Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Aysun GÜL

İslam Bedava, Budizm Parayla!

Aysun GÜL Yazar Aysun GÜL
13 Aralık 2010
Aysun GÜL
6
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Dünyada, inanma sürecinde oluşan dinlerin, hayatımızdaki yerine bakmak lazım. Hangi dinler neyi anlatmaya çalışıyor, ortak yönleri nelerdir. Ve Din; anlayışının, sevginin, hoşgörünün, barışın, iyiliğin, doğruluğun ve edebin hayata işlenen en güzel yoludur.

İnanma ihtiyacı, asırlardır insanları farklı şekillerde; toplumsal, geleneksel, kültürel, çevresel faktörlerinde etkisiyle, din oluşumuna itmiştir. Gerçeği kendi benliğinde bulamayan insan, tanrılaştırdığı her şeye tapmaya başlayınca, değişik dinleri de beraberinde getirmiştir.

“Sevgi  bedava özgürlükte

Akıl bedava düşünmekte

Hava bedava nefes almakta

ölüm bedava ama can bir ömre bedel…”

Dünyada o kadar çok din oluşmuştur ki, dinlerdeki yaşamsal kaideler de gitgide birbirine benzemeye başlamıştır. Lakin  hüküm ayrılıklarıyla birlikte, gerçek dışı kuralları sapkınlık derecesine getirecek kadar da yollarını şaşırmışlardır. Düşünme noktasındaki felsefi ve mezhebi görüşlerde, yeni dinleri karşımıza çıkarmıştır. Önce fikir mahiyetinde başlayan bu dünyevi akıl taşkınlıkları, zamanla Tanrısal ifadelerle din halini almıştır.

Budizm, adından sıkça bahsedilen  felsefi dinlerin başında gelir. Hindistan da doğmuş olan “Buda” adlı birinin felsefi görüşleriyle ortaya çıkmıştır. M.Ö. ortaya çıkan bu felsefi akım Hindistan’dan çıkıp Makedonya sınırlarına kadar dayanmıştır. Çin, Moğolistan ve Japon krallarının, din değiştirmesine sebep olacak kadar gelişmiştir. Günümüzde Budizm düşüncesi, dünyanın her yerinde bilinmekte ve kabul görmektedir.

Tek tanrılı inancı kabul etmeyen Budistler, Buda’ya inanırlar ve onu kabul ederler. Ona erişmek adına yaptıkları heykellerini, “Vihara” denilen tapınaklarında bulundururlar. Hayatlarının her aşamasında inandıkları dinin kurallarından ayrılmadan yaşar ve ölürler. Ayda iki defa Vihara tapınağında, tüm rahipler bir araya gelir ve  günahlarından arınmak için, bunu toplu seanslarla birbirleriyle paylaşırlar. Eğer bunların dışına taşılırsa, Budistlikten çıkarılır ve Budist olamazlar. Budist rahipleri evlenemezler. Onlar sadece Buda’ya hizmet etmek için doğmuşlardır.

Budizm tüm dinlerde olduğu gibi, fikir ayrılıklarıyla birlikte iki mezhebe ayrılmıştır. Bunlar, Hinayana ve nahayanadır.

Budistlerin öğretisi ve anlayışı; dünyayı ne olduğundan iyi ne de olduğundan kötü göstermektir.

VE ŞİMDİ;

1- Hayat, ıztırap ile doludur. Zevk ve sefa, bir hayal, bir aldatıcı rüyadır. Doğum, ihtiyarlık, hastalık ve ölüm de acı bir ıstıraptır.

2- Bu ıztıraplardan kurtuluşa mani olan şey, bilgisizlik yüzünden kapıldığımız hevesler ve ne olursa olsun, muhakkak yaşamak arzumuzdur.

3– Iztırabı yenmek için, bütün geçici heveslerle birlikte muhakkak yaşamak arzusunu da terk etmek gerekir.

4- Yaşama hevesinin sönmesi ile insan rahata kavuşur. Bu hâle “Nirvana” ismi verilmektedir. Nirvana, hiçbir hevesi ve ihtirası olmayan bir insanın, dünya zevklerinden elini çekerek kutsal istirahata kavuşması demektir.

Ve Budizm’in, insanı ne kadar hayattan soyutladığı da ortadadır. Mutsuz bir yaşamın akışından çıkan Buda’nın, bunu bir düşünce şekline sokup, insanlara aşılaması da zor olmamıştır. Hindistan’daki yaşam şartlarını zorluğu, sıkıntı ve hüzün içinde yaşayan halkın dayanacak tek bir duvarı kalmayınca, sırtını dayayacağı bu dünyadan soyutlayan felsefeleri, dayanak olarak görmüştür. Kişisel bağlamda ortaya çıkan dinlerin temelinde, insanların duygularını sömürmek vardır.

Yıllarca bu tek düze şartlarla ve hükümlerle, kalpleri hayattan uzaklaştıran cümlelerle, bir çok insanı peşinden sürüklemiştir, “Buda” felsefik dini. “Dünyadan arınan insan, huzura ulaşır düşüncesiyle”, “yaratılan her şeyden, el ayak çekin demekte” bir ızdırap değil midir? Yıllarca İslam dininin; “arınmak için dünyayı araç edinin, o nimetler size sunulan araçtır” düşüncesine karşı çıkanlara, Buda’nın; “dünyayı bırakın” düşüncesi mantıklı geliyorsa ne ala!

Yaşama hevesinin, insanın içinden alınması ve onu kaybetmesi demek, depresyona girmesi demektir. Oysa ki Budizm bunu yasaklarken, dünyalık nelerden vazgeçiyormuş! Bakmak lazım. Ruhun boşluğunu doldurmak için, Psikiyatristlere ve Psikologlara boşuna mı para veriyor bu kadar insan!  Oryantalist ülkelerdeki, mistik yapının beşere getirdiği bu iklimsel değişiklik, “bu boşluğu dolduracak mükemmel kıvrımlara sahip değildir”, diye düşünüyorum.

“Âlemlere ruhunuzu namazla temizleyin” diyen Muhammed’i dinlemek varken, neden Buda’nın mutsuz hayatından arda kalanlarla, dünyadan kendimi soyutlayacakmışız, anlamakta güçlük çekiyorum. İbadetin ruhu temizleme yöntemleri; dünyalık her şeyi doğru yaşamaktan geçiyorsa, yaşamaya değer ve hepimize de yeter.

Bin bir türlü vaatle; Hindistan’da Budizm denilen felsefik din anlayışını, ülkemize anlatmaya gelenlerin, söz saftasıyla birlikte, milletin cebinden aldıkları parayla birçok yoksul doyurulur. Kazandıkları paraları gidip, iki seanslık göz kapatıp oturma jimnastiğine veren akıllara ne demeli! Dünyadan kendinizi soyutlamak istiyorsanız, buyurun çalışmayın! Sürekli yogo yapın, bakalım ozaman karnınızı kim doyuracak, kim ihtiyaçlarınızı görecek. Komik olan yine ve yeniden dünyayı düşünerek, yogo denilen işlevi yapmalarıdır!

Namaz  kılarak, Buda’yı da yaratan Allah’a yükselmek varken,  nedir bu hiçbir şeyi düşünmeyin saçmalıkları! İnsan zaten bunu para vermeden de yapabilir. “Rahman ne diyor; ben size gündüzü maişet, geceyi de dinlenme zamanı olarak verdim.” Bedavadan rahatlamanın yolu dururken, ayda milyarlar vermenin, ne kadar akıl işi olduğunu siz düşünün!

Tabi insanımızda bu akıl varken; zaman içinde, “Buda” felsefik din anlayışı da gelişmiş. Renklerinde dili vardır diyerek, “şu renk sana ait, bak! bunu giy, bunu kullan ve rahatla” söylemleriyle, yalanın posasını çıkarmışlardır. Bir insan sıkıntı içindeyse; bembeyaz da giyse,  durumu düzelmeden normale dönemez, ” gidin bunu dünyadaki en iyi ruh doktorlarına sorun.”

Muhammed; ıztıraplarınızdan kurtulmak istiyorsanız, dualarlarla inandığınız Allah’a yönelin derken, Buda’nın; çekilin kenara, dünya sizlik değil, kendinizi düşünerek egonuzu tatmin edin anlayışına, kırk kılıf giydirmenin anlamı ne, oda meçhul.

Yıllarca ibadetlerini yaparken, rabıta yapan Müslümanlara laf atıp, hakaret edenlerin şimdilerdeki bu rabıta anlayışına da  ayrıca, hem acıyorum! Hem de gülüyorum!

“Aynaların kırık tarafında yüzsüzlük

yüzünü yüzsüzce yüzlemiş

yüzlercesine yük olmuş

parçalarını bir kenara bırakıp gitmiş…” A. GÜL

Yıllarca kendini kendinden soyutlayıp, İslam’a ve insana hizmet harcayan dervişlere demediğini bırakmayanların, aynaya bir bakmaları gerektiğine inanıyorum.  Onlar evlenmeden hayattan kendilerini nafile işlerden çekerek ve insana adayarak yanıp kavrulurken ve sevgi aşılarken; Budist rahiplerin; dünyaya lanet okurcasına, “neden bu âlem var, yaşamak işkence ve ıztırabın kendisi” diyerek gezdikleri de ayrı saplantı şekli değil mi?

Var olanı, yok saymak bir deliliktir. Bunu hangi felsefeyle yaparsanız yapın, akıl dışıdır. Sevgi dağıttığı söyleyen Budistlere sormak lazım, o sevginin kaynağı ne diye? Kabul etmediğiniz dünya mı?, Yoksa tapındığınız mutsuz Buda mı?

“Buda kim bu da nerden

Buda senden bu da dünden

Buda nasıl bu da senden

Buda hüzün bu da hüzün…” A. GÜL

Türkiye’de Budizm’in felsefesinin, peşine gidenlere de bakıyorum! hepsi sosyete dediğimiz tabaka. Hangi yoksulun parası buna yeter ki! Yoksul karnını doyurmak için, bu zenginlerin kapısında çalışıyor zaten. İşverenlerde çalışana yaptıkları haksızlığın, vicdan azabının hesabını; paralarını yogoya saçarak ödeyeceklerini sanıyorlar. “Buda” sıkıntıyı yok edebiliyorsa, “Robin Hood misali; alsın zenginin parasını, doyursun bakalım bu yoksulları, onların sıkıntılarını defetsin de görelim.

Ve yazıma burada son verirken, böylesi felsefelerin peşinde koşarken, gerçekleri kaybettiğinizin farkına varacağınızı umuyorum. Farkına vardığınız an, paranızda cebinizde kalacaktır. Allah’ın dinine sarılanlar bedava namaz kılıyorlar ve dua ediyorlar. Kur’anın öğrenmek de bedava, hava da bedava, tefekkürde bedava. Düşünmek için ortalığa saçılanları düşünerek yazıyorum bunları.

Muhammed’in dini bedava yaşanıyor anlayana…

Paylaş
Etiketler: bedavabudabudizmbudizm rahipleridünya dinlerifelsefefik dininanmakişkenceİslamısdırapkaybetmekMuhammedpara saçmakpsikiyatrirabıtaruh haliyogoyoksullukzenginlik
Önceki Yazı

Kıyı Alanlarında Bedelsiz Kamulaştırmanın İptali (II)

Sonraki Yazı

Yeni İlave İstihdam Teşvikinde Neler Var

Aysun GÜL

Aysun GÜL

1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.

İlişkili Yazılar

Aysun GÜL

Kalbin Keşfindeki Mucizevi İlaç: Nefis Terbiyesi

02 Ağustos 2011
5k
Aysun GÜL

İçin İçin İçimizi Kemiren Hatalarımız

31 Temmuz 2011
5k
Aysun GÜL

Dağ Eşkiyalığından Meclis Eşkiyalığına!

29 Temmuz 2011
5k
Aysun GÜL

İnternet Sohbetleri Veba Gibi Sardı Toplumu

23 Temmuz 2011
5k
Sonraki Yazı

Yeni İlave İstihdam Teşvikinde Neler Var

Yorumlar 6

  1. Aşkın uyar says:
    15 yıl önce

    Allah’ın dinine sarılanlar bedava namaz kılıyorlar ve dua ediyorlar. Kur’anın öğrenmek de bedava, hava da bedava, tefekkürde bedava. Düşünmek için ortalığa saçılanları düşünerek yazıyorum bunları…
    Aysun bedava namaz kılıyorlar..imamlara para ödemiyormuyuz.yoksa ben mi yanlış biliyorum..

  2. atila ak says:
    15 yıl önce

    kalamine eline sağlık aysun

  3. atila ak says:
    15 yıl önce

    Binlerce yanılgı
    Ders alınası..
    Fakir kalmış sevinçlerin
    Ardında yatan
    Törpülenmiş bir geçmiş..
    Bir kolu kesik,
    Yalınayak ve topal..

    Gece yarısını çoktan geçti..
    Birazdan kızıl bir güneş
    Çalacak kapısını dünyanın..
    Günlerdir uykusuzum..
    Sigara en yakın yoldaşım..

    Hesaplaşmaya devam ediyorum..
    Kendimle
    Geçmişimle..

    Geleceğe dair endişelerim
    Çığlıklara karışarak
    Yankılanıyor duvarlarda..

    Soru yağmurları altında
    Şaşkına dönmüş
    Karmakarışık duygularımı
    Erinmeden ayıklıyorum..

    Masanın üstünde duran
    Yarı baygın
    Şarap şişeleri bile
    Gülüyor bana..

    Biliyorum..
    Ölümün soğuk elleri,
    Boğazım da
    Düğümleniyor her soluk alışımda..
    Hissediyorum..
    Zayıf bir anımı kollamakta..

  4. Aysun GÜL says:
    15 yıl önce

    :))
    Aşkın hocam evde kılınan 5 vakit namazda kimse para ödemiyor.
    Camilerde kılınan namaza gelince devlet böyle bir sistemi uygun görmüş ve imamlara para ödüyorlar. Yani herkes görevini yapıyor. EEe onlarda çoluk çocuk bakıyorlar:))
    Aslında benim anlatmaya çalıştığım hayatımıza renk katan bu dini yaşamak o kadar kolayken neden farklı dinlere yöneliyoruz.İnsan üstüymüş gibi böylesi anlayışların peşinde koşuyoruz.
    Bu öğretiler incelendiğinde görülecek bir şey var oda insanlara yönelişteki anlayış. Aynı sözler ve durumlar.
    Birşey değişmiyor aslında kullanılan yine insani duygular. hissel taciz diyorum bu düşünceye artık
    Saygılar hocam

  5. ahmet fidan says:
    15 yıl önce

    Sevgil Aysun,
    Yazının genel içeriğine katılıyorum.
    Ancak Yogada budizm ritüelleri olsa da, yoga başlı başına ayrı bir olgudur.
    Yoga ile İslam birbiriyle çatışmaz. Ya da çatışmamalı.
    Bunu budizm öğretilerinin bir aracısı olarak kullananlar da yok değil elbet. Ama onların varlığı inançlı “yogi” lerin olmadığını da gerektirmez.

    Bizin eski yazı işleri müdürümüz örneğin inançl bir “yogi” dir. Yogi: Yogacı

    Ama pek yaman çelişki olarak takdim ettiğin yazının mantalitesine katılıyorum.

    Sevgililer sevgilisine ulaşmak bedava. Üstelik en zevkli bir zaman ayırma olduğu halde insanlar para harcamanın tadından olsa gerek tersine davranabiliyorlar.

  6. Halil DAĞ says:
    15 yıl önce

    Çok kötü bir imla ile yazılmış olmasına karşın yazıdaki;
    “Mutsuz bir yaşamın akışından çıkan Buda’nın, bunu bir düşünce şekline sokup, insanlara aşılaması da zor olmamıştır.” tespiti çok önemli.
    Aslında bu hepimizin dünyayı neden kendi gördüğümüz gibi göstermeye çalıştığımızı da açıklamak için önemli bir rehber.
    Selamlarla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap