Işık karanlığa taşındımı güzeldir. Bir ovanın ortasındayız, etrafımız dört duvarla çevrili,her duvarın ayrı penceresi her pencerenin ayrı perdeleri vardır. Bizim yaptığımız ise duvarın bir köşesinde delik delip o delikten dışarı bakmaktır peki ne kadar dışarıyı görebiliriz?
Görürsekte pek fazla bişey göremeyiz değilmi! Neden perdeleri aralayıpta pencereden dışarıya bakma zahmetinde bulunmuyoruz. Kendi doğrularımızın doğru başka insanların doğrularını yalan olarak görüyoruz.yeri geldiği zaman insancıl davranıyoruz herkesin fikirlerine saygılıyız deme ihtiyacını duyuyoruz. Koskoca bir yalan söylediğimizin farkındayız ama işimize gelmiyor. Sonra başka insanlardan saygı bekliyoruz.bi kendine yönelipte sor ben saygıyı ne kadar hak ediyorum.soramıyoruz çünkü kendimizden korkuyoruz. Şems-i tebrizi’nin mevlanayı uykusundan uyandırması gibi bizde şu delalet uykusundan uyanalım kendimize ufakta olsa bir iyilik yapalım. İnsancıl olma yolunda bir nebze olaa bile adımımızı korkmayarak atalım.
Şems-i tebrizi unutmadan anlatmak istiyorum biraz. Konyaya mevlana hazretlerini görmek için giden bir derviştir. Konya sokaklarında gezinirken cüzzamlı hastalıklıbir vatandaşı görür. Hal hatırını sorar ona hocasının hediye ettiği aynasını hediye eder. Sonra sahoş birini görür onu sırtlayarak evine götürür yardım eder hocasının ona verdiği merhemi sarhoş olan vatandaşa verir.
Sonra kötü yola düşmüş bir bayanı görür onunla sohpet eder. Hocasının verdiği ipekten mendili ona hediye eder. Bu kadarını anlatmakla yetindim. İnsanların diğer hallerini görmüş bir insan .
Herkes tarafından dışlanan insan olarak kayideye alınmayan insanların dünyasına dalan bir ilim insanıydı.
Mevlana hazretlerinin bunlardan haberinin olmaması şemsi üzmüş olmalıki mevlanayı görmek için o kadar acele etmemişti. Mevlanayı uykusundan uyandıran ve düşündürmeye sevk eden bu derviş her insanın yaşamaya hakkı vardır. Rengiyle dini inancıyla diliyle herne olursa olsun ayrımcılağa yer olmadığı bir dünya. Ne olursan ol yine gel. Sözünü boşuna söylememiştir mevlana hazretleri. Gelin kardeşlerim bizlerde insanları rengiyle, diliyle , inancıyla ve görüşüyle yadırgamayalım. Yaptığımız en büyük yanlışlıklardan biride bu değilmi?
Eşitlik ve kardeşlik bağlarını pekiştirmek için duyarlı olalım. Şu üç günlük dünyada barışın ve huzurun egemen olacağı bir dünya yaratalım. Bir dostumun (yasin çakar) çok güzel bir cümlesini hatırladım.sevgide cömert sevdiklerimizi kırmakta oldukça cimri olalım.