Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nuray KAYACAN

İnancın Taşı Erittiği Şehir

Nuray KAYACAN Yazar Nuray KAYACAN
08 Mayıs 2012
Nuray KAYACAN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Mardin içinde birçok din ve mabet eşzamanlı olarak varlığını sürdürmekte. Burada insan kendini zaman tünelinde son derece hızlı bir yolculuk yapıyor gibi hissediyor. Objektifinize takılan din, kültür, ırk, mezhep an be an değişiyor. Her silüette farklı bir anı, tarih, birikim farklı bir hikâye var. Oturup bir taşın üzerine gelene geçene bakmak bile nasıl bir tat bırakıyor dimağınızda bilemezsiniz.”

Mabetler Şehri Mardin

Mardin adeta mabetler şehri, başınızı ne yöne çevirseniz bir dinin kutsandığı, yaşatıldığı mekân karşınızda beliriyor. Hepsi ayrı ayrı son derece güzel, tılsımlı ve hayranlık uyandırıcı… Kulluk etmeyi beceremese de ibadethane yapımında titiz, usta ve alkışa şayan insan-ı beşer. Bu ibadethanelerden bazısı ziyarete açık, bazısı ise kapalı durumda… Yüksek duvarların ardından tüm ihtişamıyla sizi selamlayan yapıları merak ediyorsunuz. Mor Şimuni Kilisesi de bunlardan biri. Süryani Kadim Kilisesi olan yapı Tanrı’ya inancı yüzünden yedi çocuğuyla beraber öldürülen (Azize) Şimuni adına yapılmış. Mardin’deki kültürel çeşitliliğin yansıması olan Süryanilerin Asuri ya da Arami kökenli olduğu söylenmekte. Pagan kültürlerin hâkim olduğu dönemlerde güneşe tapan Süryaniler Hıristiyanlığı kabul eden ilk topluluk. Hıristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde, ibadetler için mağaralar kullanılmış. Şu anda ise bölgede çok sayıda kilise ve manastır bulunuyor.

Gece Vakti Gerdanlık Gibi Işıldayan Bir Şehir

Kent geceleyin de görülmeye değer. Mardin ışıkları geceleyin bir gerdanlık biçimini alıyor. Şehir ışıklarını görebileceğiniz Erdoba Konakları’nda elmalı nargile ve mırra keyfi yapabilirsiniz. Hıristiyanlar ile Müslümanların son derece hoşgörü içinde kaynaştığı bir kent olması bakımından da örnek gösteriliyor. Bu nedenle, inanç turizmi açısından öneme sahip. Yurt dışı gezilerinde koştur koştur diğer dinlerin mabetlerine gidersiniz. Bir yandan da cami özlemi içinizi yakar, kavurur. Mardin bu anlamda bulunmaz bir nimet. Diğer dinleri tanırken, ezan sesine hasret kalmadan, yanı başınızda bulunan camide namazlarınızı ifa edebiliyorsunuz.

Dar Sokakların Çatısı Abbaralar

Sokakla evin, kamusal alanla özel mülkiyetin bir arada durduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kapı-altı olarak bilinen geçişler Mardin’in karakteristik özelliklerinden biri. Özellikle aynı ailenin farklı parsellerine geçişi sağlayan abbaralar sokakları da birbirine bağlıyor. Ev sahibi ailenin adıyla anılan abbaralar, aynı zamanda buluşma yerleri. Eğime dik ya da paralel olarak konumlanabilen abbaralar genelde kabaca işlenmiş moloz taştan sivri, basık ya da yuvarlak kemerli olarak yapılıyor. Daracık sokakların üzerindeki odacıkların altından geçerken “aç kapıyı bezirgân başı” oynuyor gibi hissediyor, hangisinden geçerken sizi kapacak merak ediyorsunuz.

Ne Yenir, Ne İçilir?

Yolda durup tek batırımlık badem şekeri alıyoruz. Görünürde pek ahım şahım değil ama lezzeti bir o kadar gösterişli. Her yerde bulamayacağınız badem şekerinin içindeki nefis badem ben buradayım diyor. Mardin yemeklerine gelince; içli köfte ve şemburek denilen kapalı lahmacunu meşhur. Ayrıca şeker leblebisi, fıstıklı pestili ve Mardin’in çok özel yöresel yemekleri mevcut: Özellikle kıbbe, çiğ köfte, keşkek, zerde, cevizli sucuk, helva çeşitleri, cevizli tatlılar yenebilir.

Kanser Oranı Büyük Kentlerde Neden Daha Fazla?

Mardin Kayseriye Pasajı’nı geziyoruz. İstanbul kapalı çarşı gibi rengârenk, cıvıl cıvıl bir ortam… Daracık sokaklardan ana caddeye doğru uzanırken yol boyu çoğunda soğutucu dahi bulunmayan kasaplar dikkatimi çekiyor. Etler demir halkalara asılmış, ortada salınıyor. Ciğer, işkembe, sucuk, et hepsi bir arada kardeşçe müşteri beklemekte. Avrupa birliği kriterlerine son derece uyumsuz bu ortamda şu soruyu soruyorum: Açık alanda etlerin üzerine konan sinek, toz ve mikroplardan veryansın eden biz, kanserojen naylon poşetlerle sarmalanmış, paketlenmiş ürünler ne derece sağlıklı bilebilir miyiz? Paketlenmiş ürünler sağlıklı ve hijyenikse şayet, kanser oranı büyük kentlerde neden daha fazla, bana izah ediverin bir zahmet!

Yazın Toptan Yıkıyoruz!

Mardin’in 3 kilometre doğusunda bulunan Deyrulzafaran Manastırı tarihte bir dönem dünya Süryanilerinin patriklik merkezi olmuş. Manastırı mimarisiyle bölgedeki diğer manastırlara örnek teşkil ediyor. Manastır, 4. yüzyılda kurulmuş ve dönemden kalma mozaikler bugün de görülebilmekte. Canlı bir tarih görünümünde olan manastırın en büyük özelliklerinden biri de içinde 52 Süryani Patriğinin mezarının bulunması. Taş duvarların üzerinde isimleri yazılı. Biri öldüğünde duvarı oyup nasıl koyuyorlar anlayabilmiş değilim. Anlamadığım bir diğer konu olan vaftiz ritüelini soruyorum: “Bu soğuk havada çocuklar yıkanınca hasta olmuyor mu?” diyorum. Rahibin cevabı kısa ve öz: yazın toptan yıkıyoruz.

Hepsi Birbirinden Güzel ve Makul Fiyatta

Bilet alıp içeri giriyoruz… Müze kart burada da geçiyor, o nedenle ben transit geçiyorum. Belli aralıklarla rehber eşliğinde manastır geziliyor. Rehberi beklerken hediyelik eşya satışı yapan bölmeye uğruyoruz. Buradaki yüzükler kadın olanın aklını başından alacak cinsten. Özellikle Telkari işlemeli olanlar yöreye özgü, hepsi birbirinden güzel ve makul fiyatta. Manastır Hıristiyanlıktan önce bölgede hâkim olan Pagan inançlarından güneşe tapan Şemsilerin mabedinin üstüne inşa edilmiş. Mahzenine indiğinizde güneşin doğduğu yönde açılmış pencereleri olan son derece basık, karanlık bölme ilginç geliyor. Nasıl ibadet edilir güneşe, nasıl ritüeller takip edilir merak ediyor insan.

Güneşe Nasıl Tapılır?

Güneşe tapan Şemsiler güneş doğarken önünde 3 kez eğiliyor. Evlerinin kapıları doğuya bakıyor, öküze ve ineğe saygı duyuyorlar. Belki de bu nedenle bölgeye bu dinin Hindistan’dan geldiğine dair rivayetler var. Vaftiz ve günah çıkarma onlarda da var. Dini kitapları yok, türkü ve şarkı söylemeyi çok seviyorlar. Günahlarının saçlarında toplandığına inanıyorlar. O yüzden birisi ölüme yaklaştığı zaman, saçlarını sakallarını kıllarını koparıyorlar. Aslında ölümü böylelikle barbarca hızlandırıyorlar. Ölecek kişinin boğazından biraz likör dökmekle ölüme daha çabuk ulaşacağına inanıyorlar. Bu tarikatın üye sayısı çok az. 50 civarında aile oldukları düşünülmekte. Hepsi Mardin çevresinde çok fakir bir durumda yaşıyorlar. Şemsi kadınlar beyaz bir kıyafet giyiyor. Haklarında daha fazla bilgi bulmak çok zor; putperestlikle suçlanmaktan korktukları için pek fazla ortaya çıkmıyorlar.

Sümerlerden Selçuklulara, Bizans’tan Osmanlıya…

Osmanlı idaresine geçinceye kadar Eyyubi, Abbasi, Şaybani, Hamdani, Mervani, Artuklu, Karakoyunlu, Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu ve Safavi gibi çeşitli devlet, hanedan ve aşiretlerin hâkimiyetinde kalan kentte, en büyük eserleri Artuklular bırakmış. Manastır dört küçük kilise, Şemsi Tapınağı, patrik, metropolit, rahiplere ait özel divan ve odalardan oluşmakta. Deyrulzafaran Manastırı diğer kiliseler ve hatta camiler aynı taş işlemeciliği, aynı mimari ve aynı etkiyi yapıyor. Sümerlerde Selçuklulara, Bizans’tan Osmanlıya uzanan bir süreç… Selçuklu mimarisine ayrı bir hayranlığım vardır. Buranın dokusunda da genel olarak aynı hava hâkim. Sadeliğin ihtişamı hissedilir, basit olanın ağırlığı, gücü ve heybeti… Yapılar gerektiği kadar süslenmiştir sanki, ne bir eksik ne bir fazla rötuş vardır. Makyajla güzelliğinin önüne geçilmemiştir. İşlevsel, duru, saygın bir karakteristiği vardır.

Ortaçağ Kenti Midyat

Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin’den yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta. Mardin’e benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ kentini andırıyor. Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’ta. Bir kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyor. Mutlaka izlemelisiniz. Midyat’ta meşe, bitim, antepfıstığı gibi ürünler ve kendine has acur, kavun yetiştiriliyor. Dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiği kavşak noktası.

Ağlamadan Namaz Kılınmıyor Bu Mescitlerde

Önemli bir İnanç Turizmi merkezi olan Mardin’de merkezde Ulu Cami’de namaz kılmak tarifi zor hisler uyandırıyor. Hele ki sizden başka kimsenin olmadığı Zinciriye medresesinin Mezopotamya’ya kuş bakışı manzaralı camisinde ağlamamak imkânsız. Elle oyularak yapılmış işlemeler, kapının kirişinde sadece namaza gelenlerin ayak basmaları ile oluşmuş çukur, binlerce yıllık mekânda ibadet etmek, gelmiş geçmiş tüm müminlerin orada yaptıkları duaları hissetmek sebepler dairesinde kendine yol arayan her aç zihinde tevekkül etkisi yapıyor.

Kadrolu Eşek Boğazımı Sıkıyor

Araç trafiğinin mümkün olmadığı bu sokaklarda, belediyenin çöp toplama işleri, bir çöpçünün idaresindeki iki eşekten oluşmuş birimlere bırakılmış. Kadrolu eşekler dar sokaklarda görevlerini ifa etmekte. Kar beyaz bir eşeğin yanında resim çekilmek üzere duruyorum. Önce uzun uzun süzüyor beni. Akabinde şalımı ısırıp çekmez mi? Boğazımı sıkan eşeğe kızgınlıkla son derece saçma bir hakaret ederek, nesebini hatırlatıyorum.

Dinlerin Buluştuğu Şehir, Mardin

Rengârenk giyinmiş Arap kültü bir kadının gözlerinde, puşi bağlamış merkebiyle sebze taşıyan bir çocuğun o yaşında oluşmuş kaz ayaklarının derininde, bir rahibin sessizliğinde ve saklamasında zihnindekileri, bir Türk’ün korkusunda, bir ‘Kürd’ün zılgıtında, bir Zerdüşt’ün gizeminde, bir Şia’nın, bir Sünni’nin inancında kendini tarif edebilmek. Onların farklılığında kendi farkını taltif edebilmek. Hayatı becerememenin ezikliğiyle uluorta savunmasız çığlık çığlığa her hangi bir nedene haksızca saldırabilmek.

Durdurun Dünyayı Başım Dönüyor

Zihin koridorlarında dörtlüleri yakıp, kenara çekmek diye tarif edebilirim Mardin seyahatini. Kapılıp gitmeye izin yok karşınızda Mezopotamya tüm cüretkârlığı ve cazibesiyle serili durmaktayken. Dünyanın hiçbir ülkesi bu tadı, bu hissi vermez veremez, yaşatmaz, yaşatamaz söyleyeyim size açıkça ve netçe. Kendine bakmayı sevmez insan, böyle ayna tadında diyarlar gününü gün etmeye meyyal bünyelerde antioksidan etkisi yapabilir. 

Paylaş
Etiketler: Çatısı AbbaralarDar SokaklarınGece Vakti Gerdanlık
Önceki Yazı

Gıda Teröristleri Dondurmaya da El Attı

Sonraki Yazı

Narsizm ve Türkiye Gerçeği

Nuray KAYACAN

Nuray KAYACAN

İlişkili Yazılar

Nuray KAYACAN

Skandal

11 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Sıkıldık Gayri

10 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Türban Çıkmazı

08 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Ne Hale Geldik?

03 Temmuz 2012
5k
Sonraki Yazı

Narsizm ve Türkiye Gerçeği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap