gelir.
Asrımız, her şeyde olduğu gibi; sahte mazlum ve mağdurları üretmeyi de beraberinde getirmeyi başardı! Hal böyle olunca: Hakkı ve haklıyı Hakk’ın ölçüleriyle halka anlatacak din insanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bir imam sadece mihrapta değil; sorumluluğuyla, bilgisiyle ve bu bilgsini eyleme dönüştürmede, sevgisiyle, mücadelesiyle de toplumun önünde olmalıdır!
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değilse”; komşusunu katledenler kimdendir?
Hayatta güven hariç kaybedilen her şey ikinci kez kazanılabilir! Mutlak özgürlük olmadığı gibi mutlak tarafsızlık da yoktur. Bu bir gerçektir ve gerçeği ifade etmek memnun etmeli! Kimden gelirse gelsin, gerçek memnun etmeli ve kabul edilmeli! Zaten taraf olduğun halde haktan yüz çevirmemek büyük erdemdir.
 “İnsanlar uykudadırlar, öldüklerinde uyanırlar” demişti Nebi (s.a.s). Kimisi bu uykudan uyandığında, yakasında kefeni kana bulanmış bebeklerin ellerini görecek “Ve benim günahım neydi?” feryadı ile kulakları sağır olacak. Sahi insanca yaşama hakkını istediği için delik deşik edilen insanlar bunu mu hakediyorlar? Corc, Coni ve Benyamin için kurguladığınız dünyayı, kendisi için inşa etmek isteyen Ahmed’e, Ali’ye ve Selaheddin’e neden çok görüyorsunuz. Bu mudur sizin demokrasi ve insan hakları anlayışınız?
Ancak unutmayın ki inandığı değerler uğruna merminizden korkmayan bu insanların gölgesinden her zaman korkacak, rahatsız olacaksınız. Zira siz ikiyüzlüsünüz ve bir dünyanız var fakat onların tek bir yüzü yalnız iki dünyaları vardır. Rabbim! Bizi, gözlerini mezarda açanlardan eyleme! Rabbim! Bizi, gözleri mezarda açılanlardan eyleme!
22.08.2013  @/MBHedbi

Zorla kabul ettirilmek istenen her hareket tarzı dikta ve zulümdür. “Zulümden sakınınız, çünkü o kalplerinizi bozar!” Kalp bozulunca da sair azalar bozulur ve dolayısıyla düzen de bozulur. Peygamberimiz (s.a.s) Şeytan’a: -Ümmetimden dostların kaç tanedir? diye sorar.

 1456_1On tanedir dedikten sonra ilk başta zalim idareciyi sayar.Süfyan-ı Sevrî’ye ölmek üzere bulunan bir zalime su verilir mi, verilmez mi? diye sual ettiler:

– Verilmez, dedi.

– Ölmek üzeredir, dediler.

– Bırak onu, su vermek de ona yardım hususuna girer, dedi.

Zira Allah, “Ey kullarım, şüphesiz ki, ben zulmü kendime haram kıldım. Sizin aranızda da haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyiniz.” Ve “Zalimlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. 11/113” ikazında bulunduktan sonra: “Biz onlara zulmetmedik. Onlar kendilerine zulmettiler. 11/ 102” demektedir.

Müslümanım diyen kişinin zulümden kaçınması gerektiği gibi zalime yardım etmekten de kaçınması lazım gelir. Zalimlerin perişan olması için Musalara gerek yok bir sivrisinek yeter! Beklemesini bilene! Unutmayın ki; arzu ettikleri her şeyi aynı anda elde etmek isteyenler, ellerindekini de kaybedebilirler!

Orantısız beyinlerden orantılı güç ve tavır beklenilmemeli. Zira haklı olduğu halde yenildiğinde hain, haksız olsa da yendiğinde kahraman ilan edilen bir asırda yaşıyoruz! Haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın ‘yandaş ve karşıt’ kıstasıyla belirlendiği bir zaman diliminde yaşıyoruz!

Günümüz muktedirlerinin uyguladığı çifte standarttan doğan diğer sorunlarımızda olduğu gibi, yeryüzünü kasıp kavuran zulümden kurtulmanın çaresi de yine ittihad-ı islamdır.

Müslüman’ın şımarma hakkı yoktur. Zira Allah’a kul olmakla kölelikten kurtulacağı bilincindedir. Allah’a kul olan da şımarmaz! Müslüman, şımarmadan tüm efradıyla beraber yekpare olarak istikbale doğru yürür. Fakat ırki ve mezhebi öntakılardan vazgeçilerek ittihadı İslam sağlanmazsa İslam coğrafyasında ve özellikle de Ortadoğuda yeni haritaları gündeme getirecek ihtilaf ve tefrikalar ortaya çıkabilir. Bu bağlamda mevcut tefrika ve ihtilafları izale etmek ve yeni ihtilafların önünü kesmek için öntakısız bir ittihad gerekiyor.  “İslami ittihad” söyleminden önce Müslümanların İslam’ın onlara yakıştırmadığı egodan kurtulup ittihad etmesi gerekir! İttihad-ı İslam, söylemle değil eylemle oluşur. Bunun için de Müslümanların önce var olan tefrikadan kurtulması elzemdir. Sıralamayı karıştırmamak gerek! Bunun için de bir an önce İslam’ın önüne takı koyma hastalığından kurtulmamız gerekir. İslam’ın önüne kendimizce bazı ırkî veya mezhebî takılar getirmekten vazgeçtiğimiz an ittihad etmeye başladığımız an olacaktır.

İhtilaf ve tefrikalarımızdan faydalanılarak Firavunların türemeye başladığı bir zaman diliminde, Musa’yı beklemek yerine her Müslüman’ın özellikle de her dindarın bir Musa olması gerekiyor.  “Ümmetimin âlimleri beni israilin peygamberleri gibidir.” Sözü gereğince, Hz. Muhammedin (s.a.s) ümmetinin âlimlerinin zulüm ve benzeri olgular karşısında Musavarî davranması gerekir. Musa olamıyorsak bile asası olmamız gerekiyor! Her tarafı zalim sihirbazlar kaplamışsa ve zulümlerine bir bahane giydiriyorlarsa, bize düşen sihirbazların yılanlarını yutan Musa’nın asası olmaktır. Musa’ya Asa olmak gerek! Ecel varken kimseden korkmamalı! Veba hastalığı 7 yıl Şam’da kalmış Eceli gelenler dışında kimse ölmemiş.

Ey Yahudi çocukları için ağladığını söyleyenler ve bu söylemleriyle merhamet timsali olduklarını vurgulayanlar! Müslüman çocukları Yahudilerin maşası olan zalimlerin eliyle hunharca katledilirken kalbiniz mi kurudu yoksa gözyaşınız mı? Hani insan merkezliydi bakış açınız. Unutmayın ki “Hüsnü Hatime” çok önemlidir. “Hüsnü Hatime” için insanlarla olan mübaşeret de çok önemlidir. Zira adabı mübaşereti bilmek için insanlarla muaşeret etmek lazım gelir.
Asrımız, her şeyde olduğu gibi; sahte mazlum ve mağdurları üretmeyi de beraberinde getirmeyi başardı! Hal böyle olunca: Hakkı ve haklıyı Hakk’ın ölçüleriyle halka anlatacak din insanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bir imam sadece mihrapta değil; sorumluluğuyla, bilgisiyle ve bu bilgsini eyleme dönüştürmede, sevgisiyle, mücadelesiyle de toplumun önünde olmalıdır!
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değilse”; komşusunu katledenler kimdendir?
Hayatta güven hariç kaybedilen her şey ikinci kez kazanılabilir! Mutlak özgürlük olmadığı gibi mutlak tarafsızlık da yoktur. Bu bir gerçektir ve gerçeği ifade etmek memnun etmeli! Kimden gelirse gelsin, gerçek memnun etmeli ve kabul edilmeli! Zaten taraf olduğun halde haktan yüz çevirmemek büyük erdemdir.
 “İnsanlar uykudadırlar, öldüklerinde uyanırlar” demişti Nebi (s.a.s). Kimisi bu uykudan uyandığında, yakasında kefeni kana bulanmış bebeklerin ellerini görecek “Ve benim günahım neydi?” feryadı ile kulakları sağır olacak. Sahi insanca yaşama hakkını istediği için delik deşik edilen insanlar bunu mu hakediyorlar? Corc, Coni ve Benyamin için kurguladığınız dünyayı, kendisi için inşa etmek isteyen Ahmed’e, Ali’ye ve Selaheddin’e neden çok görüyorsunuz. Bu mudur sizin demokrasi ve insan hakları anlayışınız?
Ancak unutmayın ki inandığı değerler uğruna merminizden korkmayan bu insanların gölgesinden her zaman korkacak, rahatsız olacaksınız. Zira siz ikiyüzlüsünüz ve bir dünyanız var fakat onların tek bir yüzü yalnız iki dünyaları vardır. Rabbim! Bizi, gözlerini mezarda açanlardan eyleme! Rabbim! Bizi, gözleri mezarda açılanlardan eyleme!
22.08.2013  @/MBHedbi
Paylaş
Etiketler: ilamiyetİslamzalimler
Önceki Yazı

Tiroit Hormonu Akciğer Kanseri Riskini Artırıyor

Sonraki Yazı

Türkiye Kurtuluş Savaşında

M. Burhan HEDBİ

M. Burhan HEDBİ

İlişkili Yazılar

Neyimiz İslâma Göre
Din ve Ahlak

Hay”dan Gelen Ölüm

14 Kasım 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Bir Bayram Mektebi

05 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Edebiyat

Kim Konuşuyor?

01 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Sıkışmışlık

20 Mayıs 2025
5k
Sonraki Yazı

İşe İade Davası Sorunları Çözüldü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap