Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Arzu KÖK

İnsan Hakları…

Arzu KÖK Yazar Arzu KÖK
30 Mayıs 2017
Arzu KÖK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Günümüzde tanımladığımız İnsan hakları ve yasalar, insanlığın yaşadığı nice savaşların, yoksullukların, felaketlerin ardından, ağır bedeller ödenerek tekrar kazanılan hakların belge haline gelmesi ile oluşmuştur. Bu bakımdan, insan onurunu taçlandıran, insana ilişkin hakları kalıcılaştıran belgelerin, bildirilerin, sözleşmelerin arkasında yaşanmış nice felaketler, katliamlar, kan, acı ve gözyaşı vardır. Bu anlamda  düşünülecek olursa, demokrasi ve özgürlük savaşımının kazanımlarını yazan Anayasalar için ‘Bu anayasa insan derisiyle kaplıdır’ dersek yanılgı olmayacaktır ki bu söz Paris Louvre Müzesi’nde bulunan 1789 Anayasasının kapağında yazılıdır.

Her felsefi akımla birlikte devlet yapılanmalarında farklı tanımlamalar da gelişmiştir. Ancak hangi tanımlamayı ele alırsak alalım Devlet, yönetimi altındaki bireylerin hak ve hürriyetlerini gerçekleştirmek, onları uygulamak ve genişletmekle yükümlüdür. Devletin insan haklarına yasal olmayan müdahalelerde bulunmaması gerektiği bir yana, bu hakları koruması da devletlerin yükümlülükleri arasındadır. Bu konudaki uygulamalar ise o devletin niteliğini ve gelişmişlik düzeyinin kıstası olarak görülür.

“Konfüçyüs, öğrencileriyle birlikte Thai Dağı’nın eteklerinde gezinirken, ağlayan bir kadın görür. Öğrencilerinden biri (Tze-Lu) kadına neden ağladığını sorar.

Kadın
– Çok acı çekiyorum. Bu çevrede bir kaplan var. Önce kaynatamı parçalayıp yedi. Sonra kocamı. Şimdi de oğlumu öldürdü, der.
–
Konfüçyüs
– Öyleyse, niçin bir başka yere gitmiyorsun? diye sorar.
–
Kadın şu ilginç yanıtı verir
– Çünkü burada insanlara baskı yapan bir devlet yok.

O zaman Konfüçyüs öğrencilerine şunları söyler; Kadıncağız haklı. Bunu asla unutmayınız ki,  baskı yapan devletler, kaplanlardan daha korkunçtur.”
İnsan hakları adına kolektif bir bilinç oluşturulmadığı, koruma ve denetim mekanizmaları devreye girmediği sürece bu belgelerin hayata geçirilmesi çok zordur. Ancak, bu yazılı belgelere işlerlik kazandırılamadıkça “İnsan, haklarıyla insandır…” özdeyişi popüler söylemden öteye gitmeyecektir. Günümüz Türkiye’sinde olduğu gibi.

Her ülkeye, her yönetim türüne göre değişik uygulamalar olması son derece doğaldır, ancak ülkeye göre insan hakları diye bir şey söz konusu bile olamaz. Hakların toplumsal işlevselliği ancak, çok yönlü eğitimle, birey olma bilincinin oluşturulması ile mümkündür. Temel insani değerlerin korunup geliştirilmesi, bu eğitimin her alanda yaygınlaştırılmasına bağlıdır.

“Eğer insanlar bir başkasının mutsuzluğu peşinde koşmak yerine kendi mutluluklarının peşine düşmeyi öğrenirlerse, bu beklenti hemen yarın gerçekleşebilir. Bu, hiç de uygulanmayacak kadar sert bir ahlak töresi değildir; ama benimsenmesi dünyayı cennete dönüştürebilir.” der B. Russell

Türkiye’nin insan hakları konusunda en büyük açmazı, insan haklarının aşırı derecede politize edilmesinden kaynaklanan algısal bir tepkidir. Özellikle son yıllarda yönetim, bu hakların, rejime karşı dışarıdan ithal edildiği algısıyla hareket etmiş, bu hakları adeta bir öcü gibi görmüşlerdir. Oysa insan haklarının standartları; ithal değil, aksine insan olmanın neticesidir. Yani insan hakları; marjinal, soyut, yaşamın dışında, biraz da kökü dışarıda bir ideoloji değildir. Böyle düşünüldüğü sürece de bu ülkede insan haklarından bahsetmek zor görünüyor. İnsan haklarının Türkiye özelinde depolitize edilmesi, normalleştirilmesi gerekmektedir.
“Türkiye’de imkânsız.” diyenleri duyar gibiyim. Ancak bilmelisiniz ki imkânsız diye bir şey yoktur. Evet şu sıralar o hakların tümü ayaklar altına alınmış, hatta “İnsan Hakları Anıtı” bile tutuklanmış olabilir ama mutlaka bir çıkış yolu vardır. Pes etmek, kendimizi imkânsızlığa odaklamak yerine, salim kafayla düşünüp bir çözüm bulmak ve bu uğurda mücadele etmek daha doğru değil midir? Gerekirse bu beyannameyi yeniden yazmalıyız. Açıkçası daha fazla yazıp sizleri yormak yerine, bu yasalardan ve değerli bilim insanlarının söyleyişlerinden örnekler vermek ve belki bir fikir oluşturur düşüncesiyle çekilmek istiyorum.

“Hakların bilincinde olmak diğerini görebilmektir. Diğerinin kendisi olduğunu kavrayabilmektir.” (Mim’den seçmeler VII)

“İnsan varlığı dokunulmazdır. Her insan, yaşamına ve kişi bütünlüğüne saygı gösterilmesi konusunda hak sahibidir. Hiç kimse bu hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz…” (Afrikalı Halkların İnsan Hakları Şartı, Madde-4)

“ İnsanın menfaatleri ve refahı, bilim veya toplumun menfaatlerinin üstünde tutulacaktır…” (Biyoloji ve Tıbbın uygulanması bakımından insan hakları ve insan haysiyetinin korunması sözleşmesi tasarısı)

“ Hiç kimse edimde bulunarak veya gerektiği durumlarda müdahaleden kaçınarak insan haklarının ve temel özgürlüklerin ihlaline katılamaz; kimse bu hak ve özgürlüklerin ihlalini reddettiği için cezalandırılamaz ve tedirgin edilemez…” (İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi, Madde- 10)

“Haksızlık etmemek, övünmeye değmez, asal olan onu akıldan bile geçirmemektir.” (Demokritos)

Binlerce yıldır sorunlarımızı başka bir yere kaydırıyoruz veya başka bir zamana erteliyoruz ve bunun adına da ‘çözüm’ diyoruz. Sadece ellerimize güvenebildiğimiz Taş Devri’nde yetersiz olan bizler, nükleer enerjiye ve internete sahip olduğumuz bu dijital çağda dahi öyleyiz. Artık bu güçsüzlüğümüzün sebebini belirlemenin zamanı geldi…” (Prof. Stefano E. D.’Anna, İkarus’un Yolu)

“…Herkesin daha iyi, gelişmiş ve refah içinde bir dünya düzeni kurulmasını istediği günümüzde artık insan haklarının bugün varmış olduğu düzeyden geri dönülmesini beklemek boş bir düştür. Ne var ki, son dönemde dünyada ortaya çıkan siyasal kutuplaşma ve giderek öne çıkan süper devletlerin teknolojik baskıları diğer ülkelerin ezilmesine veya gerilemesine yol açmaktadır. Bu nedenle silahlanma yarışının çok büyük üstünlüklerde geliştiği günümüz dünyasında insanlık yakın geleceğine güven içinde bakamamakta ve uygar bir dünyada insanca yaşamanın sürekli mutluluğunu duyamamaktadır. İnsan hakları ve özgürlüklerine dayalı dünya nimetlerinin ve ulusal gelirlerin dengeli dağıldığı, adil ve korkusuz bir dünyanın gerçekleşmesinde, ülkeleri ve halkları yönetenler birleşmedikçe insanların hakları konusunda kendilerini güvence altında görebilmeleri son derece zor görünmektedir. İnsanlığın gelecekte tehlikeye sürüklenmesine neden olan, teknolojik ve siyasal gelişmeler silahlanma ve ekonomik baskı biçiminde gündeme geldikçe, insan haklarının tehlikeden kurtulabilmesi olanaksızdır. İnsanlığı kitleler halinde ezmeye ve yok etmeye yönelik politikalar sürdükçe,… İnsan hakları hiçbir zaman güvence altında olmayacaktır.” (Prof Dr. Anıl Çeçen)

“…Yasalar gelip geçicidir. Suç kavramı da göreceli bir kavramdır. Toplumların gelişimine göre dün suç sayılan, bugün suç olmaktan çıkabilir. Düne göre yasadışı sayılan, bugün ulusal onuru temsil eder hale gelebilir. Kaldı ki, tarih bilinci içinde arkamıza baktığımızda, adalet tarihinin adli hatalara da tanıklık ettiğini görürüz. Baldıran zehrini içmeden önce öğrencilerinden biri Sokrates’e şöyle seslenir: “ Sizi suçsuz yere öldürüyorlar”. Büyük düşünür öğrencisini bir soruyla şöyle yanıtlar: “ Suçlu yere öldürselerdi daha mı iyi olurdu? “ Yargının hükmü Sokrat’ı, onu ölüme mahkûm eden beş yüz üç yargıcı ise, doğanın hükmü, ölüme mahkûm eder. Yüzyıllar akar gider… Günümüzde, o yargıçlar meclisini kimse anmaz, ama Sokrat’ın yüzü insanlığa gülümser. Sonuçta, kendisini bugüne taşıyabilenlerin, insanlığın gerçek sözcüleri olduğunu öğrenmiş oluruz.” (Av. Veysel Gültaş, Affet Bizi Zeytin Ağacı.)

Sorunlarımızın daha nice yıllarca ötelenmemesi adına cesurca çözümler üretmek, üretmeniz dileğiyle…

Paylaş
Etiketler: Anıl ÇeçenB.RusselDemokritosinsan haklarıİnsan Hakları - Arzu KÖKkonfüçyüsLouvre MüzesiparisŞair-Yazar_Eğitimci Arzu KÖKStefano E. D'Annatürkiye
Önceki Yazı

Sabıka Kaydı

Sonraki Yazı

Milyonlarca Esnafın Yüzünü Güldürecek 6 Önemli Adım Daha Atıldı

Arzu KÖK

Arzu KÖK

İlişkili Yazılar

Arzu KÖK

Kökleri Unutmak.

07 Aralık 2021
5k
Anı / Günce

Kökleri Unutmak…

11 Eylül 2021
5k
Arzu KÖK

Gençlerden Mesaj!

18 Mayıs 2021
5k
Arzu KÖK

Şaşırmak…

09 Mayıs 2021
5k
Sonraki Yazı

Milyonlarca Esnafın Yüzünü Güldürecek 6 Önemli Adım Daha Atıldı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap