Değerli yazar, şair ve sanatçı arkadaşlarım, Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneğinin 95. etkinliği içinde, Derneğin Yönetim Kurulunca, dernek üyesi olan yazar ve şairlerin yayınlanmış olan kitaplarını, siz değerli sanatseverlere imzalamaları için, bir imza masası açılmıştır. Onursal Başkan olarak, bana verilen tanıtım görevi nedeniyle huzurlarınızdayım. Sunumuma başlamadan önce sizlere sevgiler ve saygılarımı sunarım.
Bu vesileyle deneğimizin üye şairi Şahap Adıgüzel’e birkaç soru sormam gerekiyor:
*Sayın Şahap Adıgüzel’in kısaca kendini anlatır mısın?
*Sayın Şahap Adıgüzel, “BEN DÜNYAYIM ÖLDÜRME” adlı şiir kitabıyla ilgili olan bu adı ne maksatla kitabınıza koymuş bulundunuz? Bu hususta ne söylemek istersiniz?
*Sayın Şahap Adıgüzel, şiirle tanışmanız nasıl oldu ve şiir yazarken neler hissetmektesiniz?
*Sayın Şahap Adıgüzel, yazmış olduğu hece şiiri hakkında bizlere ne söylemek istersin?
Değerli yazar, şair ve sanatçı arkadaşlarım, gördüğünüz gibi Şair Şahap Adıgüzel, Kars, Arpaçay, Bardaklı köyünden olduğunu, hatta ilkokulda benim öğrencim olduğunu söylerken şahsımı duygulandırmış oldu. Şiire çok küçük yaşlarda başladığını, almış olduğu eğitim gereği, sürekli hece şiiri yazdığını, hece şiiri yazarken de, hece şiiri kurallarına her daim dikkat ettiğini söylemiş bulundu.
Değerli arkadaşlarım, şairimizin ifadeleri içinde tamamlayıcı bir hususu söylemek istiyorum. Öncelikle, şiir nedir ve nasıl yazılmalıdır hususu çok önemli bir husustur. Şöyle ki, şahsım olarak elli yılını aşkın bir zaman dilimi içinde şiir yazmakla geçiren bir arkadaşınızım. Bu zaman süresi içinde çeşitli şiirleri okuyup ve yorumlamışımdır. Sizlere söylemek istediğim o dur ki, öncelikle şiirin ne olduğu ifadesinin anlamının ve kökeninin bilmesidir. Bu ilkeler içinde, şiirlerini yazan Şahap Adıgüzel’in yayınlanmış olan kitabındaki şiirlerini okuduğumda, hece şiiri olarak çok özen gösterildiğini görmüş bulundum. Böylece sizlerde bu şiirleri okuduğunuzda, bu söylediklerimi görmüş olacaksınız.
Değerli yazar, şair ve sanatçı arkadaşlarım, Bizler bir birimizi görsel olmanın dışında, romanlarımızla, hikâyelerimiz ve şiirlerimizle daha iyi tanıma fırsatını bulmuş oluruz diye düşünmekteyim. Günümüzde yazar ve ya şaire ait olan kitabın okuma işi tamamlandıktan sonra, karşımızdaki şahsın kim olduğunu ve ne iş yaptığını öğrenme şansına erişmiş olacağımız gibi, kitaplığımıza da O’nun bir kitabını kazandırmış oluruz. Bu işlemleri yaparken de, o şairi onurlandırmış oluruz. Azda olsa maddi olarak destek vermiş oluruz. Ben şairim diyenler, bir şair arkadaşın imzalı kitabına sahip olmaması, bence bir eksiklik olur. Gereğinin yapılacağına inancım tamdır.
Değerli yazar, şair ve sanatçı arkadaşlarım, bana göre şiir nefes almak gibi bir yaşam iksiridir. Bu düşüncemin ötesinde, şiir bir aşk ve bir sevdanın ürünüdür. Aşksız yazılan şiir mayasız ve tuzsuz ekmek gibidir. Öyle yapılan bir ekmeğin ne lezzeti nede tadı olur. Hiç bir zaman verebileceği bir etkileşim olamaz. Çünkü şiire mantık olarak baktığımızda, çevresel seslerden etkilendiğimiz gibi, doğanın seslerinden de etkilenmiş oluruz. Bakın, şiir denizin üstünde yüzen köpüğün çıkardığı sesi, aynı zamanda esen bir lodosun uğultusu ve uçan bir martının kanatlarından çıkan bir sesi ve daha nicelerini yazarak veya söyleyerek anlatmadır. Şiir bu saydıklarımın ötesinde, edebiyatın geniş bir alanın içinde yer alan çok önemli bir sanat dalıdır. Şiirin halk edebiyatı içindeki yerine baktığımızda, bir Annenin bebeğine söylediği ninnisidir. Gökyüzüne baktığımızda, bulutlar kümesinin çarpışması sonucunda, ışığıyla birlikte çıkardığı sesidir. Aynı zamanda şiir bir sevdanın, bir aşkın sesinin dışa vuruşudur. Kısacası, şiir hayallerimizin, rüyalarımızın, yenilgilerimizin, başarı ve başarısızlıklarımızın özü olarak gönlümüzde yerini bulandır. Bir başka değişle de gönüllere sığmayan bir hazzın bütünüdür. Şiir yaşamın birebir gerçekleri içinde, yer alandır.
Değerli yazar, şair ve sanatçı arkadaşlarım, her yazılan şiirler ister serbest, isterse hece ölçüsünde olsun, mutlaka felsefi düşüncesi içinde bir bütünlük taşımalıdır. Hele hele hece şiiri yazanlar, şiirin durak eşitliğine, hece sayısına, felsefi ve matematiksel yazılışına dikkat etmelidirler. Her iki halde yazılan şiirlerin, belli kural ve hususları mutlaka dikkate alması gerekir. Çok önemli gördüğüm ve önemsediğin hususlardan biriside, şair şiirlerin yazılış dilini çok iyi bilmelidir. O zaman şair yazmış olduğu şiirlerinde neyi anlatmak istediğini bilir buna göre hayranlığını, sevincini, acısını dile getirmesinde, sanatsal bir işlevi başarmış olur. Bu da gösteriyor ki, şiirin mayasında mutlaka aşk yerini almalıdır. Aşk denilince, aklımıza vatan, ana, baba, kardeş ve doğa aşkı gibi birçok aşk ve onun düşünceleri gelmelidir. İçinde aşk olmadan yazılan şiirlerde, okuyucunun kendisini bulması imkânsızdır. Ben Şairim diyenler, şiiri müzik kabul edip, aşkı da onun orkestra şefi olarak düşünmek zorundadırlar. O zaman şiirimiz şiir olmuş olur.
Değerli yazar, şair ve sanatçı arkadaşlarım, şimdi huzurunuzda kitabını imzalamak üzere oturan Şahap Adıgüzel’in, şiir kitabını alıp okuduktan sonra, bu söylediğim kırıterler içinde incelediğinizde, onu daha iyi tanımış olacaksınız. Sözlerime son verirken, beni can kulağıyla dinlediğinizden ötürü de, teşekkür ediyor Sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Halk Şairi